Emel Musa
Tunuslu şair ve yazar
TT

Tunus'ta seçimlerin yenilenmesi ne anlama geliyor?

Başlangıçta, yani Nahda partisinin başbakanını aday gösterdiği hükümetin parlamentodan güvenoyu alamadığı zamanlarda, erken seçimden söz etmek kimsenin aklına gelmiyordu, Tunusluların böyle bir maceraya girişme niyetleri yoktu.
Şimdilerde ise, Cumhurbaşkanı Kays Said’in  İlyas el-Fahfah’ı bir ay içinde hükümeti kurmakla görevlendirmesinin ardından erken seçim ülkenin gündeminde yer almış durumda. Çünkü başbakan adayı Fahfah, Tunus’un Kalbi ve Özgür Anayasa Partisinin yeni hükümette yer almayacağını açıkladı. Nahda Partisi de son düzenlediği şura toplantısında seçimlerin yenilenebileceğini ima etti. Fahfah bir önceki aday gibi parlamentodan güvenoyu alamazsa seçimler kaçınılmaz olacak.
Elbette bu husus henüz netleşmiş değil, ancak parlamentoda en çok milletvekili olan Nahda ve Tunus’un Kalbi partilerinin desteklememesi durumunda el-Fahfah hükümetinin güvenoyu alması adeta imkânsız. Ayrıca İlyas el-Fahfah stratejik bir hata yaparak, söylemlerinde siyasi partilere yönelik kışkırtıcı ifadeler kullandı. Fahfah’a göre, kazandıkları koltukları kaybetmek istemeyen siyasi partiler, sonu belirsiz bir macera olarak gördükleri yeniden seçimden kaçınmak için ona ve hükümetine güvenoyu vermek zorunda kalacaktı.
Görünen o ki; el-Fahfah’ın bu blöfü etkisini yavaş yavaş yitirmeye başladı.  Daha net anlayabilmemiz için, seçimlerin yenilenmesinin anlamı üzerinde durmalıyız. Yasama seçimlerinin yenilenmesinden kimler faydalanacaktır?
İlk kazanan cumhurbaşkanı olacaktır, zira hükümetin güvenoyu almaması durumunda, her senaryo mümkün hale gelecektir. Cumhurbaşkanı Kays Said başlangıçtan bu yanan mevcut parlamenter sistemi eleştirmekteydi. Sistemi değiştirmek için referandum yapmak istediğini de açıkça ifade etmişti. İlyas el-Fahfah’ın siyasi partileri hafife alan söylemleri de, parlamenter sistemi değil, Başkanlık sistemindeki bir başbakanın tarzını yansıtıyor. Dolayısıyla cumhurbaşkanının bu yaklaşımını destekliyor.
Bilindiği üzere; mevcut Tunus anayasasında, (her parlamenter sistemde olduğu gibi) cumhurbaşkanının yetkileri kısıtlıdır. Buna ek olarak Tunus’ta son aylarda yaşanan siyasi çözümsüzlük, anayasal boşlukları daha fazla öne çıkarmış durumdadır. Özellikle bu gibi çıkmazlara müdahale edebilecek Yüksek Mahkeme’nin oluşturulmasında gecikmelerin olması, meseleyi iyice içinden çıkılmaz bir hale getirmiştir.
Seçimlerin yenilenmesinden faydalanacak ikinci taraf ise; Özgür Anayasa Partisidir. Nitekim son anketler oylarını ciddi anlamda arttırdıklarını göstermektedir. Bu parti en başından beridir muhalefeti seçmiş ve özellikle Siyasal İslamcı partilere karşı faaliyet göstermişti.
Bu bağlamda şunu hatırlatalım; seçimlerin yenilenmesi en çok devrimci cumhurbaşkanına ve karşı-devrimci olan siyasi bir partiye yarayacak. Nahda Partisi ise arada kalmış görünüyor.
Seçimler yenilendiğinde şimdiki oylarını koruyabileceğini düşünüyor, zira son seçimlerde beklentisinin altında oy almıştı. Öte yandan eğer kendi içinde ortaya çıkan görüş ayrılıklarını birleştiremez ve dağılışa geçerse, son seçimlerde aldığı oy oranlarının da altına düşebilir.
Son seçim kampanyasında Tunus’un Kalbi ile ilişki kurmayacağını deklare edip ardından bu partiyle koalisyon görüşmeleri gerçekleştirmesi tabanında tepkilere neden olmuştu. Bu durumda oylarının trajik bir şekilde düşmesi de muhtemeldir.

Seçimlerin ardından parçalı bir parlamento ortaya çıkması, siyasi partileri karşıtlarıyla müzakere etmeye zorladı. Siyasiler arasında iki temel korku vardı, birincisi cumhurbaşkanının belirlediği bir hükümete maruz kalmak, ikincisi de seçimlerin yenilenmesiyle mevcut pozisyonları kaybetme korkusu. Ancak son günlerde siyasiler ‘korku söylemlerinden’ bıkmış gibi görünüyor ve seçimlerin yenilenmesinden daha az çekiniyor. 
Seçimlerin yenilenmesinden en fazla zararı kim görecektir?
Anayasaya göre el-Fahfah hükümetinin güvenoyu alamaması durumunda seçimler yenilenmelidir. Bu da şu an parlamentoda olan bazı milletvekillerinin görevlerinin sona ereceği anlamına gelir. Ayrıca yeni seçimlerin maliyeti milyarlarca Tunus dinarı olacaktır. Tunuslular zaten hayat pahalılığından, umutsuzluktan ve belirsizlikten mustarip durumdadır. Buna ek olarak; uluslararası mali finans çevreleri ve yatırımcılar, geçici hükümetlerin yönetimindeki ülkeye yatırım yapmaktan çekinecektir. Son seçimlerdeki katılım oranlarını ve siyasi partilerin kendi içlerindeki ayrışmaları da hesaba katarsak, yenilenecek seçimler yine parçalı ve dağınık bir parlamento görüntüsünü ortaya çıkaracaktır. Yani hiçbir partinin tek başına hükümeti oluşturacak oyları alması beklenmemektedir.
Bu karmaşık ve gergin politik duruma yol açan şey, partisel, ideolojik rekabetin ulusal çıkarların önüne geçmesidir.
Son seçim sonuçları adeta bu durumun halk tarafından cezalandırılmasıydı. Yeni seçimlerin de bu derde derman olmayacağını ve beklenenden daha ağır maliyetlerinin olacağını şimdiden varsayabiliriz.