Mişari Zeydi
Suudi Arabistanlı gazeteci- yazar
TT

Twitter ve Facebook: Size sadece gördüklerimi gösteriyorum

Twitter insanların ve hatta devlet başkanlarının davranışları üzerinde vesayet uyguluyor. Örneğin yakın bir zamanda Twitter, Nijerya Devlet Başkanı Muhammadu Buhari’nin bir paylaşımını Twitter’da hakim olan görüşe göre uygunsuz olduğu gerekçesiyle kaldırdı. Nijerya hükümeti de bu harekete ülkede Twitter’ın faaliyetlerini askıya alarak karşılık verdi.
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova konu ile ilgili yaptığı yorumda “Bilgi canavarı insanlara nasıl yaşayacaklarını dikte edemez” ifadelerini kullandı. Daha sonra asıl noktaya gelerek “İşte dijital egemenlik ve standart bilgi alanı için ayrılmış bir oturumda konuştuğumuz şey tam olarak bu” dedi.
Etkileşim platformlarının vesayeti ile ilgili bu tanımlama 24 Şubat 2021 tarihinde bu alan hakkında ‘Yaşasın Dijital Bağımsızlık’ başlığı altında yazdığım köşe yazısında yer alıyor: “Obama devrimci cephesinin (yoldaşlarının) lehine interneti (millileştirmek) istiyorlar (...) Çin'i örnek alarak kendi internet ağını kurmak isteyen Rusya gibi direnmeye çalışan güçler var. Tabii ki esasında siyasi gerekçeleri var. Ancak gerçekten dijital bağımsızlık gerçekleştirilebilir mi yoksa artık çok mu geç?”
Bu sırada en ünlü sosyal etkileşim platformlarından Facebook, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın hesabını iki yıl süreyle yeniden askıya aldığını duyurdu.
Bir de bu ‘baskıcı’ uygulamayı modern liberalizm adı altında yayıyorlar! Facebook'un küresel ilişkilerden sorumlu Başkan Yardımcısı Nick Clegg tüm arsızlığı ile “İki yılın sonunda uzmanlar, kamu güvenliğine yönelik tehlikenin ortadan kalkıp kalkmadığını tespit etmek için bir değerlendirme yapacak” şeklinde bir açıklama yaptı.
Peki, Bay Clegg sorarım size kim bu uzmanlar? Hangi kritere göre karar verecekler? Bu uzmanlar arasında, Facebook'un daha önce İhtiyarlar Meclisi’ne atandığını duyurduğu Müslüman Kardeşler (İhvan) ile bağlantılı Yemenli Tevekkül Karman da var mı?
Eski ABD Başkanı Donald Trump, kendisine karşı yapılan bu düşmanca hareketi ‘tam bir rezalet’ olarak nitelendirerek şirketlerin ‘siyasi bir bedel ödeyeceklerini’ söyledi.
Trump ikinci bir başkanlık dönemi kazanmış olsaydı belki de Twitter, Facebook vb. platformları Yayıncılık Yasası’na tabi tutma sözünü yerine getirebilirdi. İşler şu anki kaos durumunda olduğu gibi olmazdı. Bu platformlar yayın yasasına tabi olsaydı, milyarlar toplayıp ülkelerin güvenliğini tehlikeye atmaz ve tehlikeli aşırı sol gündemlerini mutlak ve tartışılmaz bir insancıl hukuk olarak dayatmazlardı.
Hindistan son zamanlarda Twitter platformuna karşı umut vadeden bir duruş sergiledi. Twitter ile ilişkilerinde yeni kurallar koyan Hindistan, bu kurallar sayesinde sosyal medyadaki içerikleri düzenlemeyi ve Facebook, WhatsApp ve Twitter gibi şirketleri yasal ilkelere karşı daha sorumlu tutmayı amaçlıyor.
Hindistan Teknoloji Bakanlığı’nın Twitter şirketine gönderdiği mektupta şirketin Baş Uyum Görevlisi’nin adını henüz bakanlığa bildirmediği ve bunu yerine getirmemesi halinde sitede yayınlanan içeriklerden sorumlu tutulma olasılığı da dahil olmak üzere ‘beklenmedik sonuçlar’ ile karşılaşabileceği ifade edildi. Şirketin yayınlanan içeriklerden sorumlu olmaması şu anda büyük ölçüde yararlandığı bir muafiyet.
Hindistan, Çin ve Rusya gibi büyük bir pazar. Belki bu ülkeler dijital bağımsızlığa ulaşabilirler ve bu şirketlerin ve onları yöneten solcu ahmakların, sonradan görmelerin ve yaşlı bile olsalar toy düşüncelere sahip kişilerin verdiği zarardan kurtulabilirler. Endişe verici soru şu: Peki ya biz Araplar?