Semir Ataullah
Lübnanlı gazeteci - yazar
TT

Tweet ve füze arasında bir egemenlik

Bağımsız Lübnan 1943 yılında doğum kutlamaları olmadan doğdu. Bazı Müslüman evlatları açısından doğum şüpheliydi. Arap kimliğinde doğuştan bir eksiklik var. Hristiyanlarının damarlarında Batı kanı akıyor. Bu, Hıristiyanların suçlu değilse de eksik hissetmelerine neden oldu. Suriye, büyük bir kısmının kendisinden ‘koparıldığını’ düşünerek, yeni devleti tanımayı reddetti.
Arapların çoğu, Lübnan'ın egemenliğini önemsemedi, bazen de küçümseyerek davrandı. 1950'lerde Mısır'ın Büyükelçisi Abdulhamid Galib, bir Yüksek Komiser gibi davrandı. Ancak birçok Lübnanlının sadakat ve sempatisini kazandı. 1970’li yıllarda Yaser Arafat, Yüksek Komiserin görünüşünden ve yetkilerinden memnun değildi, Arafat Lübnan’a hükmetmek istedik. Kapısında çok büyük Lübnanlı bir grubu vardı. Kendisi veya etkisine karşı çıkanlar vatan haini olarak nitelenir oldu. Ordusu ülkenin egemenliği konusunda bölünen Lübnan hükümeti, ayağa kalktı.
Savaşın tam ortasında Ebu Ammar, Tunus’a gitti ve İsrail binlerce askeriyle Lübnan’a girdi. O sırada Suriye kuvvetleri, işgal ettikleri ilk Arap başkentinden geri çekiliyordu. Lübnanlıların çoğu beklenti içindeydi. Siyasetçilerin Bekaa'daki Suriye istihbarat komiserinin kapısında veya Şam otellerinin salonlarında toplanması alışılmış bir manzara haline geldi.
Suriye güçleri Lübnan’ı askeri olarak terk etti fakat siyasi olarak varlığını sürdürdü. Ülkedeki ilk İran etkisi Hizbullah aracılığıyla ortaya çıktı. Hizbullah’ın Lübnan’ın egemenliği konusundaki tutumu açık ve netti: Velayet-i fakihe mutlak bir sadakat. Başka bir deyişle Lübnan’ın iç ve dış politikaları, Temmuz 2006 savaşında olduğu gibi savaş ve barış kararları dahil olmak üzere, ana stratejilerinin yalnızca ikincil konularıdır.
General Mişel Avn, iki buçuk yıl boyunca parlamentonun çalışmalarını engelledikten sonra partisinin ana adayı sıfatıyla cumhurbaşkanı olarak seçildi. Ancak bu, Saad Hariri ve Semir Caca'yı kapsayan bir anlaşmanın parçası olarak gerçekleşti. Avn, iktidara geçtikten kısa bir süre sonra anlaşmadan vazgeçti. Kasım Süleymani’nin ölüm yıldönümünün arifesinde, İran Hava Kuvvetleri Komutanı Lübnan ve Gazze’deki füzelerinin Hayfa ve Tel Aviv’i yok edeceğini söylediği bir açıklama yaptığında Avn utanç duydu. Lübnan Cumhurbaşkanı, kendini bir şeyler söylemek zorunda hissetti. Bu nedenle Lübnan’ın egemenliği hakkında bir tweet paylaştı. Bunun üzerine Caferi Müftüsü Hasan Kablan, tweet değil, bir bildiri yayınlayarak “Kasım Süleymani’nin füzeleri olmaksızın egemenlik söz konusu” değil dedi. Lübnanlılar için egemenliğin hiçbir zaman endişelerine dahil olmadığını kabul etmek daha iyidir.