Cibril Ubeydi
Libyalı araştırmacı yazar
TT

Bugünün Fas'ı dünün Fas'ı değil

“Bugünün Fas'ı dünün Fas'ı değil”, bu açık, güven, cesaret, sorumluluk, sona eren eski bir sömürgeciliğe herhangi bir bağımlılıktan kurtulma özgürlüğü ve gururuyla dolu sözler, Fas Dışişleri Bakanı Nasır Burita’ya ait. Bakan bu açıklamayı, İspanya sınırına dayanan göçmen akını sonrası Fas Krallığı ile İspanya arasındaki ilişkilerde yaşanan gerginlik ve İspanyol medyasının eşi görülmemiş saldırısı sonrasında yaptı. Ama gerçek şu ki, İspanyol medyasının görmezden gelmeye çalıştığı krizin gerçek nedeni, İspanyol hükümetinin Polisario Cephesi Başkanı İbrahim Gali'yi sahte bir kimlikle ağırlaması. Fas, bunu ayrılıkçı bir grubun tarafını tutma ve içişlerine müdahale olarak gördü. Oysa İspanya şu ana kadar Batı Sahra meselesinde hep tarafsızlığı ve orta yolu benimsedi. Bu, gerilimin nedeninin iki ülke arasında Batı Sahra ve Polisario Cephesi dosyasıyla ilgili görüş farklılığının olduğunu doğruluyor.
Gerginlikten sonra, İspanya sınırlarına doğru bir göçmen akını yaşandı. Ancak gizli gerçek şu ki, göçmenlerin kullandıkları geçiş noktası Ceuta (Sebte) şehri, İspanya'nın işgal ettiği bir Fas şehri ve Fas ile İspanya arasındaki anlaşmazlığın gizli ve ilan edilmemiş nedenlerinden biri. İşgal altındaki Ceuta ve Mellila şehirlerinin yaşadığı göçmen akını nedeniyle geri dönen gerilim, Gali’nin İspanya’da gizlice ağırlandığının ortaya çıkmasıyla arttı.
Olaylara dair okuması yanlış olan taraf, İspanya hükümeti. İspanya Dışişleri Bakanı, Fas’ın İspanya işgali altındaki şehri Ceuta’ya sızan binlerce göçmen nedeniyle Fas’ı ülkesine “şantaj” yapmakla itham etti ki bu da sömürgeci bakış açısının devam ettiğini doğruluyor. Buna karşılık merkez sağda yer alan Halk Partisi'nin lideri Pablo Casado “Gali'yi gizlice ağırlamak ölümcül bir diplomatik hataydı ve hükümet İspanya'nın sınırlarını korumakta zayıflık gösterdi” diye konuştu.
Gelgelelim gerçek şu ki, bilhassa “haklı ve haksız da olsa kardeşini destekle” sloganı altında AB’nin İspanya’nın pozisyonunu destekleyen talihsiz açıklamalarından sonra İspanya ve Avrupa’nın Fas Krallığı'nın sınırlarının muhafızı olmadığını anlamaları gerekiyor. AB, bu açıklamasıyla yalnızca mağduriyetlerden kurtulmak için kendisine yardım etmeyi ve kendisini düşündüğünü doğruladığını unutuyor. İspanya’nın pozisyonu, göçten korkan ve bunu demografik bir tehdit olarak gören sağcı partilerin sömürgeci bakış açısı tarafından destekleniyor. Oysa deniz kıyısı aracılığıyla Ceuta ve Melilla'ya ulaşan göçmenler, bu iki şehir İspanya tarafından işgal edilmiş Faslı şehirler olduğundan (Fas tarafından işgal edilmiş İspanyol şehirler değil) etnik olarak bu iki şehre aitler.
İspanyol yargısının Gali'yi "savaş suçları" ile ilgili davalar için mahkemeye çağırması, iki ülke arasındaki gerginliği hafifletme yönünde bir adım olabilir, ancak bunu sona erdirmeyecektir. İspanyol hükümetinin, Fas'a danışmadan Gali'nin kendi topraklarına girişine ve orada ikamet etmesine izin vermesi nedeniyle Fas ile yaşadığı gerilimi yanlış bir şekilde çözmeye çalışması, işgal altındaki Fas şehirleri ve adaları dosyası dahil olmak üzere yıllardır sümen altındaki dosyaların gün yüzüne çıkmasına neden oldu.
Polisario veya "Sahra'nın Kurtuluşu İçin Halk Cephesi”, 1975'ten beri Fas'ta silahlı ayrılıkçı bir çatışma yürütüyor. Fas’ın bölgede özerkliğe izin veren bir çözüm önermesine rağmen, Polisario bölgenin kendi kaderini tayin etmesi için bir referandum düzenlenmesini talep ediyor.
Sınırlarını, toprak bütünlüğünü ve birliğini koruma ve işgal altındaki iki şehrini kurtarma Fas Krallığı’nın hakkı. Fas, ne İspanya ne de başkasının sınır muhafızı değil. İspanya, sömürge mirasından, üstenci bakış açısından kurtulmalı. Fas ile arasındaki ihtilaflı konuları ve dosyaları komşuluk ve netlik ilişkileri çerçevesinde ele almaya başlamalı.
Fas'ın içişlerine müdahaleden kaçınmalı. Bu, ilişkilerin her iki tarafın çıkarlarına hizmet eden dengeli bir şekilde geri dönüşü için sağlıklı bir atmosfer yaratacaktır.