Hamad Macid
TT

Humeynizm, Safevilerin yolunda

İran’ın Ortadoğu'daki tehlikeli ve çılgın ideolojik, siyasi ve askeri faaliyetlerini gözlemlediğimizde, hafızamız, öncüller, planlama, taktikler ve hedefler açısından hemen benzer tarihsel olayları hatırlar. Özellikle de Safevi devletinin tarihi ve senaryoları, günümüzde senaryoları tekrarlanan Portekiz sömürgeciliği ve uluslararası Humeynizm'in sadece değişikliklere ayak uydurmak için küçük dokunuşlar yaparak Safeviler örneğini takip etmesini.
İran'ın siyasi sahnesi basit şeylerle aldatıcıdır. ’Amerika’ya ölüm… İsrail’e ölüm’ gibi devrimci sloganların Tahran, Kum, Necef ardından Şam ve güney banliyölerinde Yemen’deki Saada’da yankılanır. Ayrıca İsrail’e direnişe destek gibi zayıfları desteklemek için atılan aldatıcı farklı sloganlar da kullanırlar. Ancak bu devasa balon, birkaç toplu iğne ile çabucak patlatılabilir. Bu toplu iğnelerden biri de İsraillilerin, kalesi ve sığınağı, İsrail sınırından sadece birkaç kilometre uzakta olan Hasan Nasrallah ve ideolojik partisine göz yumması. Bir diğer toplu iğne ise, İran nükleer reaktörünü onaylaması ve içi boş tehditlerin göz boyamak için yeterli olması. İğne çok, fakat bu makalenin bunları açıklayıp detaylandırmak gibi bir hedefi yok. Önemli olan, İran Humeynizminin Ortadoğu'daki birçok Batılı ülkenin hedef ve emelleriyle uyumluluğu üzerindeki perdenin güçlü bir şekilde açılmasıdır. Tıpkı İran Safevilerinin beş asırdan fazla bir süre önce Arap dünyasını yerinden etme konusunda Portekiz sömürgeci gücüyle anlaşması gibi. Bu, bugünlerde Ortadoğu'da mezhepçi Humeynizm ile bir dizi Batılı ülke arasında tekrarlanıyor.
Tarihsel gerçekler, Safevilerin on altıncı yüzyılın başında o dönemdeki çarpıcı sömürgeci güç olan Portekizlilerle, Portekiz'in Safevilere Ortadoğu'daki savaşlarında yardım etme ve İran içinde hala ayakta kalma mücadelesi veren Sünni direniş hareketlerini ortadan kaldırma sözü karşılığında onlardan faydalanarak Basra (Arap) Körfezi'ne girme, Hürmüz Boğazı'nı egemenlik altına almak, Basra - Bağdat - Halep'ten Şam limanlarına uzanan ticaret hattının akıbetini belirlemek, misyonlarını kolaylaştırmak için ittifak kurduklarını söylüyor. Ayrıca, en tehlikelisi 1508'de Bağdat'ın kontrolünü ele geçirdikten ve orada vahşet işledikten sonra Hicaz'ın (Haremeyn-i Şerifeyn) fethi ve daha sonra Mısır ve Şam’ın kontrolünü ele geçirmeye çalışmalarıydı.
Şimdi on altıncı yüzyılın başındaki Portekiz-Safevi anlaşmalarının senaryosu, tekrarlanıyor ve yirmi birinci yüzyılın başında bir dizi büyük ülkenin etkisiyle Humeynici uzlaşmaya dönüşüyor. Tıpkı Safeviler ayrıca Hürmüz Boğazı'nın Portekiz tarafından kontrol edilmesini ve Basra Körfezi'nde askeri ve ticari seyrüsefer yapmayı kabul etmesi gibi Humeyniciler, Humeynizmin Irak, Suriye ve Lübnan'daki hegemonyası ve siyasi ve ideolojik etkisi karşılığında Irak'ın Batı tarafından işgal edilmesini, Rusya'nın Suriye'ye girişini ve son olarak Haremeyn-i Şerîfeyn’in işgali için araç olması amaçlanan Husi kolu aracılığıyla Yemen’e müdahale edilmesini kabul ettiler.
Bana göre; Suudilerin Husi terör hareketinin askeri yeteneklerini etkisiz hale getirme hedeflerinden biri, bu tehlikeli ve yıkıcı terör planlarına karşı önleyici ve caydırıcı bir darbe olmaktır.