Mişari Zeydi
Suudi Arabistanlı gazeteci- yazar
TT

Putin'in favori filozofu kim?

Alexander Nazarov, bu dönemde stratejik Rus düşüncesinin doğası ve derin Rus siyasi aklının dünyadaki tehlikeleri nasıl bir formatta gördüğüyle ilgili "Russia Today" tarafından yayınlanan heyecan verici bir yazı yazdı.
Yazıda belirtildiğine göre Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, geçtiğimiz günlerde "büyük" Rus tarihçi Lev Gumilyov’un  "fedakarlık" teorisine olan inancından bahsetmiş. Buradaki “büyük” tanımlaması bana değil Rus yazar Nazarov’a ait.
Nazarov’un Devlet Başkanı Putin’in hayranlık duyduğu bu teorinin geniş bir sunumunu yapan yazısına göre, fedakarlık teorisi özetle şudur; ulusların oluşumunda ve güçlerinin sürdürülmesinde halkın -kişisel değil- hedefleri için fedakarlığın rolü.
Putin, hızla yaşlanan (Batı) ve bu hayati unsuru kaybettikleri için yok olmak üzere olan birçok ülkenin aksine, Rusya'nın bir gelişme aşamasında olduğuna inanıyor.
Lev Gumilyov, etnik grupların doğumunun veya ölümünün "fedakar" sınıfına yani aşırı bir canlılığa sahip ve inançları (mutlaka dini olması gerekmiyor) için fedakarlık yapmaya istekli insanlara bağlı olduğuna inanıyor. Ulusların, doğma, gelişme ve yok olma gibi içinden geçtikleri  aşamalar vardır. Bu ulusların hayatta kalmasının veya yok olmalarının sırrı, devletlerin değil, ulusların fedakarlık duygularının canlılığında (zira bu teoriye göre uluslar devletlere göre daha kalıcıdır) saklıdır.
"Yok olma" veya "şımartılmış toplum" aşamasında özel, kolektif olanın önüne geçer ve öncelikli hale gelir. Toplumdaki temel değer tüketim ve zevk olur. Bu aşamada ekmek, eğlence ve aşırı bireysel zevkler öne çıkar.
Rusya'nın bakış açısına göre, genel olarak Batı dünyasının, özellikle de AB’nin zayıflığının ve şımarıklığının nedeni budur. Bu şımarık Batı dünyasını, kendisini işgal edecek ve kolektif bir amaç için fedakarlık yapma değerine sahip unsurlar ve gruplar için kolay bir av haline getirecek olan da aynı nedendir.
Bireysel boyutun doygunluk ve kutsallaşma hali toplum pahasına tam boyutuna ulaştığında, hayatını ilkeler için harcamak kimsenin aklına gelmez. Bu noktada vatandaşlar vatanlarını korumak için savaşmak istemezler.
Kelimenin tarihsel anlamıyla, bir medeniyet olarak Batı, Gumilyov'un teorisine göre, son aşamanın son saatlerini yaşıyor. Biz -bu teoriye göre- Batı'da bir demografik felaketle karşı karşıya bulunuyoruz ve diğer bölge ve medeniyetlerden gelen genç işçiler “elektrik süpürgesi gibi”  Batı'daki her şeyi çekecekler.
Nazarov'un özetinden özetlediğim bu teoriye katılabilir veya katılmayabilirsiniz, ancak örneğin Rus ve Çin iradesi ile karşılaştırıldığında bugün Avrupa iradesinin içinde bulunduğu şımarıklık açısından bir kısmının doğru olduğunu kabul etmekten kaçamazsınız. Aynı şekilde, en azından Rusya Devlet Başkanı kendisiyle ilgili olduğu ve inandığı için bu teoriye ilgi göstermekten kaçınamazsınız.
Şok mu oldunuz?
Bekleyin, dahası var. Nazarov’a göre (Gumilyov’un teorisinin propagandacısı) şu anda hızlanan sürece bağlı olarak, bir veya iki nesil sonra, Avrupa şehirleri köktendinci İslami grupların başkentlerine dönüşecektir. Kim bilir, şu anda başkentlerde bazı mahallelerin ayrılmış olması bunun başlangıcıdır.
Bunu anlatmamızın, Erdoğan ve Müslüman Kardeşler taraftarlarının kendisi hakkında konuşanları caydırmaya ve uyarmaya çalıştıkları İslamofobi ile ilgisi yok, aksine amaç, İslam'ı ve Müslümanları belki de bu kez Batı’dan içlerine sokulacak bu grupların kötülüklerine karşı korumaktır.
Rusların hedefleri, hayalleri ve kompleksleri bizi ilgilendirmiyor. Ama bilmekten de zarar gelmez.