Semir Ataullah
Lübnanlı gazeteci - yazar
TT

Bahis ve General Avn

General Mişel Avn'ın görev süresinin başında, yeni cumhurbaşkanı ile yaptığı görüşmeden dönen Bakan Nihad el-Meşnuk ile karşılaşmıştım. Bakan, Lübnan siyasetinin ve politikacılarının en marifetli şahsiyetlerinden biri olmasına rağmen, Avn ile yaptığı görüşme hakkında iyimserdi ve Avn'ın "savunma stratejisi" çağrısında bulunacağını söylemişti.
Ben de kendisine bunun olmayacağını söylemiştim ancak bakan sanki Avn'ın imzasını cebinde saklıyormuş gibi "Al benden" demişti.
Bakan Meşnuk deneyimine, fıtri iyimserliğine ve kısa bir süre önce Avn’dan duyduklarına dayanıyordu.
Ben ise General Avn’ın karakterine, basın konferansı düzenleme şekline, kullandığı uygunsuz ifadelere ve bunları kullanma şekline ilişkin işittiklerimizi ve izlediklerimizi baz alıyordum. Bir gün tüm şevk, doğruluk ve umutla kendisine harfi harfine şöyle demiştim:
“General size siyasetinizden ötürü değil, siyasi söyleminizden ötürü karşı çıkılıyor. Tıpkı Muammer el-Kaddafi ve Saddam Hüseyin gibi konuşuyorsunuz. Biri sokak köpekleri biri de yolunu şaşırmış köpekler derdi. Siz de kertenkeleler diyorsunuz. Lübnanlılar kertenkele değil!”
Avn onlarca yıldır her diyalog çağrısını reddetti. Taif Diyalog Konferansı'na giden bütün milletvekilini tutuklamakla tehdit etti. Yolları tıkadı. Beyrut'un kuzey girişini toplarla halka karşı kapattı ve bir konuşmasında Beyrut'un tarihte altı kez yıkıldığını söyleyerek hadi yedinci kez olsun dedi. Böyle bir üslup bu adamın yalnızca kendisine ve şahsına giden bir diyaloğu kabul edebileceğini gösteriyor.
Er-Rabiye’de General Avn ile görüşmemizde damadı Cibran Basil, bana selam vermemek ve öfkesinin örneğini göstermemek için bilerek ben oraya vardığımda çoktan gelmişti. Tüm samimiyetim, içtenliğim ve ülkemin, ailemin, çocuklarımın çıkarına olan inancım ile General Avn’ın işlerini eleştirmek için değil de bunlardan minnettarlık duyduğumu ifade etmek için yazı yazdığım bir günün gelmesini temenni ettim. Kendisine görüşmemizde şöyle demiştim:
“Birisi için veya birinin teşvikiyle sizin hakkınızda bir şeyler yazdığımı öğrendiğiniz gün, umarım bana haber verirsiniz de Lübnan meseleleri hakkında tamamen yazmayı bırakırım.”
Ne yazık ki Cumhurbaşkanı Avn bir kez bile kendisini takdir edeceğim bir yazı yazmam için bana bir sebep vermedi. Bu beni hayal kırıklığına uğratmasa da birçok kişi aylar ve yıllar geçtikçe Avn'ın ülkede bir tane bile iş yapmadığını farketti. Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın katiplerinin zihni Lübnan'ın içine sürüklendiği tarihi ulusal felaketin büyüklüğünü kapatamayan zayıf yapılarla meşgul.
Ancak adil olmam gerekirse, Bakan Menşuk karşısında bahsi kaybettiğimi söylemeliyim. Zira Avn görev süresinin son demlerinde, Lübnan daha bir hükümet toplantısı yapamazken ulusal diyalog çağrısında bulundu.
Bu davet, muhalifleri yani Hizbullah dışında bütün politikacılar tarafından reddedildi. Her halükarda bütün diyalog kelimelerine olan şeylerden sonra, özellikle de Avn’ın diğerleri hakkında görüşleri ve Baabda Sarayı’nı bir başbakana ancak Sukhoi bombardımanı ile bırakıp saraya bütün nimetleri ile cumhurbaşkanı olarak döndüğü bilindiği için bu diyalog çağrısı değerli bir adım.