Sevsen Şair
TT

Husilerin işlediği suçlardan kim çıkar sağlıyor?

Husi heyetinin kalıcı ateşkes anlaşmasının son dosyalarını görüşmek üzere Riyad'dan ayrılmasının üzerinden yalnızca 5 gün geçmişti ki Husiler, arkadan vurarak Cizan'da konuşlanmış Bahreyn topçu taburunu hedef aldı. Taburun 4 mensubu şehit olurken, 10'dan fazla mensubu yoğun bakımda. Onlara geçmiş olsun diyor ve Allah’tan şifa diliyoruz.

Peki, ne oldu?

Net bir bilgi yok ama bu alçak suçu işleyenlerin Husiler içinde Suudi Arabistan ile ateşkesi kabul etmeyen ve kalan dosyaların sonlandırılması yönündeki müzakereleri reddeden bir grup olduğuna dair göstergeler var. Bu grup Husi heyetinin Riyad'dan ayrılmasından sonra birkaç gün bekledi ve heyetin Riyad'da yaptığı görüşmelerin üzerinden çok vakit geçmeden bu suçunu işledi.

Bu göstergeleri Arap Koalisyonunun bu suçu işleyenleri (bazı) Husiler olarak tanımlayan açıklamasından çıkarıyoruz. Bu da Husi örgütünün kendi içinde tutum açısından anlaşmazlıklar olduğunu gösteriyor.

Diğer gösterge ise Bahreyn Kralı Hamad bin İsa Âl-i Halife'nin şehit ailelerini kabul ederken söylediği sözler. Kral, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile yaptığı telefon görüşmesinin ardından aileleri kabulünde "bu suçu işleyenleri” ya Bahreyn'e ya da Arap Koalisyonuna teslim etmeleri için Husilere bir süre tanındığını belirtti. Bu göstergeler, Husilerin Suudi Arabistan Krallığı ile müzakereleri yürüten kanadının kendisini akladığını ve olayı muhalif kanada bağladığını gösteriyor. Bu nedenle Bahreyn ile Suudi Arabistan arasında, Husilerin iddialarının doğru olması halinde bu suçun sorumlularının teslim edilerek iyi niyetin kanıtlanması konusunda mutabakata varıldı.

Sonuç olarak, ister İran ister Husiler gibi vekilleri ile doğrudan müzakereler olsun, İran-Suudi Arabistan anlaşmalarından ve müzakerelerinden memnun olmayan pek çok taraf var. Bu tarafların bir kısmı İran rejimi içerisinde, bir kısmı da Husiler, Lübnan ve Irak Hizbullahı ve Haşdi Şabi’ye bağlı fraksiyonlar gibi Arap dünyamızdaki İranlı milislerin kanatları arasında bulunuyorlar. Bu milislerin tümü, kaderlerini ve Suudi Arabistan-İran anlaşmalarının sonuçlarına bağlı olarak hayatta kalmalarını tehdit eden stresli koşullar altında yaşıyorlar. Bu nedenle müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlanması onların çıkarına ve ellerinde nasıl karıştıracaklarını iyi bildikleri birçok kart var.

Kendilerini bölgenin jandarması olarak sunan ve çok şey vaat eden, daha büyük etki alanı arayışında olan uluslararası taraflar da var. Bu taraflar İran-Suudi Arabistan anlaşmalarının tehdit ettiği ve şanslarını azalttığı, İran'ın provokasyonlarının ivmesinin artması ile birlikte de yoğunluğunun artacağı yeni silah anlaşmalarına hazırlanıyorlar. Zira İran-Suudi Arabistan anlaşmalar hızla ilerliyor ve hem BAE hem de Suudi Arabistan büyükelçilerini atadılar. Aynı şekilde İran da.

Dolayısıyla bu uluslararası tarafların çıkarları, İran tarafındaki aşırı kanatlar ve vekillerinin çıkarlarıyla örtüşüyor. Çatışmanın devam etmesi onların amaçlarına hizmet ediyor ve hedeflerini gerçekleştiriyor. Durra gaz sahası dosyası ile birlikte Bahreyn taburu olayı dosyası, şu anda her şeyi etkileyebilecek gerçek bir bomba içeren iki dosyadır.

Her halükârda top artık İran'ın sahasında. İster İran içinde ister bölgedeki vekilleri arasında olsun bu kanatları yalnızca İran rejimi kontrol edebilir ve bu müzakerelerin gidişatını yönetebilir.