Semir Ataullah
Lübnanlı gazeteci - yazar
TT

Hükümet mermileri

Dünkü köşe yazım Arap-Arap cinayetleri ile düşman katliamlarının sayıları hakkındaydı. Sabah uyandığımda sayının kendi halkı tarafından öldürülen 300 kişiye yükseldiğini gördüm ve şu anda toplam rakamın ne olduğunu bilmiyorum... Suveyda'da gerçekte neler olup bittiğini de bilmiyorum, İsrail'in aysız bir gecede Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın çevresini bombalamasının nasıl normal bir haber olduğunu da... Kimin bildiğini bilmiyorum.

Biz de diğerleri gibi, savaşçıların savaştığı arenalara dönüşen meydanlara bakıyoruz... Kim olduklarını ve ne için savaştıklarını bilmiyoruz. Birdenbire kan denizleri, vaatler ve daha fazlası için tehditler beliriyor... Neden? Dürzi meselesini kim icat etti? En düzenli, en kararlı ve en mantıklı insanları kim milli bir mesele haline getirdi? Suriye'de Dürzileri bıçaklamanın Lübnan ve Filistin'de onları bıçaklamak olduğunu bilen kurnaz kişi kim?

Elbette olay Suveyda ve Cebel ed-Dürzi'nin ötesinde. Aldatılma korkusu Suriye, Lübnan ve tüm Arap ülkelerinde hissediliyor. Korku, Suriye devletinin kendini restore etmekte yavaş davranması. Bunca yıldan sonra devletlerin nasıl kurulduğunu, hukukun nasıl oluştuğunu, halkların ve ulusların haklarını ve haysiyetlerini koruyan ve aralarındaki ilişkileri düzenleyen devletler olmadan hiçbir değeri olmadığını unuttu.

Emevi Meydanı'nın İsrail bombardımanının dumanına boğulmuş görüntüsünden daha korkunç bir şey olamaz. Bu bir hedefin değil, bir amacın bombalanmasıdır... Tüm Suriyeliler, çöl halkı ve Golan halkı gibi Dürziler de Suriye devletinin sorumluluğunda. On yıllardır Suriye'nin bedenini kemiren, gelişim sürecini, düşünceyi, ulusal ve toplumsal uyumu felce uğratan çürüme ve dağılmanın etkilerinden halen mustarip olması affedilemez.

Arap dünyasının ve dünyanın geri kalanının büyük bir kısmı Suriye'nin istikrarlı devletler arasına geri döndüğünü görmek istiyor. Bu öncelikle devletin görevidir. Devlet asla bir taraf, bir unsur ya da bir şüpheli olarak görülmemelidir. Birçok şey Suriye'de nelerin başarılacağına bağlıdır. Ortadoğu'nun yükü şimdi yeniden omuzlarındadır ve iki düşman karşısında bu görevden kaçmaya hakkı yoktur: Arap aptallığı ve İsrail suçluluğu.