Hazım Sağıye
TT

İngiltere’de soldan biraz uzaklaşan İşçi Partisi

Ciddi, kararlı, çalışkan... Bunlar İşçi Partisi’nin yeni lideri Keir Starmer’e addedilen bazı nitelikler. Bunlar, nitelenenin özelliklerini ele alıyor ama tamamen kapsamıyor: İdeolojisi ve politikaları az da olsa gizli kalıyor. The Guardian gazetesi kendisi için şu ifadeyi kullandı: Gizemli ama kesin olan bir şey var ki o da popülist olmadığı.
Starmer her şeyden önce partinin bir önceki lideri Jeremy Corbyn’in neredeyse sadece bir arada yaşayan (hem de zorlukla bir arada yaşayan) bir partiye dönüştürdüğü partisini birleştirme kaygısı içinde görünüyor. Partiyi birleştirme kaygısı, İskoçya, Galler ve İngiltere’nin tamamında popülistlerin kemirdikleri işçi tabanın geri kazanılmasını da kapsıyor.
Vergi ve harcamalar gündemi ile eğitim taksitlerinin iptal edilmesi, zenginlerin vergilerinin yüzde 5 oranında artırılması gibi haklı Corbyn vaatlerinin korunması, eski dönemin sürdürülen politikaları oldu. Starmer, korona sonrası toplumu inşa etmek için zenginlerin “adil bir pay” ödemeleri gerektiğini söyledi. Kurduğu gölge kabinede eğitim bakanlığına Corbyn yanlısı solcu Rebecca Long-Bailey’i getirdi. Liderlik yarışında Corbyn taraftarlarının adayı olan Long-Bailey, aralarında büyük bir farkla ikinci sırada yer aldı. Starmer ise oyların yüzde 56’sını alarak büyük bir zafer kazandı. Destekçileri arasında ülkenin en büyük sendikası (1,4 milyon üyeye sahip) UNISON da vardı. Starmer’ın işçi tabanından aldığı destek bu şekildeydi. Corbyn yanlıları ise bu durumdan genel olarak rahatsız. Birçoğu mevcut gölge kabineden uzaklaştırıldı. Partinin “merkezcilerin” eline geçmesinden korkuyorlar. Gazeteler, eski gölge kabinede hazine bakanlığı yapan ve sola yönelmede Corbyn’in önde gelen müttefiki olan John McDonnell’ın gözetiminde parti içinde bir lobi olarak faaliyet gösterecek “Sosyalist Kampanya Grubu”nu kurmaya yöneldiklerinden bahsediyor. Starmer’in “Londralı şık milletvekili” ve “solcu görünüm altında sağcı” bir başka Tony Blair olmasından korkanlar da var.
Bu korkuları bir yönüyle yerinde olabilir. Zira mevcut gölge kabinesinde Fabian Dernekleri’nden 15 kişi bulunuyor. Diğer bir deyişle parti kaynağına dönüyor. Yani 1884 yılında kurulan ve İşçi Partisi’nin oluşumuna katkıda bulunan gruba...
Starmer, Yahudi azınlıktan özür diledi. Bir önceki dönemde parti içinde büyüyen antisemitizmi kökünden söküp atma sözü verdi. Partinin eski liderlerinden Ed Miliband’ı tekrar öne çıkardı. İş, Enerji ve Endüstri Bakanlığı’na getirdi. Miliband çevreci, ülke ve partiler üstü “Yeni Yeşil Anlaşma” aktivistleri arasında yer alıyor.
Gölge kabinesinde dışişleri bakanlığına, Rusya’nın politikalarını kınamayı reddettiği için Corbyn’i kınayan ve partisine Avrupa Birliği’nde kalma lehine radikal bir tutum benimseme çağrısında bulunan Lisa Nandy getirildi. Hazine Bakanlığı’nı, kamusal hayatına Avrupa Parlamentosu’nda başlayan ve faaliyetlerinin büyük bir bölümü vergi kaçakçılığı ile mücadeleye odaklanan Anneliese Dodds üstlendi. İçişleri Bakanı olan Nick Thomas-Symonds ise rol modeli gördüğü Clement Attlee’ın biyografisinin yazarı. Attlee, 1945 yılında “savaşın kahramanı” Churchill’e karşı ezici bir seçim zaferi kazanmış ve daha sonra refah devletini inşa etmişti. Starmer’ın ayrıca Corbyn zamanında yükselen Tony Blair’i karalama kampanyasını durduracağı da söyleniyor.
1962 doğumlu Keir Starmer, 2015 yılından bu yana Londra’nın Holborn ve St. Pancras semtlerinin milletvekilliğini yapıyor. Babası el aletleri üreticisi, annesi de hemşire. Anne babası kendisine İşçi Partisi’nin ilk lideri Keir Hardie’nin adını vermiş. Dolayısıyla ekonomik konumu ve siyasi seçimleri ile ailesi tam bir İşçi partili. Ancak çocuklarının İşçi partiliği, 1980’li yıllarda Thatcherizmin tamamen sona erdiremediği 1970’li yılların nispeten açık sınıf hareketliliğinden yararlandı.
Starmer çalışkanlığı ve sıkı çalışması ile ülkenin en iyi üniversitelerinden (Leeds daha sonra Oxford) mezun oldu. İnsan hakları konusunda parlak bir avukat haline geldi. Bu nedenle 2015 yılında, daha sonra bir İşçi Partisi lideri için garip karşılanacak “Sir” unvanını almaya hak kazandı.
Bu özgeçmiş, çatışmadan uzak bir sosyalist olmasına neden oldu. Ona göre parlamenter yasalar fabrikalardaki direnişten önce gelmekte ve aynı zamanda “insan hakları, kürtaj, eşcinsel evlilikler” gibi ekonomi dışı meseleleri de kapsamaktadır.
Starmer’ı siyasi açıdan iki yenilgi ve bir zafer oluşturmuştur: İşçi Partisi’nin 1983 yılında Michael Foot liderliğinde ve 2019 yılında Jeremy Corbyn liderliğinde aldıkları iki büyük yenilgi ile Muhafazakar Parti’yi 13 yıl (muhalif olarak kaldıkları en uzun süre) muhalefete mahkum eden Tony Blair’ın 1997 yılında elde ettiği zaferdir. Bu iki yenilgi ideolojik saflığın öne çıkarılması ile ilişkili iken zafer pragmatik tutumun öne çıkarılmasına bağlıydı. Blair, İngilizleri partinin yeniliğine ikna etmişti. Foot ve Corbyn ise Sanayi Devrimi geçmişini hatırlatmışlardı.
Bu nedenle Starmer’ın öncelikli amacı parlamenter bir zafer kazanmak. Kendisine, örnek aldığı İşçi Partisi liderinin kim olduğu sorulduğunda ise “Harold Wilson” karşılığını verdi.
Wilson, İşçi Partisi’ni 13 yıl süren muhalefet döneminden sonra 1964 yılında iktidara taşımıştı. “Teknoloji devriminin beyaz alevinde oluşan yeni İngiltere” vaadiyle adı, modernleşme ile ilişkilendirilmişti.
Partinin birliği Starmer’ın zafere ulaşma hedefi olarak kaldı. Brexit’e ve ikinci bir referanduma karşı olsa da partinin birliğini korumak adına provokasyondan kaçındı. Buna karşılık, Brexit ve popülistlerin önünü kesmek için “iş için serbest dolaşım” engellememesi koşuluyla göç hareketini sınırlayan tutumları savundu.
Kısacası Starmer, Corbyn’in katı, hatta zırhlı ideolojik solunu değil “yumuşak solu” benimsemektedir ve pragmatiktir. Bu niteliklerine dayanarak 2024’teki seçimlerde partisine liderlik edecek. Ülkenin ve aynı şekilde parti ve programlarının korona krizinden sonra kesinlikle eskisinden farklı olacağını unutmayalım.