Cibril Ubeydi
Libyalı araştırmacı yazar
TT

Kaddafi’nin laneti Sarkozy’nin peşini bırakmıyor

Modern Fransa tarihinde ilk kez bir Fransa Cumhurbaşkanı hapis cezasına çarptırılıyor. Eski Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’yi deviren şey Kaddafi’nin laneti olabilir. Sarkozy’nin yargılandığı “telekulak” davasında Fransız yargısı yolsuzluk ve görevi kötüye kullanma suçlamalarıyla Sarkozy’yi 2 yılı ertelemeli olmak üzere 3 yıl hapis cezasına çarptırdı.
Sarkozy’nin hapis cezasına çaptırıldığı duruşma, beklediği bir dizi duruşmanın ilki olarak geldi. Sarkozy 2012 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasını finanse etmesine ilişkin şüphelerin incelendiği “Bygmalion” davası için 17 Mart tarihinde hakim karşısına çıkacak. Sarkozy’ye “seçim kampanyasını yasadışı yollardan finanse etme” ve “kamu fonlarını gizleme” suçlamaları yöneltiliyor. Dava Sarkozy’nin kampanyasını, Libya Hazinesi’nden aldığı 50 milyon euro ile finanse etmesiyle ilişkili. Kaddafi bu parayı onu daha sonra tanımayıp Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’ndeki (NATO) Kaddafi rejimini devirme kampanyasına katılan eski çadır arkadaşına vermişti.
Aracının itirafına göre içinde toplamda 50 milyon euro bulunan üç çanta Kaddafi’nin Trablus’undan Sarkozy’nin Paris’ine uçtu. Kaddafi, Sarkozy’nin Libya krizine müdahalesini ve Kaddafi rejimi muhaliflerini desteklediğini duyurmasının ardından Sarkozy’nin cumhurbaşkanlığı kampanyasını finanse ettiğini reddetmedi. O dönem Sarkozy’nin ani bir değişim içerisine girmesiyle Fransa, Kaddafi rejimini devirmek için kararlı bir duruş sergiledi.
Sarkozy’nin Kaddafi’nin aleyhine dönmesi, masum bir şekilde Sarkozy’nin Libya “devrimcilerini” desteklemesi ve 40 yıldan fazla bir süre Libya’da demokrasinin olmamasıyla açıklanamaz. Zira basit bir şekilde söyleyecek olursak demokrasi yoktu ancak hala da bu böyle. Sarkozy’nin tutumunu değiştirip Kaddafi’nin muhaliflerini desteklemesi, Sarkozy’nin, Kaddafi güçleri Bingazi kentindeki “devrimcileri” bastırmak için harekete geçtiğinden ötürü sivillerin acilen korunması gerektiğini düşündüğü iddia edilerek değerlendirilemez. Zira hakikat ve siyasetin mantığı, bu basit yorumu kabul edemez.
Aslında olayın gerçek yüzünde Sarkozy ve Kaddafi’nin Afrika ve bu topraklara hakim olmak için rekabet içerisinde olması, Sarkozy'nin Kaddafi'ye karşı tutumunun tersine dönmesinin ardındaki ilk sebepti. Sarkozy, Kaddafi’yi yeni ve açık bir şekilde uluslararası sahaya geri döndürmede büyük bir rol oynamış olsa da Afrika’yı tartışmasız bir şekilde ele geçirilmesi gereken bir Fransız mezrası olarak gören Fransa Cumhurbaşkanı’nı kışkırtan sebepler vardı. Zira Kaddafi kendisini “Afrika’daki geleneksel krallarının kralı” olarak ilan edip tacını taktıktan ve eski “sosyalist devrimci” olarak kraliyet asasını eline aldıktan sonra “Afrika Birliğini” inşa etme, “Afrika Birleşik Devletleri” hayalini gerçekleştirme, “Afrika pasaportu” çıkarma ve “Afrika dinarı” bastırma çabalarından sonra Sarkozy Kaddafi’nin bu adımları karşısında kendisini tehlikede hissetti.
İtalya merkezli Corriere della Sera Gazetesi’nin bir haberinde Kaddafi suikastının kendisine karşı olan savaşçılar arasındaki Fransız bir ajan tarafından gerçekleştirildiği iddia edildi.
Kaddafi öldürülmüş olsa da laneti, ölümünün üzerinden 10 yıl geçtikten sonra Sarkozy’nin peşini bırakmamış gibi görünüyor.