Semir Ataullah
Lübnanlı gazeteci - yazar
TT

Bahreyn Zirvesi'nin dipnotları: Söz çoğaldı, ekmek azaldı

Arap dünyasında Bahreyn 1964 ile Bahreyn 2024 arasında iki paralel çizgi var; çizgilerden ilki siyaset, kavga, liderlik mücadelesi ve başkalarının egemenliğine ve barışına saldırma, ikincisi ise istikrar ve büyüme yönünde ilerledi. Suudi Arabistan, İşbirliği Konseyi ikinci çizgidendi. Bir de monarşinin kaybettiği, dayanak noktasının ve halkın birliğinin sarsıldığı devrimci darbelere sahne olan ülkeler vardı. Libya ve Fas buna örnekti. Irak ve Suriye gibi muazzam doğal zenginliğe sahip ekonomiler yok edildi. Mısır ekonomisi sarsıldı. Bitmek bilmeyen konuşmalar çoğaldı, ekmek azaldı ve büyüme durdu. Konuşma endüstrisi gelişti ve iş fırsatları azaldı. Araplar içeride birbirlerinden uzaklaştılar. Dışarıya gelince, Soğuk Savaş'ta ikiye bölündüler ve Filistin'de herhangi bir zafer elde etme arayışıyla Sovyetler Birliği'ne katıldılar ama bu dev dizlerinin üzerine çöktü.

Dünya değişirken, dönüşürken bizi beklemedi, fikrimizi de sormadı. Avrupa yüzlerce yıl sonra bölgeyi terk etti, daha sonra da yüzyıllar süren savaşların ardından tek bir ülke haline geldi. Onun yerini ABD ve ergen politikaları aldı.

Devrimci liderler arasında şekil ve söylem olarak “birlik” deklare edilmeye başlanırken, Arap dünyası genelinde sadece şu gerçek ve ciddi birlikler ortaya çıktı: Birleşik Arap Emirlikleri ve Körfez İşbirliği Konseyi. Bu arada Umman devleti tuhaf bir sakinlik içinde görünüyordu; uzak coğrafi konumu, kavşak noktalarındaki kalabalıktan ve günün isyanlarından uzak durmasına yardımcı oluyordu.

Bahreyn de “sorunlardan” uzak durmaya çalıştı. Hatta gerilim ve düşmanlık ortamını önleme amacıyla toprakları ile ilgili meseleyi bile Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanı’na taşıdı. Yönetim süreci sessiz ve sakin devam etti. Bölge halkı hâlâ Bahreyn’e dinlenmek veya huzurun tadını çıkarmak için geliyor. Bahreyn daha fazla kara parçası elde etmek için hâlâ denizin daha fazlasını dolduruyor. Burası hâlâ herkesin sevdiği ve iyi insanların keyif aldığı o küçük ülke. Ancak Körfez'de artık büyüme ve parlak kalkınma modelleri konusunda muazzam bir rekabet var. Bahreyn artık tek birleştirici, kadim inci pazarı ve denizin ortasındaki -hafızam beni yanıltmıyorsa- adı “Ayn el-Azari” olan o tatlı kaynak değil. Ama rekabette tek bir şeyin yeri yok; Bahreyn'in insanların sevgisini kazanma enerjisi.