Tarık Alhomayed
Suudi yazar. Şarku'l Avsat eski genel yayın yönetmeni
TT

Tunus: Kaos doğduğu yerde gömüldü

Evet, Tunus'ta "Müslüman Kardeşler" düştü ama hikâye onların düşüşünden daha büyük. Hikâye şu ki, Arap Baharı olarak adlandırılan kaos, ilk ayaklanan ve bu kaosa sürüklenen ilk ülke olan Tunus'ta doğduğu yere gömüldü.
Tunus'ta ve başka yerlerde insanların haklı taleplerinin olduğu doğrudur, ancak o zaman bir elin parmakları etmeyecek kadar az olan bizler, Tunus'un Mısır olmadığını, Libya olmadığını, Suriye olmadığını, Yemen olmadığını ve oradaki devrimin gerçek olmadığını söyledik.
Şimdi olayları takip eden ancak Arap Baharı yalanı zamanındaki olayları takip etmemiş olanlar teori üretmenin kolay olduğunu söyleyebilirler. Ama bu doğru değil. O sırada olayları takip edenler, kimin o anda tehlikeye karşı uyardığını kimin uyarmadığını çok iyi bilirler.
Buna göre, “Müslüman Kardeşler”in çöküşünden daha büyük olan hikâye, “Kardeşler”in bölgemizde parçaladığı devletlerin kurumlarının, devlet prestijini yeniden kazanmış olmasıdır. “Müslüman Kardeşler”, Sudan, Mısır ve Tunus’ta devletin prestijini yok ettiler. Suriye devrimini ve Yemen'in yanı sıra Libya'nın kalkınması için yapılan her girişimi yok ettiler. Ayrıca bir Filistin devletinin ortaya çıkma fırsatını da yok ettiler.
“Müslüman Kardeşler” o ülkeleri bazen din adına, bazen demokrasi adına, bir kez de özgürlük ve sosyal adalet adına yıktı. Kardeşlik devleti ve onun prestijini yıkmak için ne kadar slogan varsa kullandı.
Dikkat çekici ve şaşırtıcı olan şey, son on yılda Müslüman Kardeşler'in anayasalara ve yasalara saygı göstermesi için uluslararası örgütlerden veya ABD liderliğindeki Batılı ülkelerden hiçbir çağrı duymamış olmamızdır. Ancak Müslüman Kardeşler bir yerde hakimiyeti kaybettiği zaman hemen bu çağrıları yapıyorlar!
Tunus'ta Müslüman Kardeşler düştü. Tunus’un Müslüman Kardeşler modelinin en güzel örneği olduğu yanılgısı ve “Mısır’daki Müslüman Kardeşler neden Tunus’taki Müslüman Kardeşler gibi olmasın” güzellemeleri düştü. Tunus devleti itibarını geri kazandığı ve “artık yeter” dediği için Müslüman Kardeşler düştü.
Müslüman Kardeşler, askeri bir darbeyle değil, Tunus'un tüm kazanımlarını yok etmek için ortaya çıkmış on yıllık sistematik bir kaos dönemi boyunca sabır ve bilgelik sergileyen, Tunus ordusu tarafından desteklenen, seçilmiş bir sivil cumhurbaşkanının ciddi duruşuyla düştü.
Tunus Devlet Başkanı Kays Said, kahir ekseriyetle seçilmiş bir adam. Müslüman Kardeşler'i yıkmak ve en önemlisi Müslüman Kardeşler'in yıkmaya çalıştığı Tunus devletinin prestijini yükseltmek için tankları değil anayasayı kullandı.
Tunus Anayasası'nın 80. maddesine göre Arap kaosu başladığı yerde, yani Tunus'ta toprağa gömüldü. ​​Bugün “Müslüman Kardeşler”in ve kaosun sonunu kutlama günü olmamalı. Müslüman Kardeşler dağıldı ama bitmedi, bölgemizde tüm hızıyla kaosu yaymak için çalışanlar var.
Bugün, Tunus'ta “Kardeşler”in çöküşü, derin bir düşünme, sağduyu ve alınan dersler için ciddi bir çağrı olmalıdır. Bugün herkesin, devletin prestijiyle ilgilenen herkesin, din adına yanıltıcı söylemlerden arınmanın öneminin bilincinde olması gerekmektedir. Devletin itibarına karşı kışkırtmaların, halkın ihtiyaçlarını ve öfkesini sömürülmesine yol açan her şeyin ortadan kaldırılması, yargının, tüzüklerin ve yasaların saygınlığının yükseltilmesi gerekir.
Bugün kutlama ya da böbürlenme günü değil, daha çok ders alma günüdür. Böylece her on yılda bir ya da her krizde ülkelerimizi karıştırma eylemleri tekrarlanmasın. Ülkelerimizi inşa etmek için aşırıya kaçan ve kışkırtıcı olan söylemlerden kaçınmak gerekir.  Böylece ülkelerimizde itibar, üretkenlik ve sağlam vatandaşlığı yeniden tesis edebiliriz.