İmil Emin
Mısırlı yazar
TT

Moskova-Pekin…”Etkileşim 2021” tatbikatının arka planında ne var?

Washington, özellikle Afganistan’dan çekilmesinin ardından Asya’daki nüfuzu için endişelenmeli mi?
1990’ların sonlarında yeni muhafazakârlar, “Amerikan Yüzyılı” projesi için yani dünyaya kendi egemenliklerini yaymak, Çin’in yükselişini engellemek ve Rusya’nın yeniden gelişmesini durdurmak için çaba gösteriyorlardı.
Mesele eski. Asya topraklarında yaşananlar da bu meselenin bir parçasıdır. Afgan sahnesinde yaşananlar, TV ekranlarında önceliği alsa da arka planda ABD’yi endişelendiren Rusya-Çin tatbikatlarının farklı bir versiyonu yaşanıyor. Ufukta Amerikan hegemonyasının sadece Asya kıtasında değil dünyada da sonunun geldiğine dair işaretler görülüyor.
Çin topraklarında, 9-13 Ağustos’ta Ruslar ve Çinliler, terörle mücadele adı altında askeri tatbikatlara katıldı. Bu tatbikatlarda dikkat çekici olan ise Rus askerlerin Çin ordusuna ait zırhlı araçları kullanmasıydı.
İki ülkenin komutanları ortak komuta heyeti aracılığıyla tatbikatı yönetti. Tatbikatta yönetim, hakimiyet, keşif organizasyonu, uyarı, düşmanla çatışma ve bilgi güvenliği gibi meseleler üzerinde çalışmalar yürütüldü.
Rusya ve Çin, terörle mücadelede ve bölgenin barış ve istikrarını korumada askeri koordinasyon yapacak ve tatbikat düzenleyecek kadar müttefikler mi?
Elbette iki ülke arasında bir savunma ittifakı mevcut değil. Bununla birlikte iki büyük Asya kutbu arasındaki ilişkilerde meydana gelen son gelişmeler, Rusya ve Çin arasında özellikle elektronik iletişim sistemleri ve ortak komuta yapıları inşa etme noktasında etkili bir askeri koordinasyonun olduğunu gösteriyor.
Pragmatik özellikler ve işaretler taşısa da Rusya-Çin iş birliği, birkaç günlük askeri tatbikatlarla sınırlı değildir. Geçtiğimiz haziran ayında Çin ve Rusya, İyi Komşuluk, Dostluk ve İşbirliği Anlaşması’nın süresini uzattı. Açıkçası anlaşmadaki yeni hükümler, ayrılığın aksine uzlaşma havası taşıyor. Ayrıca bu anlaşmada ilişkileri geleceğe taşıma niyetleri de görülüyor.
Çin, genelde Batı dünyasıyla, özelde ise ABD’yle mücadele ediyor gibi görünüyor. 2000’lerin başlarında ittifak kurmamaya yönelik benimsediği prensiplere rağmen Çin, sessiz, kararlı ve artan bir şekilde Rusya’yla ilişkilerini derinleştiriyor. Bu durum, Moskova’yla benzer tutumlar sergilemeye ve bilgi alışverişinde bulunmaya yönelik bir mekanizma oluşturmaya başladı. Bunun için Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, “Bir Rus-Çin ittifakının kurulmasını hayal etmek kolay” açıklamasında bulundu.
2021 yılının ilk yarısında Rusya ve Çin arasındaki ekonomik kayıtlara baktığımızda koronavirüs krizinin ardından bir gelişme ve iyileşmenin olduğunu görüyoruz.
Rusya-Çin sahnesinde meydana gelen son gelişmeleri kim büyük bir endişeyle takip ediyor?
İngiliz Daily Express gazetesinin son zamanlarda yayınladığı bir habere göre Moskova ve Pekin arasındaki askeri güçlerin birleştirilmesi ihtimalinden büyük bir endişe duyanların başında başta ABD olmak üzere Batılı ülkeler gelmektedir. Belki de tatbikata paralel olarak Taliban’ın Afganistan’da yönetimi ele geçirmesi, endişeleri daha da artırdı.
ABD ve Avrupa’nın duyduğu endişe, askeri tatbikatlarla sınırlı kalmayıp Pekin ve Moskova’nın Taliban Hareketi’ne karşı ilginç ve dikkat çekici siyasi bakış açılarına kadar uzanıyor. Zira bazı gözlemciler, çekilmenin Çin ve Rusya için bir tuzak ve Taliban ile söz konusu iki ülke arasındaki gerilimi artırma girişimi olduğunu söylerken herkes, Rusların ve Çinlilerin Taliban’la doğrudan temas kurmalarına, koordinasyon girişimlerine ve anlaşmazlıklardan uzak durma çabalarına şaşırdı. Bu da merkezde Afganistan olmak üzere Asya’nın geleceğinin, 1990’lardaki gelişmelerden ve hatta 2001 yılındaki Amerikan işgalinden farklı bir tarzda şekilleneceğini gösteriyor gibi.
Ancak bazıları, bu endişenin çok da büyük bir endişe olduğunu düşünmüyor. CNN’e konuşan Avustralya’daki Griffith Asya Enstitüsü’nden Peter Layton, tatbikatın medya için yapılmış bir tiyatro olduğunu söyledi. Tatbikatın oldukça koordineli olup “serbest oyun”a yani sahadaki komutanların savaşın ortasında önemli kararlar almalarına pek fırsat vermediğini dile getiren Layton, “Oysa serbest oyun, havada dans tarzı gösteriler değildir, aksine askeri becerileri geliştiren bir oyundur” dedi.
“Etkileşim-2021” tatbikatındaki yeni doğaüstü bir şey, çağdaş meseleler hukukunu andırmaktadır. Bu doğaüstü şeyin işaretleri, henüz kamuoyu için netleşmiş değil. Belki de bu doğaüstü şeyi özellikle Rus ve Çin istihbarat organları anlıyordur. Rusya-Çin askeri koordinasyonunun önemsiz olduğunu gösterme girişimlerine rağmen bu doğaüstü şey, askeri iş birliğini bu tarz bir tatbikatla göstermeye sevk etti.
Rusya ve Çin’in karmaşık meselelere karşı tutumlarını analiz ederek iki ülke arasındaki stratejik ilişkilerde değişiklikler meydana geldiğini düşünüyoruz.
Örneğin Çin, Kırım krizine dahil olmak yerine bu krizden uzak durmayı seçti. Böylece Çin, kendisini ABD-Rusya çatışmasından uzak tuttu.
Aynı şekilde Rusya’nın da üçüncü bir dünya savaşına yol açabilecek Güney Çin Denizi krizine dahil olmak istemediği anlaşılıyor. Nitekim Rusya, Tayvan’la ilgili çıkan çekişmeden uzak durdu ve uzak durmaya da devam ediyor.
Doğaüstü gelişmeler, ABD-Asya çatışmasının geleceği ile ilgili soruları gündeme getiriyor gibi. National Interest dergisi köşe yazarı Mark Katz’ın deyimiyle mecazi de olsa Rusya-Çin ittifakı, ABD’nin dünya hegemonyasının sona erişinin bir işareti mi olacak?
Kısacası küresel jeopolitik kaos ortamında bir şeyler şekilleniyor.