Sevsen Şair
TT

BAE hakkında ne söyleyebilirim?

Abu Dabi Veliaht Prensi ve Silahlı Kuvvetler Yüksek Komutan Yardımcısı Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan, Ramazan ayı münasebetiyle bazı Arap ülkelerine ziyaretlerde bulundu. Bu gezisi sırasında Bahreyn Krallığı'na da misafir oldu ve burada onun için düzenlenen kutlama, resmi kraliyet kutlamasından daha düşük derecede değildi. Çünkü BAE, tüm Arap halklarında olduğu gibi Bahreyn halkı için de özel bir yere sahiptir.
BAE, siyasi tarihinin derinliğiyle övünen pek çok ülkenin başaramadığını, bir yüzyıldan daha kısa bir sürede başarmış bir ülkedir. BAE bu uluslararası statüsünü nasıl elde etti? Doğal kaynaklara sahip olduğu için mi? Sanmıyorum. Çünkü BAE'den çok daha fazla doğal kaynağa sahip ülkeler var, fakat BAE'nin başardığını başaramadılar. Öyleyse bu ülke, yöneticisi ve insanları hakkında ne söyleyebilirim?
BAE'nin asla vazgeçmediği bilgece politika, vizyondaki kararlılık ve net hedeflere yönelimden bahsedebilir miyiz? Nitekim, devletin ve halkın çıkarı hedefini öncelikler listesinin üst sırasına yerleştiren bu ülke, tepkilere aldırmadan kesin karar vermekten çekinmedi. Yoksa Mısır, Suudi Arabistan ve Bahreyn için en güçlü müttefik olduğunu mu söylemeli? Ya da bu ittifaka meydan okuyan herkese karşı gösterilen birleşik tutumlardan mı? Peki ya bir dürüstlük ve sadakat örneği olarak sizi hayal kırıklığına uğratmayacak bir müttefik olmasından mı?
BAE’nin keskin ve proaktif vizyonundan mı bahsetmeliyim? Birçok Arap ve bölge ülkesinde çeşitli makamlara, liderliklere ve merkezlere nüfuz etmelerine rağmen, Müslüman Kardeşler'e savaş ilan eden ilk ülke BAE idi. Bu adımında tepkileri umursamadı. Zaman içinde kararının doğruluğunu kanıtladı ve örgütün maskelerinin düşmesinin ardından diğerleri de onu takip etti.
Ya da bu ülkenin Suudi Arabistan ile birlikte İran eksenine karşı Bahreyn'in yanında ilk duran, Mısır'ın terörle savaşına karşı yanında duran, Mısır ekonomisine ilk güvenen, karşılıksız destek veren ve yatırım yapan, Mısır'ın çağrısına ilk cevap veren ülke olduğunu mu söylemeli? Yoksa Amerikan küstahlığına karşı Suudi Arabistan’a güçlü destek veren ve baskılara boyun eğmeyen ve tüm baskılara meydan okuyan bir ittifak kuran ilk ülke mi demeliyim? Şayet iki ülke arasında karşılıklı güven bu derecede olmasaydı bu ittifak başarıya ulaşamazdı.
BAE’nin açıklığından, yöneliminin birliğinden, gerçekleri çarpıtmamasından, sözleri ile fiilleri arasında çelişki olmamasından mı söz etmeliyim? İsrail ile kapalı kapılar ardında değil, güneşin altında ve güpegündüz bir barış antlaşması yaptı. Erdoğan'ı davet ettiğinde onu güneşin altında ve güpegündüz karşıladı. Düşmanlık ve husumetten sonra verilen kararlar görünüşte pragmatik olabilir. Ancak BAE’nin siyasi çizgisinin gözlemcisi, bu politikanın sapmadığı sabit bir nokta olduğunu bilir. Bu, çok basit bir şekilde, her şeyden önce devletin ve halkının çıkarıdır.
Bir ülke hakkında, kimin ona düşman olduğunu bilirseniz ona o kadar saygı duyarsınız desem? İster bir devlet isterse bir grup ve örgüt olsun, BAE’ye düşman olan hiçbir oluşumun saygın olmadığını görürsünüz. Aksine, onun konumunun yüksekliğini, başarılarından rahatsız olanlar ve onun adı yükseldikçe çığlıkları yükselenlerden bilirsiniz. İmkânsız nedir bilmeyen ülkenin başarısı, küresel bir model ve genç ülkeler için bir rol modeldir. BAE Başbakan Yardımcısı ve İçişleri Bakanı Şeyh Saif Bin Zayed’in de söylediği gibi net bir vizyona ve geleceğe doğru emin adımlarla yürüyen bu ülkenin arzularının bir sınırı ve pratikte karşılığı olmayan hayali yoktur. Daha da önemlisi, bu ülkenin ‘yed-i beyzası’ dünyanın her köşesinde iyi bir iz bırakmaktadır.
BAE'nin Bahreyn'de ve tüm Arap ülkelerinde özel bir yeri olduğunu hepimiz biliyoruz. Fakat Bahreyn ile olan ilişkisinin özel bir yönü vardır. Bu, merhum Şeyh Zayed bin Sultan Al Nahyan ve Kral Hamad bin İsa Al Halife arasındaki yakın ilişki ile başladı. Şeyh Zayed'in ölümünden sonra oğulları Şeyh Halife bin Zayed, Şeyh Muhammed bin Zayed ve diğerlerine dek istisnasız sürdü. Akrabalık bağlarından daha yakın ve daha güçlü olan bu ilişkinin aynısı, iki ülke halkının arasında da mevcuttur. Bu nedenle, Muhammed bin Zayed'in kalbimizde ve gözlerimizde özel bir yeri vardır. Geçen perşembe bizi ziyarete geldiğinde babasının ölümsüz sözleriyle ve yüce gönüllülüğüyle bizi selamladı.
Selam olsun sana, yüce gönüllülükle yaşa
Selam olsun size sadık şahinler
Selam olsun size vatanın güvenceleri
Bizim nezdimizdeki kıymetiniz alîdir
Bereket bize misafir oldu
Bahreyn senin gelişinle çiçeklendi ve aydınlandı