Sevsen Ebtah
Gazeteci ve yazar. Lübnan Üniversitesi'nde Arap Dili ve Edebiyatı Bölümü Profesörü
TT

İsrail Yahudiler için bir tehlike

Rony Brauman, “Bir Yahudi olarak İsrail'in artık benim hayatımı tehlikeye attığına inanıyorum. Çünkü bana karşı nefreti körüklüyor ve dünya çapında antisemitizm ateşini harlıyor” ifadelerini kullanmıştı. Doğrudan Siyonist soyundan gelen, Filistinlilerin acılarıyla sarsılan ve birdenbire inandığı her şeyin aldatıcı hikayeler olduğunu düşünen bir adamla karşı karşıyayız. Brauman, 7 Ekim 2023 saldırısından sonra ‘Yahudileri korumak amacıyla kurulan Siyonist projenin tamamen başarısızlığa uğradığını ve geri teptiğini’ belirtmişti.

Sınır Tanımayan Doktorlar'ın eski başkanı olan Brauman’ın ebeveynleri Siyonist. Babası, İkinci Dünya Savaşı sırasında askerdi ve Orta Avrupa'dan kaçan Yahudileri Filistinlilerle savaşmaya göndermeden önce Fransa'da askeri eğitmenlik yaptı. Nekbe yılında İsrail Devleti'nin kuruluşuna bizzat katılmak üzere Filistin'e geldi. Rony Brauman işte bu atmosferde Kudüs'te doğdu. Filistin halkı hakkında konuşmanın her zaman boş sloganlardan ibaret olduğuna inanıyordu. Zira Arapların 22 ülkesi ve geniş bölgeleri vardı. Bazı insanları bir bölgeden diğerine taşımak ne acı verici ne de korkunç bir durumdu. Küçük çocukların İsrail askerlerine taş atıp isyan ettiğini görmek için 1987'deki ilk Filistin İntifadası’nı beklemek gerekiyordu. Filistin uğruna ölüyorlardı ki onların gerçekten var olduğuna, bu topraklarda bir davaları ve hakları olduğuna inanılsın.

“Bir anda gözümün önünde perdeler yırtıldı…” Beş yaşında ailesiyle birlikte Fransa'ya gelen Brauman’ın Liberal eğilimleri vardı, Vietnam'ı destekledi, gösterilere katıldı ve ardından insanlığa hizmet etme aşkıyla tıp alanında uzmanlaştı. Ancak otuz yaşına gelene kadar Filistin onun düşündüğü ya da umursadığı bir şey değildi. Babasının ona söylediği gibi, kazananın sonuçta kendi anlatımını ve kelime dağarcığını empoze eden kişi olduğu inancıyla yetiştirilmişti. İsrail zaten 1948'de ve ardından 1967'de kazanmıştı. Konumu belirlenmiş, anlatısı dayatılmıştı ve artık onun sorularını gündeme getirmiyordu. Öyle ki Brauman, mesleği gereği dünyanın her köşesini gezdi, ancak memleketini ziyaret etmeyi hiç düşünmedi.

Brauman Siyonizm'den yeni dönmüş biri değil ama Gazze katliamlarının dünyadaki çok sayıda Yahudi, özellikle de kendilerinden gizlenen gerçeklerin keşfinden bahseden gençler üzerindeki yansımalarını anlamak için örnek bir vaka. Her önemli olaydan sonra bunların arttığını görüyoruz.

Bu, son yıllarda İsrail aşırı sağının hızla yükselişi ve şok edici söylemleriyle ortaya çıkmaya başlayan bir trend. İsrail toplumu konusunda deneyimli bir uzman olan, Courrier international ve ardından Le Monde gazetesinde çalışan gazeteci Sylvain Sibille, ‘Yahudilere Karşı İsrail Devleti’ adlı kitabını iki yıl önce yayınlandığında provokatif görünüyordu. İsrail'e karşı sert bir suçlama listesi hazırlamıştı. Sibille, artık iki Yahudiliğin bir arada var olduğuna inanıyor: İlki, İsrail'in Yahudiliği ve onun etkili ve güçlü dış destekçileri. İkincisi ise, birbirini takip eden İsrail hükümetlerinin uygulamalarına, ırkçılığına ve sömürgeciliğine en ufak bir eleştiri yöneltmeye çalışan herkesi kapsayan ‘kötü Yahudilerdir’.

Fransız-İsrailli sosyolog Eva Illouz, bu nedenle şiddet ve baskının, Filistinlileri ve resmi anlatıdan sapan her Yahudiyi etkilediğini söylüyor.

İsrail 40 yıldır, ırkçı aşırı sağın müttefiki Likud Partisi tarafından yönetiliyor. “İsrail toplumunun bu (suç ve intihar niteliğindeki) gelişimi karşısında, eleştirel düşünce felç olmuş görünüyor. İktidardakiler Holokost'un anısını eleştirmek isteyenleri terörize etmek için kullanıyor.” Yahudi yazar Sibille, Filistinlilerin sınır dışı edilmesi çağrısında bulunan dernekleri desteklemek amacıyla bu amaçla oluşturulan yasal bir cephanelikten şikayetçi. Yahudi olsalar bile boykot destekçilerine İsrail'in müttefiki ülkelere kadar uzanan bir yasak getiriliyor. İnsan hakları örgütlerinin, eğer finansmanları İsrail tarafından sağlanmıyorsa, ‘yabancı ajanlar’ olarak kayıt yaptırmaları zorunlu kılınıyor. İsrail Parlamentosu (Knesset), sanatçıların devlete yönelik herhangi bir eleştiri yöneltmesini engellemek amacıyla ‘Kültürel Sadakat’ yasasını kabul etti. Ayrıca, faaliyeti sırasında suç işlediğinden şüphelenilen herhangi bir askere veya İsrail özel servisleri mensubuna dokunulmazlığı garanti eden bir proje üzerinde çalışılıyor. Kitabın yazarının ‘Filistinlileri kovalama ve öldürme izni’ olarak gördüğü şey işte budur.

Her Yahudi’nin İsrail'de ikamet etme hakkına sahip olduğunu, İsrail'in kendi toprağı olduğunu, ancak ülkenin Filistinli sakinlerine yasak olduğunu öngören Yahudi Ulus-Devlet Yasası’nın kabul edildiğini unutmayalım. Böylece apartheid rejimi inkâr edilemeyecek açık bir hukuki gerçek haline geldi.

Aşırılık yanlılarının artan etkisi ve daha kötüsünün geleceğinin kesinliği, binlerce İsrailliyi göç etmeye yöneltti. Kendilerinden binlerce kilometre uzaktaki bir hükümetin uyguladığı tehlikeyi fark eden yurtdışındaki bazı Yahudilerin kalplerine korku saldı. Birkaç gün önce yapılan bir ankete göre ABD'de genç Yahudi seçmenlerin neredeyse yarısı Biden'ın İsrail'i aşırı derecede desteklediğini düşünüyor. Ancak yaşlı seçmenler için durum böyle değil.

En önemlisi Amerikalı Yahudiler arasında antisemitizme ilişkin yoğun endişe. Zira yüzde 96'sı bunu ABD'de ciddi bir sorun olarak nitelendirdi. Gençler ise antisemitizmden korktukları kadar kendi ülkelerinde İslamofobi’nin yayılmasından da korkuyorlar. Bu da duyarlılığın ırkçılığın her türlüsünü kapsadığı anlamına geliyor.

Amerikalı Yahudilerin yüzde 91 gibi ezici bir çoğunluğu seslerinin susturulmasını ve İsrail'i eleştirmenin yasaklanmasını reddediyor. Bu, Sibille'nin ‘Amerikan Yahudi cemaatinin kendisini Yahudi devletinden kurtardığı ve başka olasılıklara yol açtığı’ şeklindeki açıklamasını hatırlatıyor. Brauman'la aynı fikirde olan Sibille, “Siyonizm acımasız ve tartışılmaz bir başarısızlık yaşıyor” diyor.

“Siyonizm, devletin sistematik yalanına dayanan, tamamen iğrenç bir Apartheid rejimine yol açtı ve halihazırda İsrail'in ve Yahudi halkının aleyhine dönüyor.”