Irak'ta Saddam Hüseyin rejiminin düşüşü ile Suriye'de Esed rejiminin düşüşü aynı sahnede birleştiler; coşkulu kalabalıkların, kurucunun heykelini yüzüstü yere devirmesi sahnesi. İlk seferinde heykel Saddam’ın, ikinci seferinde ise oğlunun değil Hafız Esed'in idi. Beşşar, kendi heykellerini yapmak yerine babasının heykellerini korumayı tercih ederken, Suriyelileri gözetleyen “Büyük Birader” gibi posterlerini her yere asmakla yetindi.
Geçtiğimiz yüzyılın en ünlü Fransız sol düşünürü Régis Debray, liderler için görünüşünün değil, heykelin özel bir anlam taşıdığını söyler. Liderler yaşarken heykelle, öldükten sonra ise anıt mezarlar ile yüceltilirler; Lenin, Atatürk, Ho Chi Minh, Tito vb. buna örnektir.
Suriye'de son on yılda yaşanan olaylar sırasında güvenlik güçleri göstericileri dağıtmak için yaklaşık bin kişi, Baba Esed'in her bir heykelini korumak içinse bin 200 asker gönderiyordu. Heykelin düşmesi veya deforme olması her şeyin düşmesi anlamına gelir. Rejimlerin düşmesinden mutlu olanlar da her zaman sanki bizzat sahibiymiş gibi heykeli aşağılama yoluna giderler. Çürük yumurta, taş, ellerine ne geçerse ona atarlar, çünkü temsil ettiği şey bitmiş ve heykel bir puta dönüşmüştür.
Kuzey Kore, dünyada siyasi heykel üretiminde lider konumdadır. Dünyanın en büyük heykel fabrikası başkent Pyongyang'ın kalbinde yer alır ve yaklaşık 4 bin sanatçı ve çalışanı istihdam eder. En önemli ihracat pazarı ise bilhassa geride kendilerini hatırlatacak hiçbir şey bırakmayan liderlerin meydanlarda heykellerini görmeyi sevdiği Afrika’dır. Hatta bununla ilgili bir anlaşmada Senegal hükümeti parası olmadığı için başkanın heykeline karşılık bir arazi teklif etmişti. Ancak başkan, heykelin yüzünün Afrikalılara değil Asyalılara benzetildiğini söyleyerek itiraz etmiş, bunun üzerine heykel derhal geri gönderilerek, orijinal özelliklerine göre hemen restore edilmişti.
Régis Debray, Arjantinli devrimci Che Guevara'nın dostuydu. Ama solun bazı yanlarının yalan ve akılsızlık olduğunu da düşünüyordu. Özellikle Mao Zedong'u takip eden ve heykellerini diken Avrupalılarla alay ediyordu. Nitekim bu delilik ve kan dolu dalga yatıştığında, heykeller devrildi ve yeni putların dönemi sona erdi.
Heykelcilik kadim bir sanat ve gelenektir. Yunan “tanrıları”nın, Roma liderlerinin, Çin askerlerinin ve Yunan güzellerinin heykelleri yapıldı ama bunlar, asırlara tanıklık etti ve kimse onları yıkmadı. Hayatları boyunca birbirleriyle anlaşmazlık yaşayan Hafız Esed ile Saddam Hüseyin ise heykellerinin devrilmesinde birleştiler.