Semir Ataullah
Lübnanlı gazeteci - yazar
TT

Seçim riski

Her dört yılda bir dünya, Beyaz Saray için yapılan yarışın sonucunu izlemek için heyecanla bekler. Bu yarışın son aşamaları hepimizi, Iowa’da kimin kimi geçtiğini, Nevada’da kimin kaybettiğini ve Detroit’te Amerikalı Arapların kime oy vereceğini bilmek zorunda hissettirir. ABD’nin başkanı ister Donald Trump ister Joe Biden olsun, Amerika’dır. Bu yüzden kim seçilirse seçilsin yeni başkanın seçilişi tüm halk için bir anlam ifade ediyor.

Biden yeniden başkan olursa, Gazze savaşının başlangıcında Tel Aviv’de bir gün geçirmiş adam başkan olmuş olacak. Trump yeniden başkan olursa da ABD Büyükelçiliği’ni Kudüs’e taşıyan ve İran’la nükleer anlaşmayı bitiren adam başkan olmuş olacak.

Trump’ın Beyaz Saray’a geldikten sonra yaptığı ilk şey, Afganistan’ı Amerikan silah tarihinin en büyük bombasıyla bombalamak olmuştu. Biden’ın yaptığı ilk şeyse Afganistan’dan çekilmekti.

Trump, hukuki suçlamalarla en çok takip edilen adam. Kazanırsa, başkanlık koltuğundayken istifaya zorlanabilir. Biden ise yaşlılık alametlerinden ve engellerinden mustarip bir adam. Herhangi bir sebeple ortadan kaybolursa yerini yardımcısı Kamala Harris alacak. Amerikan siyasetinde hiç kimse ve hiçbir şey değil.  

ABD seçimleri bu kez oldukça tehlikeli ve kritik bir küresel durumla aynı zamana denk geldi. Nitekim Ukrayna savaşı, Avrupa’ya doğru yayılabilir. Gazze savaşı, Ortadoğu’ya doğru kapsamını genişletebilir. ABD, ulusal bölünmenin en derin halini yaşıyorken, Üçüncü Dünya Savaşı resmen ilan edilebilir.

Küresel sistem halen pek çok zaaf üzerinde duruyor. Bu zaaflardan biri de ulusların yaşamının Amerika’nın çıkarlarıyla bağlantılı olmasıdır. Çin, Rusya veya herhangi bir büyük ülke ya da ülkeler grubu için durum böyle değil. Uçuruma yuvarlanışı durduracak tek yol, dünyayı son eşikten döndürecek uluslararası bir konferanstan geçiyor. Gelgelelim Trump’ın sürekli gerginliği ve Biden’ın bariz hımbıllığı böyle bir buluşmanın önünde engel teşkil ediyor.

Şu an üçüncü bir adamdan veya kadından bahsetmek için geç. Hillary Clinton artık yok. Sanki Biden’ın kampanya yetkililerinden tavsiye almış gibi bugünlerde ortalıkta daha az görünen Bayan Harris de kesinlikle alternatif değil.

Tarih daha da yaklaştıkça mücadele iyice kızışacak ve belki ahmaklık artacak.

‘Bir yerlere gelmenin’ amaç ve araç olduğu bir dünyada seçimlerin demokrasinin en kötü yolu olduğunu görürüz. Halbuki tam tersi olması gerekir.

‘İktidarda kalma’ konusunda Netanyahu, İsrail tarihindeki herhangi bir siyasi liderden daha vahşi. Gazze’de bu şekilde terör estiriyor ve böylece İsrail’i dünya genelinde bir varoluş sorunuyla karşı karşıya aslında Hamas değil, o getirmiş oluyor.  

Dünya, seçim sürecine dair şimdiki gibi tehlikeli bir tablo hiç görmemişti.