Prof. Dr. Ahmet Abay
Akademisyen
TT

Vahyin mü’min şahsiyeti inşa süreci: Vahiy/Kur’an

Allah'ın gösterdiği şekilde insanlar arasında hükmedilsin diye, indirilen Kur’an’ın temel gayelerinden birisi bu hükmü icra edecek şahsiyetli mü’min zihinler inşa etmektir. Zira doğru bir şahsiyet inşası ancak Vahiy/Kur’an algısının doğru şekillenmesi ve onun rehberliği ile mümkün olur. Bu nedenledir ki ilk inen ayetler ne okunacağını, nasıl okunacağını ve kimin adına okunması gerektiğinin adını koyar:
Ey insan! Yaratan Rabb’inin adıyla/adına oku!” (Alak 96/1) Sana Rabb’in tarafından gönderilen ve bundan böyle ayet ayet, sûre sûre muhatap olacağın, senin şahsiyetini ilmek ilmek işleyecek ve sana bilmediğini öğretecek bu kitabı, onu güzelce anlamak, zihnine nakşetmek, hayatına yansıtmak ve başkalarına tebliğ etmek amacıyla oku fakat bâtıl değerler, sahte ilâhlar adına değil; onların rızası için, onların istediği doğrultuda değil; yalnızca Rabb’inin adıyla oku![1]
Vahiy Hz. Peygambere indirilmeye başlandığı ilk andan itibaren ona muhalif olanlar onun insanlar üzerindeki etkisini kırmak için onunla ilgili birtakım asılsız söylemler ortaya atmaya başlamışlardır. Kur’an, bu söylemlere karşılık olarak vahyin; şair,[2] kâhin,[3] aşağılanmış şeytan,[4] beşer[5] sözü olmadığı gibi bir hezl/şaka[6] ve iftira[7] da olmadığını ifade etmiştir.
Kur’an’ın ne olduğunu, niçin indirildiğini ve hangi vasıfları taşıdığını yine Kur’an’ın kendisinden öğrenmek en sağlıklı yöntemdir. Allah Teâlâ indirdiği vahiyle kendini insanlara tanıttığı gibi Kur’an’ı da tanıtmaktadır. Öncelikli olarak Vahiy/Kur’an Peygamberin ve ona iman edenlerin sıkıntı çekmeleri için değil,[8] ona inanlara şifa, rahmet[9] ve hidayet kaynağı[10] olsun diye indirilmiştir.
Kur’an’ın indiriliş amacı ile ilgili olarak yine Kur’an’ın bildirdiğine göre şu hususları da eklemek gerekir: “Kur’an, ayetleri üzerinde düşünülüp, öğüt alınması,[11] insanların uyarılması,[12] insanların hidayeti elde edebilmeleri için gerekli şeylerin açıklanması/doğru yolun gösterilmesi[13] problemlerin çözülmesi/kendisiyle hükmedilmesi,[14] insanları karanlıklardan aydınlıklara çıkarması[15] inananların azim ve kararlılığının güçlendirmesi,[16] Mü’minlerin müjdelenmesi,[17] haşyet sahibi olan kişilere öğüt olması[18] ve anlaşılıp kavranması[19] için indirilmiştir.”
Kur’an’ın ne olduğu ve niçin indirildiği bilinmeden onu doğru bir şekilde hayata uygulama imkânı yoktur.
Kur’an’ı sadece mezarlıklara ve ölülere hasrederek hayatın dışına atmak ona yapılabilecek en büyük zulümlerden biridir. Çünkü bu Kur’an “Diri olanı uyarsın ve gerçeği örten nankörler/inkârcılar aleyhine söz hak olsun diye indirilmiştir” (Yasin 36/70)
Kur’an’ı bazı şarlatanların yaptığı gibi “uzuvlara okunacak” bir tılsım olarak görüp bunun üzerinden dünyalık devşirmek de Kur’an’ı ve onun gönderiliş gayesini anlamamaktır.
Kur’an’ı daha önceki vahiylerin mensupları gibi parçalara ayırıp işine geleni almak işine gelmeyeni göz ardı etmek de ona ve gönderiliş amacına ihanet etmektir.
Kur’an’ı tarihsel bir metin olarak telakki edip onu tarihe hapsetmeye çalışanlar da vahyi doğru bir şekilde anlayabilme fırsatını yakalayamamışlardır.
Kur’an, paslı kalplerin üzerindeki pası çözmek, yüreklerdeki esaret zincirlerini kırmak ve insanları putlara ve sahte ilahlara kulluktan kurtarmak için gönderilmişken onu bırakıp başka rehber ve kılavuzlara tabi olmak akıl sahibi insanların yapacağı bir iş değildir. Zira vahiyden/Kur’an’dan yüz çevirenler büyük bir zulüm işlemiş olurlar[20] ve onları sıkıntılı, zor bir hayat[21] beklemektedir.
Vahiyle şahsiyeti inşa edilmiş her mü’min, vahiyden yüz çevirenlerden, ona itibar etmeyenlerden, onu tahrif etmeye çalışanlardan ve onu dünyevi menfaatler için feda edenlerden beraatını ilan etmekle yükümlüdür. Çünkü “O hâlde, ey hak yolunun yolcusu! Öğüt ve uyarılarla dolu ayetlerimizden yüz çeviren ve dünya hayatının zevk ve sefasından başka bir şeye değer vermeyen bu câhillerden uzak dur!” (Necm 53/29) ilahi fermanının gereği budur.

[1] Mahmut Kısa, Kısa Meal, s.491.
[2] Hakka 69/41.
[3] Hakka 69/42.
[4] Tekvir 81/25.
[5] Nahl 16/103.
[6] Tarık 86/14.
[7] Yunus 10/37.
[8] Ta-ha 20/2
[9] İsra 17/82
[10] Bakara 2/2
[11] İsra 17/41; Sad 38/29; Kasas 28/51
[12] En’am 6/19; Mülk 67/8-9;
[13] Nahl 16/44, 64 Bakara 2/159; Zümer 39/41; Secde 32/2-3
[14] Bakara 2/213; Nisa 4/105
[15] Bakara 2/257; Maide 5/16; İbrahim 14/1-2; Ahzap 33/43
[16] Nahl 16/102; Furkan 25/32
[17] Kehf 182-3; Yunus 10/2; Nahl 16/89; Ahkaf 46/12
[18] Taha 20/2-3; Kaf 50/45
[19] Yusuf 12/2; Zuhruf 43/3
[20] Kehf 18/57; Secde 32/22
[21] Ta-ha 20/124