Hamad Macid
TT

Ebu Akile ve İsrail’in geçirdiği cinnet

İsrail’in Filistinli mücadele ikonu Şirin Ebu Akile’nin cenazesine yönelik vahşi ve provokatör saldırısı hakkında, kendi halkında belli bir ağırlığa sahip bir Yahudi hahamla temasa geçtim. Zirâ tüm semavi ve dünyevi kanunların kendisinin saygınlığını ve itibarını kabul ettiği birinin ölüsüne İsrail’in hangi gerekçeyle böylesine tiksindirici bir saldırı düzenlediğini merak etmiştim. Siyonizm’in bu çiğ küstahlığı nasıl oldu da sırtlarında bir ölüyü taşıyanlara tekmeler savurma ve neredeyse tabutu yere düşürme noktasına geldi? Peki, ya İsrail hükümetinin dünya kamuoyuna Şirin Ebu Akile’ye ve onu omuzlarında taşıyanlara yönelik bu menfur ve çirkin saldırıyı haklı çıkarmak için sunduğu iddialar? Nitekim hahamın bu konudaki düşüncelerini merak ettim. Kendisi İngiliz gazetesi Daily Mail'in İsrail polisinden yaptığı alıntı ile yanıt verdi. Habere göre İsrail polisi Ebu Akile’nin cenazesine müdahalede bulunmuş çünkü ‘Siyonist terörizmin’ ifade ettiğine göre, Akile’nin naaşını aile üyelerinin elinden çalan ‘bir güruh’, öncesinde ise Ebu Akile’nin naaşını taşıyan şoförü tehdit etmiş. Aile üyelerinin planladığı gibi tabutun aile üyeleri tarafından mezarlığa götürülmesine engel olmuşlar.
Kimsenin inanmayacağı bu Siyonist saçmalığı ve ahmakça gerekçeyi okumaya devam edemedim. Haham ise, “İsrail'in iddiaları doğru olsa dahi bu tür davranışları haklı çıkarmaz. Bence böyle bir tavır kınanmayı hak ediyor. İsrail İç Güvenlik Bakanı dahi bunun karşısında şoke oldu ve resmi bir soruşturma açtı” ifadelerine başvurdu.
Şöyle ki, Siyonistler artık kimseyi umursamıyor. Hatta ‘dünya kamuoyu’, Siyonizm sözlüğünde ilgiyi ve takibi hak etmeyen bir değersizlik haline geldi. Filistin’in bezgin hali, İsraillilere istediklerini yapmaları, rahatlamaları, neşelenmeleri ve terörlerini hem yaşayanlar hem de ölüler üzerinde uygulamalarına imkan verdi. Tüm bu yaşananlar, İsrail'in iç güvenlik durumuna ilişkin korku ve endişenin boyutunu gösteriyor. Aksi halde cenaze alayının bu şiddetli paniğini, söylenen ezgileri ve yükseltilen Filistin bayraklarını nasıl açıklayacağız? Böylece ölümcül silahları ve yıkıcı nükleer cephaneliği ile İsrail varlığının içten içe çürüdüğü, geleceğinden endişelendiği ve güvenliği ile kafayı bozduğu anlaşılıyor. Onlara, devasa yıkıcı bir top gibi görünen ‘Şirin’den’ duydukları korkudan bahsetmiyorum bile…