Cibril Ubeydi
Libyalı araştırmacı yazar
TT

Milyonluk korona ve insani düşüş

Yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) küresel çapta salgına dönüşmesinin ardından, Asyalılar ve özelde Çinliler ayrımcılığa maruz kaldı. Dünya çapında sosyal medya üzerinden "Ben virüs değilim" hashtagı (etiketi) ile kampanya başlattılar. Fransa merkezli Le Courrier Picard’ın manşetinde, ‘Sarı Alarm’ başlığının altında maske takan Asyalı bir kadının yer alması, aşağılanmış hisseden Çinlileri ve Asyalıları öfkelendirdi.
Almanya, İtalya, Fransa, İngiltere ve hatta Japonya'da ırksal ayrımcılık sahnelerinde artış gözlendi. Japonlar, Twitter’da ‘’Ey Çinliler Japonya’ya gelmeyin’’ hashtagı altında Çinlilere karşı ırkçı ifadeler kullandı. Dünya genelinde birçok restoran ve alışveriş merkezinin girişinde, ‘’Çinliler giremez’’ ibaresine rastlamak olağan hale gelmişti. Bazıları Çinlilerin başına gelen bu musibeti, Allah’ın cezalandırmasıyla ilişkilendirme eğilimi gösterdi. Eğitimli sınıflar arasında dahi Çinlilere karşı, ilkel davranışlar benimsendi.
Korona salgınının alevlenmesi ve vaka sayısının 1 milyon sınırını geçmesi üzerine, dünya çapında, ‘küresel yağmacılık’ işaretleri taşıyan bir bencillik olgusu da ortaya çıktı. Bazı ülkelerin sipariş ettiği sağlık malzemelerinin başka ülkelere yönlendirildiği görüldü. Paca Bölgesi ve Fransa Bölgeler Birliği Başkanı Renaud Muselier'in Çin'de bulunan bir şirketten milyonlarca cerrahi maske sipariş ettiği ancak bu ürünlerin Çin'deki havalimanında Amerika Birleşik Devletleri (ABD) şirketleri tarafından satın alındığı öğrenildi. Muselier; ‘’ABD’li şirketler nakliyeye hazır 60 milyon maske siparişimizi, uçağa yüklendikten sonra iki kat fiyat ödeyerek satın aldı. Ürünleri görmemiştiler bile’’ dedi. 
Aynı zamanda, birçok Avrupa ülkesinde yabancı düşmanlığı vakalarında belirgin bir artış gözlendi. Mültecilerin ve yabancıların sınır dışı edilmesi için kampanyalar ve protesto gösterileri düzenlendi. Libya’da da vatandaşlar arasında ayrımcı uygulamalar görüldü. Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Libya Ulusal Ordusunu (LUO) destekleyen belediyelere, koronavirüs salgını mücadelesinde bütçeden tahsis edilen meblağları vermeyi reddetti. Müslüman Kardeşler ideolojisini benimseyen milletvekilleri, UMH’nin ‘muhalifleri toplu cezalandırma’ kararına destek verdi. Bu arada 30 belediye ortak bir açıklama yaparak UMH hükümetine, salgınla mücadelede kullanılmak üzere tahsis edilen meblağları ödemesi için süre tanıdı. Libya Sağlık Bakanlığı, salgınla mücadelede yetersiz kaldı. Yerel kaynaklar, milislerin kontrolünde olan sağlık bakanlığının, artan vaka sayılarını dikkate almadığını, salgının boyutlarının düşünülenden çok daha yüksek olabileceğini bildirdi.

Libya’da Müslüman Kardeşlerin kontrolündeki hükümetin bu ayrımcı ve cezalandırıcı tutumu ile İran’ın ‘işgal altındaki’ Arap Ahvaz bölgesine uyguladığı ihmal politikaları benzeşiyor. İran, Ahvaz bölgesindeki kötüleşen sağlık şartlarına, ‘etnik ve mezhepsel’ gerekçelerle müdahil olmuyor. Libya’daki ayrımcılığın temelinde ise, ‘İhvan ideolojisi’ yatmakta.
Bu insanlık dışı, ahlaki düşkünlük ve küresel bencillik ikliminde, bazı özverili davranışlara da şahit olmuyor değiliz. Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz cesur kararlar alarak, ayrım gözetilmeksizin ülkedeki herkesin tedavi edilmesi talimatı verdi. Vatandaş ya da yabancı, kaçak ya da yasal, ülkedeki tüm bireylere eşit mesafede davranılmasını istedi. Karantina ya da sokağa çıkma yasağından etkilenen kişilere maaşlarının tam olarak ödenmesini emretti. Muhtaç olanlara gıda yardımı yapılmasını kararlaştırdı. Böylelikle, salgına karşı küresel savaşta, İslam, Arap ve çöl ahlakını benimseyerek insani bir tavır ortaya koymuş oldu.
Dünya Sağlık Örgütü’nün temel ilkelerinden biri de şudur; tüm halkların sağlığı, barış ve güvenliğin sağlanması için esastır ve bireyler ile devletlerin işbirliğine bağlıdır. Suudi Arabistan bu ilkeyi başarıyla uyguladığını kanıtlamıştır. Koronavirüs karşısında dünyadaki diğer sağlık sistemleri çaresiz kalırken, Suudi Arabistan başarılı bir şekilde mücadele vermektedir. Korona salgınından sonra, dünyada sağlığın ‘para ödeyenler’ için öncelikli olduğu görülmüştür.