Mişari Zeydi
Suudi Arabistanlı gazeteci- yazar
TT

​Kim Sudan'a karşı, kim beraber?

“Rabia Meydanı, İnci Meydanı, Ordu karargâhı, oturma eylemleri şiddet kurbanı”
İngiliz BBC’nin Sudan’da olup bitenlere dair attığı başlık bu. Batı kültürünün kaotik solcu yönünü yansıtan, BBC ve CNN gibi kuruluşların pompaladığı bir bakış açısını ifade ediyor. Orijinal dilde benzer ifadeler kullandılar mı yoksa sadece Arapçası mı böyle, ama şüphe yoksa en sert tahlilleri Arapça yapmış oldular!
Şimdi Sudan'da olup bitenler şüphesiz ki üzücü ve rahatsız edici… Sivillerin ya da askerlerin öldürülmesinden veya yaralanmasından Sudan ve halkı memnun olmadığı gibi Sudan halkını seven ve onların iyiliğini isteyenler de memnun değil. Zehirli Arap Baharı'nın bizlere miras bıraktığı kaos ve iç savaşlar silsilesine yeni bir ülkenin daha katılmasını istemiyoruz ve buna ihtiyacımız da yok. Bu ölümcül “Arsenik Baharı” yapımcılarında ölü bedenleri yeniden hayata döndürmek için büyük bir arzu var: En tehlikeli ve korkunç şey, korku sinemasının her zaman hayal ettiği gibi, ölülerin yürümesini görmek! Peki, bu durum Sudan halkının Geçici Askeri Konsey'den taleplerinin meşru olmadığı anlamına mı geliyor? Pek tabii ki hayır… Ordu ile Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri arasında müzakereler yapıldı. Bu müzakerelerin zor olması doğaldır, zira “saldır, geri çekil” taktiği uygulanıyor. Kurnaz bir askerin mirasından bahsediyoruz ve bu kişi Sudan’da “İhvan” hareketinin kurucusu, dolayısıyla bu mirasın paylaşımı kolay olamayacak.
Garip olan, Sudan’ın bulanık sahnesi; muhalif güçler var, İslamcı Beşir ve Turabi’nin kalıntıları halen sahadalar. Bunların bir kısmı iktidardan uzaklaştırıldıktan sonra Beşir'e muhalefet etmeye başlamışlardı. Son derece temkinli hareket eden sol kesim ve Milli Ümmet Partisi gibi geleneksel partiler var. Bildiğimiz budur ve bilmediğimiz başka güçler olduğu kesindir, bize bunu Arap Baharı boyunca edindiğimiz tecrübeler söyletiyor. “Arsenik Baharı” yılları boyunca Mısır’daki Rabia, Nahda ve Tahrir meydanlarında neler oldu, İran’dan Bahreyn İnci meydanına uzanan gösterilerde neler yaşandı hala araştırılıyor ve aydınlığa kavuşturulmaya çalışılıyor. Şu an Sudan'daki Askeri Konsey Başkan Yardımcısı General Hemedti açıkça şunu söyledi: “Kaosa izin vermeyeceğiz, kararlığımızdan vazgeçmeyeceğiz ve devletin saygınlığını hukuk çerçevesi içinde koruyacağız.” Belki de bilge insanların bir kısmı Sudan’da olup bitenlerin ciddiyetinin farkındalar... Sudan Meslek Odaları Birliği Barışçıl protestolara bağlılığın devam etmesi, şiddete başvurulmaması çağrısı yaptı. El Cezire Sudan'daki kaosu körüklemeye çalışıyor, BBC ve benzerleri Sudan’daki durumu kışkırtıcı bir dille yansıtmaya gayret ediyorlar. Soru şu: Bazılarının kullandığı bu kışkırtıcı dil hangi kültürün ürünüdür ve ne gibi bir çıkarları var? Sudan’da neyin gerçekleşmesini istiyoruz? Adalet ve güvenlik değil mi… İhvan ve benzerlerini iktidardan uzaklaştırmak değil mi? O zaman bunu siyaset ve medya gücüyle gerçekleştirelim.
Sivil kayıplara Allah’tan rahmet diliyoruz. Yüce Allah büyük Sudan’ı korusun.