Gassan Şerbil
Şarku'l Avsat Genel Yayın Yönetmeni
TT

Riyad etkinlikleri ve Yeşil Orta Doğu

Riyad etkinlikleri sadece Suudi Arabistan ile ilgili değil. Zira böylesine ekonomik, siyasi ve dini ağırlığı olan bir ülke, kapsamlı bir kalkınma ve derinlemesine bir modernizasyon sürecine tanık olduğunda bu tüm çevrede de iz bırakır. Çağı yakalama, buna katılmak için araçlara sahip olma, kalkınma ve istikrar için temeller sağlayan güçlü bir ekonomi yaratma hususunda rekabet etme gücüne bir örnek teşkil eder.
Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz’in gözetiminde, Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın liderlik ettiği değişim savaşı, bölge ülkelerinin dünyanın geleceğini şekillendiren ekonomik, bilimsel ve teknolojik gelişme treninin dışında kalmaya mahkum olduğu inancını yıktı. Mesele kaybedilen sözleşmeleri telafi etmenin ötesine geçip ilerleme sürecinin merkezinde yer alarak, bu sürece dahil olarak ve araçlarını iyi bilerek belirleyici bir tercih yapmaya kadar uzanıyor. Bu, iç ve dış sorunlara yaklaşmada kullanılan farklı bir metot. Zihniyet ve metotları değiştirme süreci okul ve üniversite sıralarından işgücü piyasasına, fırsatlar sağlamaya ve insanların refah ve hayat kalitesiyle ilgilenmeye uzanıyor.
Suudi Arabistan yıllar önce Vizyon 2030 sayesinde açık bir atölyeye dönüştü. Geçtiğimiz yıllar, en iyi danışmanı bekleme döneminin bittiğini gösterdi. İyice düşünülmüş ve cesur bir girişim, kral ve baş danışman haline geldi. Geçtiğimiz yıllar Suudi Arabistan gençliğinin kapsamlı dönüşüm sürecine büyük bir katılım sağladığını gösterdi. Bölgedeki diğer pek çok ülkenin başkentinde bir ziyaretçinin duyabileceği umutsuzluk çığlığı Riyad'da yok. Gelecek göremediği için göç etmeyi düşünen tek bir Suudi Arabistan genci duyamazsınız. Büyük manşetleri politikalara dönüştürme gücü, Krallığın gençlerinin Muhammed bin Selman'ın hayalleri verilere dönüştürme gücünü görmelerinin ardından duydukları güven duygusuyla iki katına çıktı.
Glasgow kentinde yapılacak 26’ıncı Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Konferansı'na (COP26) günler kala, bugün gerçekleştirilen Yeşil Orta Doğu Zirvesi'ne katılmak için Riyad'a gelen bir ziyaretçinin hissettiği duygular bunlar. Veliaht Prens Muhammed bin Selman bu iki etkinlikten önce, Yeşil Suudi Arabistan Girişimi forumunda dile getirdiği dikkat çekici verilerle dünyanın en büyük petrol ihracatçısı Suudi Arabistan'ın iklim ısınmasıyla mücadeleye aktif olarak katılma taahhüdünü gösterdi. Suudi Arabistan Veliaht Prensi, ülkesinin 2060 yılına kadar sıfır karbon emisyonuna ulaşmayı hedeflediğini duyurdu. Ayrıca Krallığın enerji alanındaki girişimleri başlatmasının 2030 yılına kadar karbon emisyonlarını yılda 278 milyon ton azaltacağını belirtti. Veliaht Prens Muhammed daha önce Yeşil Orta Doğu Girişimi kapsamında 40 milyar ağaç daha dikmeyi amaçlayan bir girişimden de söz etmişti.
Riyad’da iklim değişikliği ile mücadele meselesinin gündemin öncelikleri arasında yerini aldığını hissediyoruz. Bu, bölgemizde görülen yeni bir yaklaşımdır. 10 yıl önce dünyanın Orta Doğu olarak adlandırılan bu dikenli bölgesinde seyahat eden gazetecileri ilgilendiren konu siyasi iklimdi. Gazeteciler, yetkililerle diyaloglarına sorabilecekleri krizleri, gerilimleri ve yangınları sayarak hazırlanıyorlardı. Bölgede bu konular bol bol vardı. Son yıllarda gazeteciler baharı, performanslarını, sıkıntılarını, buna el koyan ya da öldürenleri, uluslararası çekişmeleri, bölgesel oburlukları ve çatışma haritası arasında hareket eden el-Kaide, DEAŞ ve küçük orduları sormak için harekete geçtiler.
Örneğin gazetecilerin akıllarına karar merciine hükümetinin iklim değişikliği konusunda ne yaptığını sormak gelmedi. Yetkilinin hükümetinin enerjisini tüketen ve zamanını yiyen acil görevler ve hummalı sorunlarla karşı karşıya olduğu bir dönemde, bu tip soğuk gündemli bir sorunun yöneltilmesini garipseyeceği düşünülüyordu. Belki de soru, daha ciddi sorulardan kaçma arzusu olarak görülüyordu.
Yıllar önce 'korkunç' Orta Doğu'ya yaptığım iş seyahatleri sırasında, geceleri otele döndüğümde kendime sorup durduğum bir soru vardı:. 10-20 sonra şu ya da bu başkentin hali ne olacak? Karamsarlığa kapılmak için ekstra bir çaba sarf etmeme gerek yoktu. İşsizlik ve yoksulluk oranlarının yükseldiği, umutsuzluğun, hayal kırıklığının ve şiddetin cazibesinin arttığı ve bununla birlikte dehşet içindeki hükümetlerin, verimsiz mahsullerin ve bir gelecek göremeyen nesillerin varlığı ile bu yüzden vatanlarından kurtulmak için “ölü kayıkları” üzerine bahse girenlerin sayısının arttığı ülkelerde aşırı kalabalık şehirler hayal ediyordum.
Yurt dışından bir çare geleceğine bahse girmek zordu. Çünkü büyük ülkeler aslında hayır kurumları değil. Dünyanın kendilerine yardım etmek için inisiyatif almayanlara yardım etmek adetleri arasında yok. Üstelik hazır dikilmiş kıyafetleri başka bir tarihi çağda yaşayan toplumlara ithal etmek de bir çözüm olamaz. Hükümetler günlüklerin esiri gibiydi. Davranışları işgüder hükümetlere ve eşi görülmemiş bir hızla doğan ve çoğalan sorunlara karşı uyumsuz tepkilere daha yakındı. Aslında hükümetlerin işleri daha da zorlaştı. Çünkü sadece şu anki vatandaşlarına karşı değil, aynı zamanda gelecek nesillere karşı da sorumlular. Hükümetler ülkelerini kurtarmak için uzun vadeli planlar yapmak yerine kendilerini kurtarmak için hamleler yapmakla yetinirse gelecek nesiller bunun bedelini ağır ödeyecekler. Bu yüzden yetkinliğe, yolsuzlukla mücadeleye, aşamalı bir planı destelemeye ve gözetim, değerlendirme ve hesap verebilirlik mekanizmalarıyla imkanlar sağlamaya dayalı modern bir yönetim gerekiyor.
İklim Değişikliği Zirvesi gündemde önemli bir yer edindi. Bilim insanları, hızlı hareket edilmezse dünyanın bir felaketle karşı karşıya kalacağını vurguluyorlar. Son zamanlarda yaşanan kasırgalar ve seller, bilim insanlarının küresel ısınma durdurulmazsa yol açacağı ekonomik ve siyasi faciayla ilgili konuşmalarına inandırıcılık kazandırdı. Bilim insanları mahsullerin azaldığından, açlıktan ve ekmek, su ve umut bulamadıkları için milyonlarca kişinin göç ettiğinden bahsediyorlar. Orta Doğu hükümetleri çok geç olmadan harekete geçmeli. Bugün Riyad’da gerçekleştirilen etkinlik bu yönde atılmış cesur bir adımdır.