Sivil uçaklar için havacılık güvenliği şartlarından biri, sürekli, daimî ve tetikte olan bir navigasyon rehberliğinin bulunmasıdır. Bu rehberlik olmadan uçağın yolunu garanti altına alması da yolcularının emniyetini sağlaması da mümkün değildir. O zaman uçak, hem kör olan hem de kaygan, karanlık bir zeminde yürümeye çalışan bir kimseye benzer. Bu zemin, onun körlüğünün karanlığına ek olarak zehirli yılanlarla, yırtıcı hayvanlarla doludur.
Eğer bu navigasyon rehberliği olmasaydı, sivil havacılık sanayii bugüne kadar varlığını sürdüremezdi. Aynı durum denizcilikteki navigasyon rehberliği için de geçerlidir.
Rehberlik kulesi, hava durumu bilgileri, diğer uçuşların hareketleri, uçağın iniş yapacağı pistin durumu, uçaktan önce ve sonra gelen uçakların sayısı, genel anlamda havaalanının durumu ve olabilecek tüm doğal ya da beşerî hadiseler hakkında bilgi toplanan bir merkezdir.
Bu yönüyle büyük bir öneme sahiptir. Ayrıca uçak kaptanının ve ekibinin bu rehberliğin direktiflerine kulak vermesi gerekir. Çünkü burada güven bir lüks değil, varlık sebebidir, hayatın özüdür.
Bugün Suriye uçağı, uzun yıllar süren durgunluk ve baskı dolu Baas rejiminin ardından yeni bir ufka doğru havalanıyor. Her sağduyulu insan, bu Suriye uçağının sağ salim havalanmasını, uçmasını ve emniyetli bir piste varmasını temenni eder.
Ancak bunun gerçekleşmesi için, uçağın ve onun yönetim kadrosunun navigasyon rehberlik kulesine bağlı olması gerekir. Bu kule, seferin ve yolcuların selâmeti konusunda en çok gayret gösteren ve herkesin güvendiği bir mercidir. Zira selâmet, doğru yön, doğru rota ancak navigasyon rehberliğinin talimatlarına uyularak sağlanabilir. Bu, şimdilik böyledir.
Bugün Suudi Arabistan’dan daha çok Suriye’nin yeni dönemine önem veren ve onun yolculuğunun selâmetini isteyen bir taraf yok. Suudi Arabistan, Suriye’nin yeni bir döneme geçişi için çok şey yaptı. Ülkeye yönelik yaptırımların kaldırılması, bu hayırlı gayretlerin sadece bir parçası.
Suriye uçağının yönetim kadrosu, devleti idare etme hususunda henüz yeni ve yeterince tecrübeli değil. Dolayısıyla kendisine nasihat edecek güvenilir bir danışmana ve samimi bir rehbere mutlaka ihtiyaç duyar. Bu rehberlik için Suudi navigasyon rehberliğinden daha doğru, daha samimi ve daha derin bir merci bulunamaz.
Suriye’deki pek çok taraf, hatta Şam hükümetiyle tam anlamıyla uzlaşmayan taraflar dahi Suudi Arabistan’a güveniyor. Mesela:
Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, Al Arabiya’ya verdiği demeçte, ‘SDG ile Şam arasındaki diyalogda Türkiye’nin bir rolü olmadığını’ ifade etti; bu meselede Suudi Arabistan’ın arabuluculuk rolü üstlenmesinin mümkün olduğunu ve özellikle Suriye’ye yönelik yaptırımların kaldırılmasındaki büyük rolü dolayısıyla Riyad’a güvendiklerini belirtti.
Benzer açıklamalar, son dönemde Şam hükümeti ile Dürziler arasında yaşanan tehlikeli kriz sonrasında Suveyda ve dışındaki bazı Dürzi çevrelerden de geldi.
Sonuç olarak, Suriye’ye gönülden bağlı olan herkes, bu ülkenin başarıya ulaşmasını, kurtuluşa ermesini ve selâmetle hedefine varmasını arzu etmektedir. Ancak havacılık bilimi şunu açıkça söyler: Emniyetin şartı, bir navigasyon rehberliğinin varlığı ve bu rehberliğe kulak verilmesidir.