Bu satırlar yayınlandığında, Rusya-Ukrayna arasındaki saçma savaşı sona erdirecek bir ateşkes ve müzakere sürecinin başlaması yolunda çoktan bir adım atılmış, uluslararası ilişkilerde yeni bir sayfa açılmış ve ABD Başkanı Donald Trump'ın bahsettiği Üçüncü Dünya Savaşı hayaletini ortadan kaldıracak bir müzakere süreci başlamış olacak.
Başkan Trump ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy arasında Beyaz Saray'da yaşanan daha önce benzerine tanık olunmayan tartışmanın ardından iletişim kapılarının demir barikatlarla kapatıldığı düşünülebilirdi. Ancak bugün Devlet Başkanı Zelenskiy ve Ukrayna heyetini kabul eden Suudi Arabistan’ın kapıları ardına kadar açık.
Bugün her fırsatta barışı istediğini gösteren Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, genellikle ‘gerçeklerle savaşma, onları idare et’ şeklindeki stratejik bir vizyonla çalışmalarını sürdürüyor.
Zelenskiy, Trump’ın Ukrayna-Rusya savaşının devam etmesi halinde dünyayı geri dönüşü olmayan ve küresel ekonominin ayakta kalamayacağı bir çatışmadan kurtarmak için güçlü bir iradeye sahip olduğunun ve ufukta ABD-Rusya uzlaşısının yeni bir aşamasının işaretlerinin belirdiğinin farkına vardı.
Beyaz Saray’daki restleşmeyi takip eden birkaç gün, Rusların Ukraynalılara ağır bedeller ödetebileceğini gösterdi. Bu yüzden Zelenskiy, hiç vakit kaybetmeden ateşkes talebinde bulundu.
Zelenskiy aynı zamanda Avrupa ülkelerinin Ukrayna'yı desteklediklerine dair söylemlerine rağmen, özellikle Trump'ın askeri yardımı kesmesi ve belki de daha önemlisi sahadaki askerlerini bir yandan Sam Amca'nın uydu görüntülerinin yokluğuyla körleştiren diğer yandan da Elon Musk'ın harika çocuğu Starlink'e ait olanlar başta olmak üzere farklı siber casusluk dinlemelerinin yokluğuyla sağırlaştıran Kiev'le istihbarat paylaşımının durdurulması kararından sonra Washington hariç herkesin hızının düştüğünü de fark etti.
Öte yandan pazartesi günü Riyad’da başlayan ve haftanın geri kalanında Cidde'de ABD’li ve Ukraynalı heyetler arasında yapılacak toplantılarla tamamlanacak olan süreç işe yarıyor gibi görünüyor.
Riyad'dan Cidde'ye uzanan toplantıların başarısı hem sözlü hem de fiili olarak bir günün ya da bir saatin bir sonucu değil, özellikle de birçok ihtilaflı tarafı uluslararası barış ve güvenliğin kurtuluşunu sağlayacak şekilde kendi topraklarında bir araya getirmeyi başaran Suudilerin proaktif angajman yaklaşımı ve küresel meselelere yönelik gelişmiş koordinasyonunun yollarını açtığı bir zemine dayanıyor.
Büyüyen ekonomisinden çalkantılı bir bölgedeki siyasi istikrarına kadar önemli bir küresel diplomatik oyuncu haline gelen Suudi Arabistan, birkaç hafta önce Rusya'nın Ukrayna'da askeri operasyona başlamasından bu yana en büyük katılımla ABD ve Rusya’dan üst düzey yetkilileri ağırladı.
ABD-Rusya toplantısı, özellikle Trump’ın bir buçuk ay içinde, yani Ramazan Bayramı'nın sonlarında Suudi Arabistan’ı ziyaret etmeyi planladığını açıklamasıyla birlikte çok uzakta görünmüyor. Bu da dünya düzeninin yeni döneminin özelliklerinin tam olarak Suudi Arabistan topraklarında çizileceği anlamına geliyor.
Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, Riyad'da kendisine Washington'ın rotasına dönüşünü kolaylaştıran bir zemin buldu. Suudi Arabistan'ın küresel diplomasi dünyasındaki konumunu sağlamlaştırmayı başarmasının ardından tüm yolların Riyad'a çıktığı, abartıya kaçmayan kanıtlanmış bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor.
Riyad, son dönemde OPEC+ üyesi sekiz ülke arasında bu yıl nisan ayından itibaren ham petrol üretimini arttırmaya yönelik yapılan ve fiyatların düşmesine katkıda bulunan anlaşmayı başarıya ulaştırmakta ne kadar kararlı olduğunu ortaya koydu. Anlaşma, küresel ekonominin istikrara kavuşmasını olumlu yönde etkiledi. Suudi Arabistan şimdi de küresel ekonomiyi zorlayan bu krizin çözümüne yönelik kararlılığını gösteriyor.
Suudi Arabistan'ın ‘Vizyon 2023’ kapsamında geliştirdiği ve sürdürdüğü uluslararası ilişkilerde uzun süredir devam eden denge unsuru, dünya genelinde çok sevilen ve aranan bir destinasyon haline gelmesinde önemli bir rol oynuyor.
Anlamlı uluslararası görüşmelere ev sahipliği yapmanın üstü kapalı bir siyasi katma değeri vardır. Tıpkı onlarca yıl önce bu tür görüşmelerin geleneksel olarak İsviçre'de yapılması gibi. Artık Suudi Arabistan var ve uluslararası bir aktör olarak tanınmayı başarmış durumda.