Vitaly Naumkin
Rusya Bilimler Akademisi 'Oryantalizm Enstitüsü' Başkanı
TT

Rusya önce davranarak nükleer silah kullanımına başvurur mu?

Moskova’da ünlü siyaset bilimci, İktisat Yüksek Okulu Dünya Ekonomisi ve Uluslararası İlişkiler Fakültesi Bilimsel Direktörü ve gazetecilerin sıklıkla "Kremlin destekçisi" diye adlandırdığı Profesör Sergey Karaganov tarafından Rus medyasında Haziran 2023'te, hızla şöhret kazanan skandal bir makale yayınlandı. Bu makalede yazar, nükleer silah kullanımına ilişkin geleneksel Rus yaklaşımını gözden geçiriyordu. Yetmiş beş yıldır karşılıklı caydırıcılık sağlayan nükleer silahların dünyayı kurtardığını, insanların basitçe buna alıştığını vurguluyordu. Ardından şunu ekliyordu: Ancak artık nükleer silahların caydırıcı olmadığını kendi gözlerimizle görüyoruz, çünkü daha önce düşünülemez olan şey bugün gerçekleşiyor.

Peki, yazar neyi düşünülemez buluyordu? Makalesinde yazdığına göre “Batı’nın, nükleer bir süper gücün yanı başında büyük bir savaş başlatmasını.” Bu, Batı'nın nükleer bir savaşın olamayacağına ve asla gerçekleşmeyeceğine dair kesin inancında yatan ve Sergey'in "stratejik başkalarının işine karışma" olarak adlandırdığı şey sayesinde mümkün oldu. Başkan Vladimir Putin'in bu konu hakkında konuşurken tartıştığı konu tam olarak da buydu.

Peki, tam olarak ne ters gitti? Karaganov, gerçeğin sakinleşmemizde ve “nükleer silahların kullanım eşiğini pervasızca yükseltmemizde” yattığına inanıyor. Bunun, “Batı'nın şu anda bu durumu tesadüf sayılamayacak şekilde kullanmasının nedeni olduğunu” ve “Batı'daki yarı yetkililerin her zaman Rusların asla nükleer silah kullanmayacaklarını vurguladıklarını” söylüyor. Yazar, Rusların bu şekilde Batılı ülkelerin Ukrayna'da geniş çaplı ve büyük bir savaş başlatmasının önünü açtığına inanıyor. Ancak Batı'nın askeri-endüstriyel kompleks alanındaki kapasitesinin bizimkinden daha yüksek olduğunu düşündüğümüzde, bu savaşla bizi sadece yormak istediğini belirtiyor. Böyle bir stratejinin yardımıyla Çin'i zayıflatmayı ve aynı zamanda "potansiyel bir stratejik oyuncu ve rakip olarak eski dünyayı yok etmeyi" umduğunu da kaydediyor.

Peki, Profesör tüm bu söylenenlerden hangi sonuca varıyor? Vardığı sonuç ne eksik ne de fazla şöyle: "Başkanımızın- ki burada Putin'e tavsiyelerde bulunuyor- nükleer silah kullanma konusundaki kararlılığını göstermesi gerektiğine inanıyorum!"

Peki, nükleer saldırı kimi hedef almalı? Bu sorunun cevabı da makalede yer alıyor. Yazara göre tabii ki Ukrayna değil, çünkü orada “bizim halkımız” yaşıyor (bu anlaşılabilir bir durum, aksi takdirde “akrabalarınızı vurun ki yabancılar korksun” atasözündeki gibi olur). Karaganov’a göre söz konusu saldırı, “Kiev'deki paralı asker rejimine en büyük yardımı sağlayan” Avrupa ülkelerini hedef almalı.

Bu provokatif makalenin yazarı aynı zamanda "aşırı sert eylemlerden" kaçınılması gerektiğini, ancak gerçekçi olarak böyle bir senaryoya hazırlıklı olunması gerektiğini de söylüyor. Füzelerin yeniden konuşlandırılmasını veya stratejik füzelerimizi daha yakın mesafelerde test etmeyi, hatta yukarıda adı geçen ülkelerle diplomatik ilişkileri koparma gibi aşırı bir adım atmayı örnek veriyor. Bundan şüphe duyanlara yönelik önerisi ise daha da ilginç. Bununla ilgili olarak: "Bütün Rusça konuşanları, eski Sovyetler Birliği'nin tüm vatandaşlarını ve "iyi niyetli' tüm kişileri" nükleer saldırının potansiyel hedefi olabilecek yerleri terk etmeleri konusunda uyarmanın gerekli olduğunu söylüyor. Sergey Karaganov Amerikalıların, Rusya'nın bir Avrupa ülkesine veya bir grup Avrupa ülkesine yönelik nükleer saldırısına yanıt olarak, Rusya topraklarına bir karşı nükleer saldırı düzenlemeyeceğinden, ancak kesinlikle büyük ölçekli konvansiyonel saldırılar yönelteceğinden emin. Ancak bu durumda Rusya'nın (belki de bu düellonun başlangıcındaki aynı hedeflere) yönelik daha sert ve daha güçlü nükleer saldırılarla yanıt vermesi gerektiğini belirtiyor.

Karaganov'un son önerisi, özellikle buna karşı çıkan meslektaşları arasında büyük şaşkınlığa neden oldu. Yetkili bir uzman, profesyonel bir asker ve Rusya ile yurt dışında yaygın olarak tanınan PIR Merkezi Konseyi Başkanı Korgeneral Evgeny Buzinsky gıyaben tartışmaya katılarak, nükleer silahların kullanımına ilişkin bu tür senaryoların "gerçek dışı" olduğunu değerlendirdi.

Stratejik silahlar alanında tanınmış bir başka uzman (ve Yabloko Partisi’nin Federal Siyasi Komitesi üyesi), Dünya Ekonomisi ve Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nden (IMEMO) Akademisyen Aleksey Arbatov'un görüşünü bir başka örnek olarak aktarabiliriz. Arbatov, özellikle İktisat Yüksek Okulu'ndan meslektaşı tarafından yayınlanan makalenin "mesleki açıdan eleştiriyi hak etmediğini" yazdı. Dahası şunu da ekledi: Örneğin, sözde nükleer saldırıların hedef alacağı alanların yakınındaki vatandaşları ve (iyi niyetli) tüm kişileri tahliye için yeterli zamana sahip olmaları amacıyla uyarmaya yönelik sahte insani önerinin anlamı nedir? Vatandaşlarımızın yerini tespit etmek için göçmenlik hizmetini oraya mı göndereceğiz? Buna göre rahiplerin de “iyi niyetli” olanların yanına gitmeleri gerekecek. Belki Patrik de bu amaçla özel bir heyet görevlendirir?

Ancak Karaganov düşünce akışını sürdürüyor ve Çinli ortaklara da tavsiyelerde bulunarak şöyle yazıyor: “Çinli olsaydım, Ukrayna konusundaki anlaşmazlığı sona erdirmek için acele etmezdim. Çünkü bu, Amerika Birleşik Devletleri'nin ve Batı'nın ve onların askeri gücünün dikkatini Çin'den uzaklaştırıyor ve Pekin'in kendi gücünü korumasına ve geliştirmesine olanak tanıyor."

Makalenin birçok Rus yayınında yeniden yer almasının, yayımlanmasının ve yurt dışında kendisinden geniş çapta alıntı yapılmasının ardından, uzmanlar ve ilgili okuyucular arasında siyaset dünyasının ana fikri hakkında bir tartışma ortaya çıktı ve pek çok yorum yapıldı. Bu tartışma sırasında bazıları, yayınlanan bu materyalin "yukarıdan" biri tarafından (bu birinin bizzat devlet başkanı olacağını söyleyenler dahi oldu) tavsiye edilmiş olabileceği ihtimalini gündeme getirdiler. Ancak Valday Uluslararası Tartışma Kulübü'nün bu yıl 5 Ekim'de düzenlenen ve katılımcıların başkana soru sorma fırsatı bulduğu son toplantısında, katılımcılardan biri Putin’e profesörün önerisi hakkında ne düşündüğünü sorduğunda, verdiği cevapta böyle bir varsayımın varlığını nazikçe reddetti. O zaman bu fikrin ne devlet başkanının yönetiminden ne de bilhassa başkanın kendisinden gelmediği açıkça ortaya çıktı. Vladimir Putin, Rus askeri doktrinine göre Rusya'nın nükleer silahları yalnızca iki sebeple kullanabileceğini bir kez daha açıkladı. Bu sebeplerin ilki, nükleer silahların bize karşı kullanılmasına (bir karşı saldırı) karşılık vermek. Diğeri ise konvansiyonel silahlar da olsa Rus devletine yönelik varoluşsal bir tehdide karşılık vermek.

Putin, Rus doktrininde nükleer eşiğin düşürülmesine gerek görmediğini söyledi ve “Bugün Rus devletinin varlığını tehdit eden böyle bir durum yok. Bunu değiştirmeye ihtiyacımız var mı? Peki, hangi amaçla değiştireceğiz?” dedi. Başkan ayrıca şunu da vurguladı: "Aklı başında olan hiç kimsenin Rusya'ya karşı nükleer silah kullanmayı düşüneceğine inanmıyorum."

Bu şekilde konu etrafında dönen tartışmalara son nokta konulmuş oldu. Bu arada cesur fikirlerinden ödün vermeyen müstesna meslektaşım Profesör Karaganov'un adı da medya mecralarında geniş çapta tekrarlanır hale geldi.