Tevfik Seyf
Suudi yazar ve düşünür
TT

Afganistan ve onarıcı yönü güçlendirmek

Bu satırlarda, hareketin daha önceki deneyimlerinde olduğu gibi gücü tekelleştirme eğiliminde olması veya vatandaşlara keyfi davranması durumunda Afganistan'ı “Taliban”ın tek taraflı kontrolünden kurtarmak için bir eylem stratejisi önermek istiyorum.
Bu makam, sadece mefhumu anlatmaya yeter. Siyasi dönüşümleri takip edenler bu mefhumun detaylarını anlamakta zorlanmayacaktır. Bu stratejinin özü, hareketi bastırmak veya serbest bırakmak yerine, hareketi kontrol altına almak ve siyasi gidişatını ehlileşmeye yönlendirmektir. Nihai hedef, 20 yıl önce olduğu gibi gerçek din kisvesi altında şiddet ihracı için bir yuva kurulmasını önlemektir.
Taktik hedeflere gelince, bunlar üç tanedir:
Birincisi, Taliban'ın gücü tekelleştirmesini engellemektir. Çünkü Taliban’ın otoriteyi tekeline alması, ülkenin kuzeyinde ve batısında siyasi ve güvenlik boşluğuna yol açacak, silahlı isyanlara veya kaosun yayılmasına sebep olacaktır. Böylece "Taliban" ve muhaliflerinde aşırılıkçı eğilimler daha da şiddetlenecektir.
İkinci hedefe gelince, doğal geçim kaynakları sağlamaya devam ederek ve yaşam standartlarında keskin bir bozulmayı önleyerek hareketin halk toplulukları arasında uzlaştırıcı yönünü güçlendirmektir. Bu, doğal olarak hareketin kendi üyeleri arasında da barışçıl eğilimi güçlendirecektir. Özellikle iktidar Taliban’ın tekeline geçtikten sonra bu bizzat yapılması gereken bir iştir.
Üçüncü hedef ise, 2001 yılı sonunda ilk “Taliban” hükümetinin düşmesiyle başlayan moderniteye doğru dönüşüm yolunu sürdürerek toplumun etkinliğini artırmaktır. Afgan toplumu bugün her zamankinden daha fazla modernliğe eğilimlidir. Televizyondaki görüntülere bakın, Taliban savaşçıları da dahil olmak üzere çoğu insanın akıllı iletişim cihazları taşıdığını göreceksiniz. İnsanı dünyaya bağlamanın bu yolu, herhangi bir baskıcı veya geleneksel hükümete karşı en güçlü meydan okumadır. Potansiyel bir terör dalgasını önlemek için gerekli çabanın önemli bir parçası olduğundan, iletişim ağları ve İnternet ne pahasına olursa olsun sürdürülmelidir. Telefon ve İnternet sadece bir örnektir, genel olarak niyetimiz modern hareketi güçlendirmeye devam etmek ve eğitimde, düşüncede, yaşam tarzlarında, ekonomide ve diğer alanlarda geleneklerin egemenliğini zayıflatmaktır.
Bana göre önerilen stratejinin özü, başkentteki merkezi yönetimden geçici olarak bağımsız bir hükümet tarafından yönetilen bir "güvenli bölge", yani özerk bir bölgenin oluşturulmasıdır. Bu bölge, batıda Bamiyan'dan Herat'a, kuzeyde Mezar-ı Şerif'e kadar olan illeri, yani 34 vilayetin yaklaşık 15'ini kapsamalıdır.
İnsani düzeyde, bu görece geniş alan, Taliban’dan kaçanlar için bir sığınak olabilir. Siyasi ve stratejik düzeyde, hareketin liderliği üzerinde, demokratik veya uzlaşıya dayalı bir siyasi sistemi kabul etmek ve güç kaynakları olan herhangi bir partinin baskıcılığını veya diğerlerini dışlamasını önlemek için şiddetli bir baskı faktörü oluşturacaktır.
Başlangıç olarak bana göre hükümet, geçici de olsa eski Cumhurbaşkanı Hamid Karzai'nin başkanlığında ülkeyi daha önce yönetmiş olan bir koalisyon tarafından kurulabilir. Ülkeler bu hükümeti tanıyabilir ve genel seçimleri siyasi meşruiyet kazanmanın ve kamu görevini üstlenmenin tek yolu olarak gören Afgan anayasasına atıfta bulunarak ülkenin resmi temsilcisi kabul ederek onunla iş yapabilir.
Önerilen stratejinin dayandığı genel hipotez, bugünkü Taliban'ın 20 yıl önce bildiğimiz Taliban olmadığı ve dünyevi amaçlar için güç kullanmaya istekli olduğu, yani düşünce yapısının, ideolojilerine ek olarak rasyonel çıkar faktöründen de etkilendiği esasıdır. Ayrıca Taliban’ın insani yapısı artık Pakistan veya Kandahar'daki Şeriat bilimleri öğrencileriyle sınırlı değil. Taliban’ın birçok üyesi bugün, daha çok güç kazanmayı amaçlayan sıradan bir milis gibi maddi ücretler için çalışıyor, ahiret için değil.
Afgan toplumu da değişti. Artık dünyanın durumundan habersiz, kamu işlerinden yoksun ya da kabile geleneklerine tabi bir toplum değil. Bu zemin bize bir fikir veriyor: "Taliban" nasıl düşünüyor ve Afganlar nasıl düşünüyor.
Daha geniş açıklama için yeterli alan yok. Ancak güvenli liman fikrinin iç savaşı engelleyemeyebileceğini de belirtmek gerekir. Bu, birçok paralel seçeneği dikkate almayı gerektirir. Ancak bu strateji hayata geçerse, bu savaştaki insani maliyeti azaltacağı kesin.