Bütün sanatlar evren, insanlık ve yaşam hakkında önemli pozisyonları ifade eder. İnsanlık tarihi boyunca önemli şekillerde dallanıp budaklanmıştır. Bazıları diğer disiplinleri hatalar, gözlemler ve toplum, kültür ve siyasete yönelik derin eleştiriler konusunda uyarmada öncü olmuştur. Bu sanatlardan biri de çizerinin gazetecilik ve politik deneyimi güzel sanatlarla birleştirmesi gereken karikatür sanatıdır.
Geçtiğimiz cumartesi günkü sayıda, bu gazetenin seçkin karikatüristi Amjad Rasmi’nin hem fikir hem de içeriği bakımından yoğun bir karikatürü yayınlandı. Karikatürde sıkıca kapalı bir kapı çizilmiş, ancak terör örgütü DEAŞ bu kapının altından gizlice içeri sızıyor ve sahneye yeniden çıkışıyla Ortadoğu'yu şaşırtıyor.
Bu, belirgin bir kültürel geçmişi ve benzersiz bir politik analizi yansıtan parlak bir fikir. Zira yıllar önce dillendirilen düşüncelerin, “terörün sonunu” müjdeleyen tezlerin başarısız olduğu bugün kanıtlandı. Daha da fazlası, bir bütün olarak Sahva’nın (uyanış) sonu hakkında duygusal ve telkin edici tezler de vardı. Bu iddia analistler tarafından yazılmış olsa da, Sahva’nın kendisinin formülasyonunda, yayılmasında ve pekiştirme girişimlerinde etkisini ortaya koyan telkinci bir formülasyondan başka bir şey değildi.
Terörün ve İslamcı Sahva’nın sonu hakkındaki bu telkin edici tezin yanlışlığı konusunda şüphesi olanlar, beş kıtadaki haberleri inceleyebilir ve özellikle Avrupa'da DEAŞ’ın yeniden faaliyete dönmesini ve etkisinin canlandırılmasını amaçlayan şüpheli hareketleri ve tehlikeli planları takip edebilirler. Hatta yeni Suriye devletine -yetkililerine, üyelerine ve vatandaşlarına- terörün veya DEAŞ’ın sonu hakkındaki konuşmaların geçerliliğini sorabilirler. Yine dünya genelinde bu tehlikeli ve etkili alanla ilgilenen uluslararası kuruluşların raporlarını da okuyabilirler.
Kamuoyunu etkilemek için tasarlanmış propaganda, gerçeği gözlemleyen, entelektüel bağımsızlığa ve rasyonaliteye sahip herhangi bir sıradan vatandaş tarafından kolayca tespit edilebilir. Bugün Suriye vatandaşı bunun başlıca örneğidir. Hiç kimse onun gerçeği ortaya çıkarmaktan ve herhangi bir türden herhangi bir ajandadan uzaklaşmaktan başka bir amacı olduğundan şüphe edemez. Hem de bu ajanda ister “siyasi İslam” gruplarına ve hareketlerine, ister onların entelektüeller arasındaki bazı vekillerine, hatta yalnızca radikalliğin değil aynı zamanda İslamcı Sahva’nın da bir kerede ve ilelebet sona erdiğini müjdeleyen içi boş propagandadan kişisel olarak çıkar sağlayanlara ait olsun.
Bu tür bilimsel ve gerçekçi olmayan fikirleri öne sürenler, Suriye ve başka yerlerdeki sıradan vatandaşların yanı sıra profesyonel gazetecilerin ve zeki karikatüristlerin hatalarını ve çelişkilerini kolayca tespit edebileceği kapalı bir ortamda yaşıyorlar. Burada, Batı'daki ve Arap dünyasındaki birçok kişinin on yıldır DEAŞ’ın bittiğini müjdelemesini kastediyoruz. Batı medyasının ve özellikle de oradaki çatışan siyasi hareketlerin duruşu, anlaşılır olsa da aynı şey bölgemizdeki medya için geçerli değil. Zira medyacılarımız ve gazetecilerimiz bu tür örgütlere karşı daha bilgili, bilinçli ve duyarlı olmalılar. Ayrıca, bu örgütlerin eski tarihi derinlikleri, bölgenin ve ülkelerinin son yüzyıldaki geniş kapsamlı örgütsel, entelektüel, sosyal ve kültürel etkilerinin farkında olmalılar.
Siyasi İslam hareketleri, kavramları, fikirleri ve söylemleriyle birlikte, Arap ve İslam ülkelerindeki birçok etkili figürün düşüncesine, zihnine ve kararlarına hükmetmeye devam ediyor. Bunu da ya örgütsel sadakat ve bağlılık yoluyla ya da siyasi İslam’ın türettiği ve asil İslam diniyle birleştirmeye çalıştığı kavram ve fikirlerle etkileme yoluyla yapıyor. Benimsedikleri bir diğer yol ise Arap ve İslam ülkelerinde, özellikle zengin olanlarda, yani Arap Körfez ülkeleri ve Doğu Asya'da, Avrupa ve ABD gibi diaspora ülkelerinde onlarca yıldır olduğu gibi, eğitim ve öğretime egemen olmaktır.
Tarih boyunca önemli fikirlerin etkisi önemsenmedi, etkileri küçümsendi ve onlara karşı bilinçli olmanın değeri fark edilmedi. Bütün bunlar, bu küçümsemeyi benimseyen ve onu pekiştirip yayan yanlış inançları tembelce benimseyen ülkeler, milletler ve halklar için kaçınılmaz olarak büyük yenilgilere, sınırsız kayıplara ve yıkıcı gerilemelere yol açtı. İsteyen hem antik hem de modern insanlık tarihini ve medeniyetler çatışması tarihini okuyabilir, o zaman ideolojilerin, kavramların, fikirlerin ve söylemlerin aniden ortadan kaybolmadığını veya kendiliğinden tarihe karışmadığını görecektir.
Son olarak, gazeteci ve karikatürist Amjad Rasmi, gerçeği olduğu gibi ifade eden bu karikatürle gerçekten iyi bir iş çıkarmış.
Karikatürde kapının altından gizlice giren DEAŞ, kapının altından gizlice girmedi. Aksine, yanılsama üreticileri, dalkavukluk veya hayalcilik yoluyla insanları örgütün sonunun geldiğine inandırmak istediler; böylece derin tehlikelerin bir kararla sona erebileceği ve aşırı ideolojilerin göz açıp kapayıncaya kadar ortadan kalkabileceği yönünde genel bir coşku yarattılar.