Racih Huri
Lübnanlı yazar
TT

Trump'ın gidişinin arifesinde İran’daki hareketlilik

Kasım Süleymani’nin geçen yıl 3 Ocak’ta Bağdat’ta öldürülmesine karşılık, Başkan Donald Trump’ı öldürme tehditleri savurarak İran neden ABD seçimlerinden sadece dört gün önce, bir tehdit ve uyarı kasırgası kopardı?
Tahran’daki yetkililerin, özellikle de Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif’in, ABD yasalarının görev süresinin son döneminde ülkenin bir savaşa girmesi ya da saldırıya karşılık vermesi halinde görevdeki başkanın 4 yıl daha görevde kalmasına izin verdiğini bildiklerine şüphe yok, o halde bu macera ve gürültü neden? İran'ın füzelerle ve intikam tehditleriyle kopardığı bu gürültülü patırtının artık ABD başkanı olan ve bilindiği gibi 2015’te İran ile nükleer anlaşma imzalandığında Barack Obama’nın yardımcısı olan Joe Biden'ın pozisyonunu güçlendirme çabası gibi göründüğünü söylemek olağandışı mı?
Bu anlaşma ile Trump'ın dayattığı boğucu yaptırımlara yapılacak ekler ve değişikliklerden bahsetmek için henüz çok erken. Ancak İran'a yönelik bu yaptırımların hızla kaldırılacağını düşünmek de bir yanılsama. Çünkü birincisi, İran’ın uranyumu zenginleştirme oranını yüzde 20'ye çıkarması, Avrupalı ortaklarını da kızdırdı. İkincisi, 2015’teki anlaşma, Trump yönetimi tarafından uygulanan bir dizi yaptırım ile sonuçlandı. Bu yaptırımların hepsinden kolayca vazgeçilemez.
Neyse, biz yine ABD başkanlık seçiminden birkaç gün önce İran’ın uyandırdığı tehditler fırtınasına dönelim. İran Devrim Muhafızlarına bağlı Kudüs Tugayı Komutanı İsmail Kaani, ABD’yi içeride terör saldırıları düzenlemekle tehdit etti. Nitekim ABD merkezli CBS News kanalı geçen pazartesi, New York’taki çok sayıda hava trafik kontrolörünün Kasım Süleymani’nin ölümünün intikamını almak için Kongre binasını vurmakla tehdit eden bir mesajı duyduklarını ve mesajda, “Çarşamba günü Kongre Binası'na uçuyoruz. Süleymani'nin intikamı alınacak” ifadelerinin yer aldığını duyurdu.
İran'ın Irak'tan Gazze ve Suriye’ye uzanan cephe üzerinden füze saldırıları tehditlerinin neden arttığı anlaşılır değil. Tahran zaman zaman televizyonlarda, sahip olduğu, İsrail’e ve İsrail’in ötesine ulaşacak balistik füzelere dair gösteriler sunuyor. Ancak bunları neden doğrudan kullanmadığı veya en azından Irak ve Suriye’deki mevzilerini hedef alan İsrail hava saldırılarına neden karşılık vermediği bilinmiyor.
İran Yargı Erki Başkanı İbrahim Reisi birkaç gün önce Hizbullah’a bağlı Lübnan merkezli el Manar televizyonuna verdiği röportajda, Tahran’ın, Trump’a karşı tutumunu belirledi ve başkan olsun ya da olmasın yargılanacağını belirtti. Daha da ilginci, İran, Interpol'den Trump'ın ve Süleymani'yi hedef almak ve öldürmekle suçladığı 47 ABD’linin adını içeren bir "kırmızı bülten" yayınlamasını istedi.
Şu sorunun hala bir yanıtı yok: Tahran neden Süleymani suikastından bir yıl sonra bugün, bütün bu patırtıyı çıkarıyor? Konu, bir yıldır kendisini misilleme ile tehdit ettiği Trump’ın kaybettiği seçimlerle ilgili hesaplarla mı bağlantılı? Kongre’yi hedef alacak bir saldırıyla ilgili haberler doğru ise bunu, ABD basını ve medyasından önce, İran hava sahasındaki ABD nükleer bombardıman uçakları pilotlarının, İran’daki her türlü aktivizmi yakından takip eden nükleer uçak gemilerinin komutanlarının duyacağını çok iyi bilmiyor mu?
İsrail’in neredeyse her gün İran’ın Suriye ve Golan’daki mevzilerini hedef alan hava saldırıları devam ediyor, ancak ne Suriye'nin güvenlik güçlerinden ne de Lübnan ve Suriye'nin egemenliğini koruduğu söylenen Hizbullah'ın füzelerinden etkili bir karşılık yok. Silahların meşru otoriteye teslim edilmesi için açık adımların atıldığı Irak’a gelince: Sülyemani’nin Irak’a istediği gibi girip çıktığını ama halefi İsmail Kaani’nin, Mustafa el Kazimi’nin başbakanlık görevini üstlenmesinden sonra artık Irak makamlarının onayını alması gerektiğini belirtmeliyiz.
Evet, Donald Trump seçimleri kazanamadı ve İran, 47 ABD vatandaşını “sizi evinizde öldüreceğiz” diye tehdit ediyor ancak bu sadece Süleymani suikastının birinci yıldönümünde koparılması gereken bir fırtına. Yarın Biden ve grubu ile müzakerelere geri dönüldüğünde İranlılar, Trump’ın özellikle İran’ın uranyum zenginleştirme oranını yüzde 20’ye çıkartacağını duyurmasından sonra hayata geçirdiği gibi yaptırımlar yelpazesi ile ilişkilere damgasını bırakmış olduğunu görecekler.