Vail Mehdi
TT

Kuruluş döneminden gelecek için bir fikir

Kuruluş Günü'nde her zaman Suudi Arabistan devletinin nereden geldiğini ve nasıl geliştiğini anlamaya başladığı zamanlara dönmeye çalışıyoruz.

Suud yöneticilerinin dönemleri farklı olabilir ve devleti yönetme yöntemleri farklılık gösterebilir. Ancak zamanla değişmeyen şey, devletin ekonomik kaynaklara olan ihtiyacıdır.

Birinci ve ikinci Suudi devletlerinin tarihi hakkında çok az kaynak bulunuyor. O dönemle ilgili bilgilerin İbn Bişr'in yazılarıyla ve yine o dönemde Arap Yarımadası'nı ziyaret eden birçok Avrupalı seyyahın yazdıklarıyla sınırlı kalmasına rağmen eldeki bu bilgiler birinci ve ikinci Suudi devletlerinin ekonomik sisteminin genel biçiminin net bir resmini ortaya koyuyor.

Üçüncü Suudi Devleti’ne gelince, bu kendisinden öncekilerden farklı bir model teşkil ediyor. Bugün halen Kral Abdulaziz bin Suud'un kurduğu ve uluslararası şirketlere verdiği petrol imtiyazları altında yaşıyoruz. Bunun en temelinde de Aramco yer alıyor. Bu şekilde devlet hazinesi yeniden canlandırıldı.

İlk Suudi devletinin ekonomik sistemini kısaca özetlemek istersek, şunu söyleyebiliriz ki, coğrafi alanı geniş olmasına rağmen zekât ve vergi kalemleri devlete makul bir kaynak sağlıyordu.

Bu sadeliğe rağmen Diriye yöneticileri para toplama konusunda örgütlüydüler. Arap Yarımadası halkının faaliyeti tarım ve hayvancılığın ötesine geçmezken, birçok işçinin çalıştığı merkezi bir devlet hazinesi ve onun şubeleri vardı.

İkinci Suudi Devleti biraz gelişti. Riyad yöneticilerinin hâkim olduğu güvenlik nedeniyle ticaret önemli ölçüde gelişirken zanaatların yayılması sınırlı kaldı. Ancak genel şekli halen devlete ödenen zekât sistemine bağlıydı. İkinci Krallık döneminde inci ticareti dünya çapında yayıldı. Mumbai'de satılarak Arap Yarımadası'nın doğu kıyısında yaşayanlara yeni bir gelir kaynağı kazandıran inciler oradan da Avrupa'ya ulaştı.

Belki de ikinci devletteki pazarların yaygınlaşması ekonomik durumun gelişimini gösteren en dikkat çekici unsurdur.

Tarihe dönersek, tarımın, hayvancılığın ve balıkçılığın yüzyıllardır Arap Yarımadası ekonomisinin temelini oluşturduğunu ve korunması gereken önemli bir miras olduğunu görüyoruz. Evet, bugün yeraltı sularının azalmasıyla tarımsal genişlemede büyük zorluklarla karşı karşıyayız. Ancak bu zorluklar bizim için bir engel değil, teşvik olmalıdır.

Kral Abdullah Bilim ve Teknoloji Üniversitesi'nin (KAUST) bilimsel çözümler bulmak için iddialı proje ve araştırmaları var. Bunlardan bazıları, deniz suyu kullanılarak domates üreten Kızıldeniz Tarım Şirketi gibi gerçek projelere dönüştürülüyor. Bu şirket gerçek bir başarı öyküsü. Zira çeşitli yatırımcılardan fon toplayan şirket, yakında Kızıldeniz'deki yeni projelerde turistlere ve otellere organik gıda sağlayacak.

Kuzeydeki NEOM şehrinde Topian şirketi, tüm modern dikey ve dikey olmayan tarım yöntemlerini kapsayacak şekilde teknolojiye dayalı modern ve gelişmiş bir tarım sistemi oluşturmak için ilk adımlarına başladı.

Diğer yandan Suudi Arabistan Tarım Bakanlığı öncülüğünde, ihraç edilerek başka ürünlere dönüştürülmesi veya diğer sanayi ürünlerine dahil edilmesi durumunda gayri safi yurt içi hasılaya milyarlarca dolarlık katkı sağlayabilecek alg yetiştiriciliğinin geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapılıyor.

Geleneksel tarım, otlatma ve hayvancılığın ülke ekonomisine hâlâ açık bir katkısı var. Birçok komşu ülkeye et ve süt ihraç eden ve girdiği her pazarda güçlü bir şekilde rekabet eden Almarai gibi birçok Suudi şirketi bulunuyor.

Ancak Suudi Arabistan’ın geleceğini yalnızca bu iki alanda hayal etmek zor. Zira ekonomiyi çeşitlendirmenin yolu yalnızca tarım ve hayvancılık olamaz. Ancak yeni neslin bunlardan yüz çevirmesi önemli bir mirası sekteye uğratabilir.

Sürdürülebilir ve organik tarım veya evde çiftçiliğe dayalı teknikler pratik ve önemli çözümler olabilir.

Kişisel olarak, evlerde bazı bitkisel ürünlerin üretimi gibi basit çözümlerin olduğu Singapur gibi ülkelerde gördüğüm bazı deneyimlerden etkilendim. Evde küçük bir rezervde çok fazla ürün yetiştirmeye çalıştım. Devam edebilseydim sonuç fena olmayacaktı.

Suudi Arabistan’daki kayda değer nüfus artışı nedeniyle, yalnızca devlet projelerine güvenerek kendi kendine yeterliliği ve gıda güvenliğini sağlayamayacağız. Kalıpların dışında düşünmeliyiz. Tarım teknolojileri, özellikle tarımda nesnelerin internetinin kullanılmaya başlanmasıyla birlikte sürekli gelişmekte. Sürdürülebilir çözümler arayan küçük tarım projelerine yatırım yapmak iyi bir yatırım fırsatıdır.