İmil Emin
Mısırlı yazar
TT

ABD tarihinde farklı bir aşamanın başlangıcı mı?

ABD'nin Afganistan'dan çekilmesinin şok dalgası Doğu Asya'yı vurdu ve sonuçları ABD içinde etkili olmaya devam ediyor. Hatta Başkan Biden yönetimine bir darbe indirdiğini, ülkenin geleceği, demokrasinin durumu, sosyal dokunun gücü ile ilgili heyecanlı konuşmalara kapı araladığını söylersek abartmış olmayız. ABD'nin genel olarak Afganistan'da olup bitenlere ve özel olarak da başkent Kabil'in düşüşüne ilişkin resmi açıklamalarının çoğunda bir tutarsızlık durumu hakim görünüyor. 
Bilhassa, ABD Anayasasının 25. Ek Maddesi’nin uygulanmasını talep eden bazı seslerin yükselmesinden sonra, Başkanın tutumu gözlemcilere birçok durumda aceleci görünüyor. "The Hill" gazetesinin yaptığı kamuoyu yoklamaları, başkana teyit oranının yüzde 49,3'e düştüğünü ortaya çıkardı. Popülaritesinin göreve başladığından beri ilk kez yüzde 50’nin altına düştüğünü gösterdi.
Amerikalılar genel olarak Afganistan'daki savaştan pişmanlık duyuyorlar. İngiliz "The Independent" gazetesinin kamuoyu yoklamasının gösterdiği bu. Ancak aynı zamanda son zamanlarda daha önceki Vietnam, Lübnan ve Irak'tan çekilmeleri hatırlatan Afganistan’dan geri çekilme sahneleri sebebiyle büyük bir acı da hissediyorlar.
ABD içinde siyasi parti kurumlarının yönelimlerine kızgın veya muhalif Amerikan vatansever bir genç olmak ile, geri çekilmelerin yansımalarını uluslararası ekranlardan, dünya ve gözlerinin önünde takip etmek arasında büyük fark var.
Afganistan sahnesini Çin ve Rusya için derin bir stratejik tuzak haline getirmeyi amaçlayan önceden varılmış bir anlaşma olduğunu düşünen komplo teorileri sahiplerinin görüşlerini bir tarafa bırakırsak, görünen o ki, Afganistan’daki 20 yıllık Amerikan varlığının hasadını hesaplamak, bir Amerikan duygusal krizine, dolayısıyla siyaset ve güvenlik krizine neden olacak. Sonuçları Vietnam’dan çekilişin sonuçlarını aşacak. İçeride Amerikalılar, öfkeli bir anda başlatılan ve Cumhuriyetçi Bush'tan Demokrat Biden dönemine kadar devam eden bu müdahalenin yararını sorguluyorlar. Ama kesin cevap verebilecek kimseyi bulamıyorlar. Hasat alttan alta yanan kül, miras acı ve ıstırap verici anılardır. Gelecek ise ABD’nin iç güvenliği için bile korku ve endişe yaratabilecek çeşitli senaryolara açıktır.
Afganistan'dan çekilmenin, Kongrenin ara dönem yenilenme tarihi olan Kasım 2022'de Amerikan seçmeninin yönelimi üzerindeki etkilerinden bahsetmek için erken olsa da, Demokratlar, paniğe yakın bir korku durumu hissediyorlar. Özellikle de olayların yetmişlerin sonlarında Demokrat Başkan Jimmy Carter'ın trajedisini hatırlatan bir şekilde geliştiği göz önüne alınırsa. Carter’ın başarısızlığı, 1981'de Cumhuriyetçi Ronald Reagan'a kaybetmesine sebep olmuştu.
Kesin olan şu ki, Cumhuriyetçiler bugün Afganistan'da Amerikan ordusunun geride bıraktığı silahların akıbetinin açıklanmasını isteyerek anlaşmazlık uçurumunu derinleştiriyorlar. Nitekim 15 Cumhuriyetçi senatör, Savunma Bakanı Lloyd Austin'den bu silahların tam listesini paylaşmasını talep etti.
Amerikalılar, arkalarından neredeyse küçük bir cephane bıraktılar. Aralarında Black Hawk tipi saldırı helikopteri, insansız hava araçlarının olduğu yaklaşık 40 uçak ile 2 bin Humvee ya da HMMWV tipi zırhlı araç bulunuyor. Uluslararası televizyon kanalları, Kabil yakınlarındaki silah depolarını gösterdi. Tüm bunların parasını Amerikan vergi mükellefleri ödemişti.
Amerikan sahasında yankılanan ve bazıları tarafından çekingen bir biçimde aktarılan başka bir soru işareti daha var; generaller ya da en azından bazıları, Başkan Biden'a en başından yanlış bilgiler verdiler ve o da siyasi değerlendirmelerini bunlara mı dayandırdı? Cevap vermek için henüz çok erken, ancak böyle bir şeyin su yüzüne çıkması bile, başkanı önümüzdeki 2 ay içinde dünya liderlerini demokrasi konulu bir konferansa davet edecek olan ülke için büyük bir can sıkıntısı.
Geri çekilmenin yansımaları, kaçınılmaz olarak İran'ın Viyana konusundaki tutumuyla da bağlantılı olacak, uzlaşmazlık ve reddetme duvarlarının arkasında siperleşmesine yol açacaktır.
Özellikle de dışişleri bakanlığı için önerilen isim göz önüne alındığında. Devrim Muhafızları koridorlarından gelen Dışişleri Bakanı adayı Hüseyin Emir Abdullahiyan, bilhassa Washington’un bir kafa karışıklığı içinde olduğu bu dönemde, müzakerelerin çarkına çomak sokmak için imkansızı deneyecektir.
Geri çekilme, Amerikan tarihinde farklı bir aşamanın başlangıcı mı?
Bekleyip göreceğiz!