Abdurrahman Şalkam
TT

Libya’ya Avrupa diplomatik atağı

Libya’ya düzenlenen sürpriz bir ziyarete üç Avrupalı ​​siyasi silahşör katıldı: Fransa ve Almanya dışişleri bakanları ile daha iki gün önce Trablus'ta bulunan ve dinlemekten ziyade konuşmak için onlarla birlikte geri dönen İtalya Dışişleri Bakanı. Üç bakan, ABD Dışişleri Bakanı Blinken'ın katıldığı NATO'nun Brüksel'deki toplantısından sonra Libya’ya geldi.
Libya’dan dönen İtalya Dışişleri Bakanı Di Maio Brüksel’de ABD Dışişleri Bakanı ile görüştü. Görüşmenin kararlaştırılmış olan süresi sadece 20 dakika idi ama yaklaşık bir saat sürdü. Üç dışişleri bakanı şüphesiz yeni Libya hükümetine satır aralarında çok şey taşıyan sıcak bir mesaj taşıdılar. Libya meselesi Avrupa siyasi eylem ekranında yanıp sönen kırmızı bir ışığa dönüştü ve ABD’nin gözü de kendisine çevrilmiş durumda. Libya’dan yeni dönen, ardından iki meslektaşıyla birlikte Libya’ya geri dönen İtalya Dışişleri Bakanı Luigi Di Maio’nun Brüksel’de ABD Dışişleri Bakanı ile temaslarda bulunması, kuşkusuz ABD’nin yeniden Libya sorunu ile ilgilenmeye başladığı ve Avrupa’ya Libya’da kolektif hareket etme yetkisi verdiğinin işareti.
Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi de iki gün önce Paris’i ziyaret etmiş ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile görüşmüştü. Macron, Fransa'nın Libya meselesinin kalbine güçlü bir şekilde, ancak bu kez siyasi bir ses taşıyarak geri döndüğünü deklare etti. Yeni hükümeti, güvenlik ve siyasi yollarla destekleyeceğinin yanı sıra Trablus'taki Fransız büyükelçiliğinin de yeniden açılacağını yineledi. Tüm yabancı kuvvetlerin Libya topraklarından çekilmesi gerektiğinin altını çizdi. Fransa'nın Libya konusunda bazı Avrupa ülkeleriyle, özellikle de İtalya ile hemfikir olduğu gibi farklı düşündüğü yönler var. Libya’da petrol ve doğalgaz yatırımları, iki ülke arasında eskiden beri bir rekabet alanı oldu, ancak İtalya, yakıt ihtiyacının yaklaşık yüzde 35'i Libya üretimine bağlı olduğu için özgün bir konuma sahip. İtalyan petrol ve doğalgaz şirketi Eni ve kardeş şirketi Agip, karada ve denizde en büyük Libya petrolü üreticilerinden ve iki ülke arasındaki deniz altı boru hattı Libya doğalgazını doğrudan İtalya'ya taşıyor. İtalya, Libya’dan deniz yoluyla topraklarına akan yasa dışı göçten en çok etkilenen Avrupa ülkesi. Buna bir de İtalya'nın mobilya, gıda, giyim ve otomobil alanındaki üretiminin en büyük tüketicilerinden biri olan Libya pazarını kaybetmesinden kaynaklanan büyük ekonomik kayıplar ekleniyor. Libya Dışişleri Bakanı Necla Menguş ile düzenledikleri basın toplantısında üç Avrupalı bakan, tüm yabancı güçlerin Libya topraklarından ayrılması gerektiği konusunda oy birliğine vardılar, hatta bunu yıl sonunda düzenlenmesi beklenen başkanlık ve parlamento seçimlerinin başarısının koşulu olarak gördüler. Libya krizinin birden fazla yönü var ve bunların hepsi Avrupa'nın güvenliğini ve ekonomik çıkarlarını etkiliyor.
Libya'daki Rus askeri varlığı şüphesiz geçen hafta Brüksel'de toplanan NATO dışişleri bakanlarının tartıştığı konulardan biriydi. Nitekim ABD Dışişleri Bakanı bundan ayrıntılı olarak bahsetti. Doğu Akdeniz bölgesinde denizin gerek üstü gerekse derinlikleri ısınmış durumda ve buradaki aleni çatışmada, ABD’nin güçlü muhalefetine rağmen Rus hava savunma sistemleri satın alan NATO üyesi Türkiye’nin rolü haddinden fazla. Üçlü Avrupa inisiyatifindeki en önemli gelişme, Cumhurbaşkanı Macron'un şahsen önderlik ettiği Fransız itici gücüdür. Fransa, Sahel ve Sahra bölgesinde büyük bir meydan okumayla karşı karşıya ve sürekli genişleyen, gittikçe şiddetlenen terör eylemleriyle mücadele için bu bölgede yaklaşık 5 bin asker konuşlandırmış bulunuyor. Geçtiğimiz birkaç gün içinde DEAŞ Nijer'de yaklaşık 200 vatandaşı öldürdü. Kurulması arzu edilen devletin gücüyle Libya'da güvenlik ve istikrarın yeniden sağlanması, Sahel ve Sahra ülkelerinde, özellikle de Libya ile uzun, açık ve toplumların geniş ölçüde iç içe geçtikleri bir ortak sınırı olan Çad ve Nijer’de radikalizm ile mücadelede belirleyici bir faktör olacak.
Avrupa'nın Libya'daki siyasi çabalarının karşı karşıya olduğu en büyük zorluk, yabancı güçlerin, özellikle Rus ve Türk güçlerinin Libya'dan çekilmesi. Libya'nın güneyinde büyük bir güç konuşlandıran Rusya, özellikle orta ve güney Libya’da lojistik kapasiteler oluşturdu. Hal böyleyken gelecek seçimlere kadar olan kısa süre içerisinde Libya’dan kolayca çekilir mi? Geri çekilmesi için alacağı bedel nedir? Türkiye, Halife Hafter’in yalnızca Trablus'u kontrol etme değil, tüm Libya'da iktidarı kontrol etme projesini engellemede belirleyici bir rol oynadı ama Hafter’in güçleri hala ülkenin doğusunu ve güneyini kontrol ediyor. Avrupa ve ABD, yeni doğan Libya hükümetiyle imzaladığı anlaşmadan güç alan Türkiye ile kuvvetlerini çekmesi amacıyla sahada düzenlemeler yapmaya yöneltmek için kendisine hangi güvenceleri sunacak? Türkiye Libya'daki askeri varlığını, Doğu Akdeniz'in petrol kaynakları üzerindeki savaşında silahlı bir koza dönüştürdü ve yakın gelecekte bu kozdan vazgeçmesinin kolay olacağını düşünmüyorum.
Libya'da, birden fazla taraf özellikle de başta İtalya, Fransa ve Almanya olmak üzere bir dizi Avrupa ülkesi arasında yenilenebilir enerji alanında sessiz bir mücadele yürütülüyor. Bu ülkeler tarafından yapılan araştırmalar, Libya'nın en büyük güneş enerjisi kaynağına sahip olduğunu doğruluyor. Marzuk’tan Mısır ve Sudan sınırlarına kadar uzanan çöl bölgesi, dünyanın herhangi bir bölgesinden daha fazla güneş enerjisi üretme kapasitesine sahip ve burada üretilecek enerji deniz altı kablolarıyla güney Avrupa ülkelerine kolayca ihraç edilebilir. Libya’daki bir diğer önemli temiz enerji kaynağı da rüzgâr enerjisi. Libya'nın Akdeniz'de 1.800 km uzunluğa ve 280 km derinliğe sahip olan münhasır ekonomi bölgesi, ki bu, bölgedeki en büyük petrol ve doğalgaz rezervuarını temsil ediyor, onu küresel bir ekonomik savaş alanı haline getiriyor.
Libya anakarasında ve denizlerinde herkesin kârlı bir yatırım yapabilmesi için yeterince yer var. Ancak devletin yeniden kurulması, toplumsal barışın yerleştirilmesi, ulusal bir ordu ve güvenlik gücünün kurulması, devlet kurumlarının kurumsallaştırılması ve altyapının iyileştirilmesi, herkesin burada kendisine bir yer bulabilmesinin temel şartlarıdır. Libya’ya yönelik büyük Avrupa diplomasi atağı, ona yeni ufukların kapılarını açabilir mi?