Semir Ataullah
Lübnanlı gazeteci - yazar
TT

1957'de Gazze (2): Kırsal mutlulukların beldesi

İsrail ile muhalifleri arasındaki düşmanlık durumu devam etti ve hiçbir zaman kimseye karşı savaşmayan Gazzeli mülteciler bölgede kaldılar. Bugün onlar, 1940'ta İspanya sınırına destek veren ve Saint-Jean-de-Luz'dan Bayonne'a kadar uzanan bir kıyı şeridine hapsolan Fransız mülteciler gibi o zamandan bu yana İsrail sınırları içinde hapsolmuşlar.

Bu dönem boyunca Mısır, Gazze Şeridi'nin güney çıkışını engelledi, hiçbir zaman burayı ilhak etmeyi teklif etmedi ve Gazzelilere Mısır vatandaşlığı ve Nil'e taşınma özgürlüğü vermedi. Eğer teklif edilseydi az sayıda Gazzeli bu seçeneği kabul edebilirdi ama hiçbirine reddetme fırsatı verilmedi. Sonuç olarak, mülteciler ve Gazze’nin yaşlı sakinleri 8 yıl boyunca denizin dibindeki bir denizaltında mahsur kalan insanlar gibi, havadan yapılan belirsiz yardımlar ve bir çıkış yolu olmadan birlikte yaşadılar.

Gazze Şeridi yasak bir hapishane değil, çoğunlukla kabul edilebilir bir yer ama güzide de değil, Gazze Şehri'nin kuzey ve doğusundaki Ali el-Muntar adı verilen alçak bir tepe dışında dümdüz uzanıyor. Gazze'nin güneyinden itibaren yeşil alanlar 20 mil kadar bir mesafeyi kaplıyor ve ardından son köy olan Refah'ta bölge yarı çöle dönüşüyor. Kuzeyden güneye yaklaşık 25 mil ve batıdan doğuya 5 mil kadar uzanıyor, ancak Akdeniz kıyısındaki sahil şeridi ve kum tepeleri nedeniyle tarıma elverişli toprakların genişliği azalıyor. Daha iyi topraklar portakal bahçelerini, kınakına ağaçlarını ve kaktüs meyvelerini (Frenk inciri) besliyor. Ateşkes gerçekleştiğinde mülteciler burada sıkışıp kalmıştı ve bölge zaten yoğun bir nüfusa sahipti. Çünkü çiftçi ve balıkçıların yanı sıra güney Filistin'in en önemli yeri olan Gazze şehrini de bünyesinde barındırıyordu. Mülteciler gelmeden önce şehrin nüfusu 40 bindi. Gazze'de ekonomik hayat, savaşın kendisi ile bağını kopardığı uzak bölgelere bağlıydı.

Gazze eski çağlarda meşhur bir yerdi. Filistinliler ile (Eski Ahit’te geçen bir kişilik olan) güçlü Samson arasındaki bir hikayenin de mekanıydı. Yerel olarak Samson’un buradaki bir Filistin tapınağının sütunlarını söküp, başının üstünde Muntar Tepesi’ne taşıdığı anlatılır. Kendisine hayran gelecek kuşaklar burada bu olaya işaret eden bir anıt inşa ettiler.

Gazze'nin farklı zamanlarda İskender, Pompey, Napolyon ve Selahaddin tarafından ele geçirilmesi, onun ele geçirilmeye değer olduğunu gösteriyor.

Modern statüsü, İngilizler tarafından Filistin'de inşa edilen en büyük hapishane olan hapishanesiyle ölçülebilir.

Şehir, bir zamanlar mülkleri mevcut sınırın kuzeyine ve doğusuna kadar uzanan Müslüman toprak sahiplerinin evleriyle süslenmiştir. Yerleşik nüfusa eklenen mülteciler ile birlikte Gazze Şeridi’nin kendi kendine yetmesi mümkün değil.

İsrailliler, 1 Kasım'da ele geçirdikleri Gazze Şeridi’ni 4 aylık işgalleri sırasında, sınırlarındaki bu insani sorunu sınırlamak için hiçbir şey yapmadılar. Sadece kendileri ile aşırı dostluk nedeniyle tehlikeye maruz kalan 25 aileyi uzaklaştırmak için buraya giriş yapan kuvvetleri pek çok sivile ateş açtı.