2022 İsrail’i… Akıllılar ve deliler

Ana fikir ile başlıyorum… Akıllılar dar sınırlarda yaşarken deliler hükmediyor!
Yossi Melman’ın ‘Middle East Eye’ haber kuruluşu için kaleme aldığı yazıyı gelin derinlemesine bir inceleyelim. Melman yazısında şu ifadeleri kullandı:
“İsrail'in İran’a karşı saldırgan söylemini artırmasının arkasında yatan amaç, Yahudi devletinin karşı karşıya olduğu en önemli sorunu, yani Filistin meselesini örtbas etmektir. En büyük bilinmez ise Batı Şeria'da ne olacağıdır.”
Melman’ın sözleri bitti. İsrail’in önemli analistinin vardığı sonucu pekiştiren şey karar mercilerinin hatalı ve yanıltıcı bahisleri benimsemesidir. Örneğin bu bahislerden birisi, Ramallah'taki yönetim ile yapılan güvenlik koordinasyonunun, genellikle herhangi bir gruba mensup olmayan ve organize olmuş herhangi bir birimden talimat almayan gençler tarafından gerçekleştirilen eylemlerin hızının azalmasına veya sona ermesine sebep olmasıdır. Bu bahisteki en büyük hata, Filistin güvenlik birimlerinin becerilerinin, bireysel girişimlerde bulunanları kontrol etme konusunda oldukça mütevazı olmasında gizli. Buna ilaveten, güvenlik koordinasyonunu haklı çıkaran siyasi bir ufkun olmaması nedeniyle İsrail hükümetinin yerleşimcilik faaliyetlerinin artıp genişlemesi ve aynı şekilde Bennett hükümetinin desteği ve korumasıyla gerçekleştirilen yerleşimcilerin saldırılarından dolayı söz konusu birimlerin üyelerinin bu yönde ciddi, etkili ve gayretli çalışmalar yapma motivasyonu son zamanlarda oldukça azalmıştır. Bennett hükümeti, Netanyahu hükümeti döneminde yapılanları bile ikiye katlamış durumda. Mevcut koalisyonun başında bir yerleşimci olduğu gerçeğini göz ardı etmenin bir manası yok. Diğer taraftan Filistin güvenlik birimlerinin üyeleri özlerinde vatanseverdirler.
Diğer bir hatalı bahis ise örneğin geçtiğimiz mayıs ayında ortaya çıkan ve İsrail, Kudüs ve Batı Şeria'da yaşananlarla tepkimeye giren öfkeyle ile karşılaştırıldığında, Gazze cephesinde bir tür sükunet olduğunu gösteren, anı kurtaran ağrı kesicilere itibar edilmesidir. Bu anı kurtaran ağrı kesicilerin hükümet nezdinde kalıcı bir etkisi var. Herhangi bir abartı veya temenni olmadan şunu söylemeliyiz ki ağrı kesiciler en etkili kendini kandırma yoludur. Nitekim açlık grevi yapan Ebu Hevaş ve onunla aynı durumda olan pek çok kişiyi desteklemek için intifada başlatmak üzere olan Filistinliler için bu ağrı kesiciler ikna edici değil. Bu ağrı kesiciler, Batı Şeria, Gazze ve Kudüs'teki her Filistinli vatandaşın yaşamına, özgürlüğüne ve günlük yaşantısına yönelik tehlikelerin kapının arkasında beklediği hissine  etki etmez.
Diğer bir hatalı bahis ise Filistinlilerle olan çatışmanın özünün tahrif etmeye devam edilmesi ve işgalin tüm biçimleri ve varlık ve kontrol alanlarında somutlaştırdığı ölümcül kanseri tedavi etmek için aspirin önerilmesidir. Bu aspirinlere ekonomik çözüm deniyor. İsrail'deki hükümet liderlerinin ve karar mercilerinin hesaplamadıkları şey, Filistinlilerin özgürlüğü ve haysiyeti ekmek parasından önceye koyduğudur. Ayrıca Filistinliler aslında ne aç ne de yoksuldurlar. Öyle ki istedikleri en önemli şeyi kendilerine sunulan en ucuz şeyle takas edebilirler.
2022 İsrail’i Ortadoğu'da üstün niteliksel askeri güçtür. Dimona depolarında yığılı hazır bombalara sahip tek nükleer ülke olan İsrail bölgede F-35 uçakları olan yegane yönetimdir. ABD tarafından şımartılıyor. Çin ve Rusya ile anlaşıyor. Üstün ekonomisi ile övünüyor. Ne var ki bunların hepsine sahip olmasına rağmen daha önemli ve daha derin olan bazı şeylerden yoksun: Selamet, güvenlik, emniyet ve ruhsal istikrar.
Bu durum yeni tip koronavirüse (Kovid-19) ve varyantlarına benziyor. Güvenliği tehdit eden bir virüsü yatıştırdıktan sonra çok geçmeden yeni bir varyantla karşılaşılıyor. İsrail’deki akıllı kişilerin uyarıda bulunduğu şey de tam olarak bu. Bu kişiler sürekli en büyük tehlikenin Filistin sorununa gerçek ve kökten bir çözüm bulamamak olduğunu söylüyorlar. Daha derin olan mesele şu ki İsrail'de deliler hükmerken akıllı kişiler dar sınırlarda yaşıyor. Akıllı kişilerin söylediklerine ve uyarılarına kulak asan yok.