Cibril Ubeydi
Libyalı araştırmacı yazar
TT

Gannuşi Mağrip Birliği’nin aleyhine mi döndü?

Tunus Parlamentosu Başkanı ve Nahda Hareketi’nin lideri Raşid Gannuşi’nin, iki Mağrip ülkesi Fas ve Moritanya’yı dışlayan ve üç mağrip ülkesi Tunus, Libya ve Cezayir’i kapsayan bir birlik kurma çabası, sorumsuz açıklamalar ve çabalardır. Siyasi ve diplomatik normlara karşı çıkış ve uluslararası alanda tanınmış bir yapıya, Mağrip Birliği’ne karşı bir darbe girişimidir. Nitekim bu açıklamaları, Faslı aydınlar tarafından hoşnutsuzlukla karşılandı. Çekingen ve kendisine bir gerekçe bulmaya çalışsa da Faslı Adalet ve Kalkınma Partisi liderleri arasında dahi muhalefet buldu. Abdulaziz Aftati; “Gannuşi’nin açıklamaları talihsizdi ve baskı altında yapıldı” açıklamasında bulundu.
Gannuşi, Fas’ı dışlayarak Mağrip Birliği'ni oluşturan tarih ve coğrafyaya karşı olduğunu unuttu. Fas Krallığı, üst düzey bir yetkili olsa bile, bir bireyin beyanları ve aşırılıkları ile Mağrip Birliği'nden dışlanamaz. Aynı şekilde Arap el yazmaları deposu ve 1 milyon şairin ülkesi Moritanya da.
Gannuşi’nin içeride yaşadığı boğucu krizden kaçmak için böyle aşırı bir açıklama yaptığını düşünüyorum. Parlamento Başkanı olarak oturumları yönetmekte başarısız olup, parlamentoyu felç ederek krize soktu. Ülkesindeki cumhurbaşkanlığı kurumu ile de bir çekişme içinde. Böyle bir kişi, daha siyasi arenayı doğru düzgün tanımadığı bir zamandan beri var olan Mağrip Birliği’nin (her ne kadar yaşı itibariyle kuruluşuna tanık olsa da) teorisyenliğine nasıl soyunur?
Gannuşi ortalığı karıştıran bu açıklamalarıyla, dış politikayı cumhurbaşkanının yetkileri arasında sayan, parlamento başkanına dış politikada rol oynama hakkı vermeyen Tunus Anayasası’na karşı gelmiş oluyor. Mağrip Birliği’nin 5 olan üye sayısını kendi keyfine göre seçtiği 3 ülkeye indiren açıklamaları, tarih boyunca ve Burgiba zamanından beri Tunus siyasi geleneği ve anayasanın öngördüğü Tunus dış politikasındaki tarafsızlık ilkesini de ihlal ediyor.
Gannuşi’nin bahane olarak Mağrip Birliği’ni canlandırmayı öne sürmesi kabul edilemez ve ikna edici olamayan bir bahanedir. Fas Krallığı gibi büyük ve kurucu üyelerden olan bir ülkeyi dışlayıp, ardından Birliği canlandırmayı hedeflediğinizi nasıl söyleyebilirsiniz? Gerçekte bu, pek çok nedenle yaklaşık 20 yıldır zaten âtıl olan bir birliği canlandırma değil, tamamen bitirme girişimidir.
Gannuşi’nin birlik içindeki darbe girişimi, kurucu ve etkin üye Fas ile Moritanya’yı uzaklaştırma çabası, politika, coğrafya ve tarih hakkındaki bilgisizliğini ifade eden acınacak bir adımdır. İki birlik ülkesi arasındaki anlaşmazlığı, Mağrip Birliği’ni petrol zengini Libya ve Cezayir ile Tunus’la sınırlandırma planını hayata geçirmek için kullanan, diğer bir deyişle Tunus’un ekonomik krizini bu şekilde çözmeye çalışan Gannuşi tarafından sonu düşünülmeden atılmış bir adımdır.
Gannuşi’nin Tunus'un komşularının içişlerine karışmaya yönelik sürekli girişimleri kabul edilemez bir kerteye vardı. Nitekim daha önce de seçim sonuçlarını kabul etmeyen siyasi İslam akımı lehine Libya’nın iç işlerine karışmıştı. Hatta Libya’ya müdahalesini açıkça dillendirmiş ve bunu “olumlu taraflılık” olarak tanımlamıştı, ama aslında İslamcı düşünce ve ideolojisini paylaşan Libya’daki grubun arkasında durmuştu. Dolayısıyla onun müdahalesi, açıkça kendi grubunun lehine bir müdahaleydi. Nahda lideri olarak değil Tunus Parlamentosu Başkanı olarak Gannuşi’nin, Meclis Başkanı Akile Salih ile iletişimde olması gerekiyordu, ama o Halid el-Mişri ile iletişimdeydi. Bu da Gannuşi’nin Libya konusunda parlamento başkanı olarak değil, Nahda’nın lideri olarak hareket ettiğini doğruluyor.
Raşid Gannuşi’nin Mağrip Birliği’ni küçültme girişiminin zamanlaması yanlıştı. Ne Cezayir bunu kabul edebilir ne de bir başkanlık ve hükümet değişikliği bekleyen Libya. Bu iki ülke de esasında kendilerini siyasi İslam projelerini finanse eden bankalara dönüştürme amacını taşıyan Gannuşi’nin projesini kabul etmeyecektir.
Cezayir’deki siyasi olgunluk Gannuşi’nin projesini kabullenemez. Göz ardı edilemeyecek gerçek ise, 17. yüzyıldan bu yana peş peşe 23 kral tarafından yönetilen Fas Krallığı’nın bu tür açıklamalarla Mağrip Birliği’nden dışlanamayacağıdır. Fas, Birliğin kurucu ve etkin üyesi olarak kalacaktır. Aynı şekilde Moritanya da.