Ünlü Çinli filozof Lao Tzu: “Küçük detayların birikmesi büyük olayı yaratır” der. Bu nedenle küçük ayrıntılara dikkat edilmesi, ilgi gösterilmesi, hesaba katılması ve ihmal edilmemesi şaşırtıcı değildir. Bugünlerde gözümüzün önünde (henüz birbiriyle bağlantılı olmayan) ancak üzerinde durup düşünmeye değer bir takım küçük ayrıntılar yaşanıyor.
Yeni seçilmiş Amerikan başkanı, bir sonraki yönetiminin yüzünü alışılmadık isimlerle şekillendiriyor; bunların en önemli özellikleri Donald Trump'a mutlak bağlılık ve büyük İsrail taraftarlığı. Nitelikleri, liyakatleri ve geçmişleri bakımından şok edici bu isimler, ilgili çeşitli devlet kurumlarının departmanlarını, rakiplerden ve düşmanlardan önce müttefikleri ve dostları şok etti.
Avrupa'nın kalbi ve yaşlı kıtanın sanayi direği olan Almanya, ekonomik olarak büyük sıkıntılar çekiyor. Otomobil sektörünün devlerinden Volkswagen, satış oranlarındaki gerileme ve düşüş nedeniyle acı içinde inliyor, kan kaybediyor ve binlerce çalışanını ve işçisini işten çıkarmak, bazı fabrikalarını kapatmak zorunda kalıyor. Üretim maliyetlerini düşüremediği, artık fiyatta rekabet edemeyen yerli firmalardan tedariğe zorlandığı için ciddi sıkıntı yaşıyor. Volkswagen hisselerinin yüzde 20'sine sahip olan eyalet hükümeti, onu bunu yapmaya devam etmeye zorluyor. Buna ek olarak otomotiv fabrikalarının işçi sendikalarının getirdiği bağlayıcı kısıtlamalar, maliyetleri düşürme görevini zorlaştırıyor. Volkswagen için geçerli olan, ünlü Mercedes markasının sahibi Daimler-Benz gibi diğer dev ve önemli şirketler için de geçerli. O da zorluklar altında inliyor ve acı çekiyor. Satış oranları endişe verici seviyelere düşmüş durumda ve bu durum, en büyük hissedarı olan Çinli Geely Otomobil Şirketi tarafından da yakından ve büyük bir ilgiyle takip ediliyor. Bir kurtarıcı olarak devreye girme ve şirketteki hissesini artırmak için daha fazla para pompalama fırsatını bekliyor. Bu olumsuz durum sadece otomotiv sektörüyle sınırlı kalmayıp bankacılık sektörü gibi diğer sektörlere de uzanıyor. İtalyan bankası UniCredit’in büyük Alman bankası Comerzbank’ı ele geçirme girişimi, tüm Alman ekonomisi için acı bir şok oldu. Alman devi Adidas'ın, tarihte ilk kez Alman Milli Takımı’nın resmi formasını üretme hakkını ezeli rakibi Amerikan şirketi Nike kaptırmasının sembolizmini de unutmamak gerekir. Bu kayıp güçlü bir tokat gibi değerlendirildi.
Almanya Ekonomi Bakanı Robert Habeck, resmi beklentilerin yüzde 0,3 büyümeden yüzde 0,2 daralmaya düşürülmesinden sonra ülkesinin ekonomik koşullarının “yetersiz” olduğunu söyledi. Bu daralma, geçen yıl GSYH'de yaşanan yüzde 0,3'lük düşüşün ardından geliyor; bu da Almanya'nın 20 yıldan uzun bir süre sonra ilk kez iki yıl üst üste resesyon yaşayacağı anlamına geliyor. Eğer Avrupa kıtasının geri kalanını etkileyen en büyük ekonomi olan Almanya'nın durumu buysa, Avrupa'nın geri kalanının durumunu ve Almanya’nın bu durumunun onlar üzerinde beklenen etkisini bir düşünün.
Ortadoğu'da İsrail'in Gazze'de Filistinlilere yönelik sistematik soykırım savaşının yanı sıra Lübnan’a yönelik saldırıları ve İsrail saldırganlığı sonucu her gün onlarca kişi hayatını kaybetmeye devam ediyor. Tüm bunların ortasında Uluslararası Ceza Mahkemesi, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Galant hakkında savaş suçu işleme suçlamasıyla iki tutuklama emri çıkardı. Netanyahu ise tutuklama emrinin açıklanmasından bu yana Gazze ve Lübnan'a yönelik yeni katliamlara yol açan bir dizi büyük saldırı gerçekleştirerek, Lübnan'da ateşkes ya da Gazze'de rehinelerin serbest bırakılması anlaşmasıyla hiç ilgilenmediğine dair açık bir mesaj gönderdi.
Çin, Biden yönetiminin görev süresinin sonuna yaklaşması ve yardımcısının Donald Trump karşısında yenilmesi nedeniyle yaşadığı kafa karışıklığından yararlanarak, daha önce Afrika kıtasında yaptığı gibi Güney Amerika kıtasındaki önemli varlığını da güçlendiriyor. Amacı Donald Trump'ın iktidara geldikten sonra kendisine karşı açıklayacağı vergi ve tarifeler dalgasına karşı hazırlık olarak ekonomik nüfuzunu genişletmek. Bu da Çin ile ABD arasındaki soğuk savaşın çok sıcak bir ekonomik savaşa dönüşeceği anlamına geliyor.
İlk kez yaşanan çok tehlikeli bir örnek olan Ukrayna'nın gelişmiş Amerikan füzelerini kullanarak Rusya'nın derinliklerini vurması, ayrıca savaşa Ruslarla birlikte askeri olarak katılmak üzere Kuzey Kore'den gelen binlerce askerin varlığı, Rus nükleer doktrininin değiştirilmesi ve yeni, çok tehlikeli bir Rus balistik füzesinin atılması ile birlikte Rusya-Ukrayna savaşında son zamanlarda artan sıcaklık da elbette göz ardı edilemez. Bütün bunlar savaşın göz açıp kapayıncaya kadar yıkıcı bir üçüncü dünya savaşına dönüşmeye hazır olduğunu gösteriyor.
Tüm bu birbiri ile ilgisiz noktalar, yeni ve önemli bir sahnenin şekillenmesine yavaş yavaş katkıda bulunan küçük ayrıntılardır. Siyaset bilimciler bu sahneyi tüm unsurların başarıyla oluştuğu “tipik bir fırtına” olarak tanımlıyorlar. ABD başkanı seçilen Donald Trump'ın tartışmalı yönetiminin iki aydan kısa bir süre içinde karşı karşıya kalacağı durum tam olarak budur. Bu da olayların seyrini, resim tamamlanarak yeni büyük sahneyi oluşturana kadar noktaların birbiri ile birleşmesini takip ederken, insanların endişeyle beklemelerine neden olan bir durumdur.