Mişari Zeydi
Suudi Arabistanlı gazeteci- yazar
TT

Kim Irak'ın şarkı söylemesini engelliyor?

İran bağlantılı bazı milislerin Faslı sanatçı Saad Lamjarred'in konserinin yapılacağı alanı bastığı, sabote ettiği ve ardından konserin iptal edildiği haberini okudum. Sonra kendi kendime dedim ki “Bilinen tarihin başlangıcından beri cümbüşün ve sanatın Irak'ı mı bu?”
Babillilerin bir müzik tanrıçası (İnanna) yaptıkları ve onu tanrılarının en başına koydukları Irak mı bu? İnsanlığın keşfedilen en eski müzik aleti olduğuna inanılan ‘Sümer arpının’ bulunduğu Irak mı bu? Tarihi sonsuzluk destanı ‘Gılgamış’ı zamanla müzikal bir destan haline getiren Irak mı bu?
Dahası büyük Abbasi devletinin doğuşunda ve gelişiminde şarkı ve sanatın altın çağlarına tanıklık eden Irak mı bu? İbrahim el-Mevsılî’nin ve İshak el-Mevsılî’nin Irak’ı mı bu? İsfahani’nin eski bir Arap ansiklopedisi olan el-Egani adlı eseri ile sanatsal büyüklüğünü gösteren Irak mı bu?
Burası Molla Osman el-Mevsılî, Muhammed el-Kabbancı, Saadi el-Hilli, Nazım el-Gazali, Cemil Beşir, Yas Hızır, Saadun Caber, el-Karagüli, Kazım es-Sahir vb. birçok erkek ve kadının Irak'ı mı?
Ortasında ve güneyinde Bağdat makamları ve Fırat türküleri söylenen Irak mı?
Hayır, bu Irak o eski Irak değil. Bilakis, İran’daki karanlık rejimin; direniş kisvesi altında kederi kutsallaştıran ve Irak’ın kimliğini silip gerçek ruhunu yok ederek Humeyni’nin ilhakına dönüştürmek isteyen bir rejimin çetelerindeki ışık ve hayat düşmanlarının ve cehaletin Irak’ı…
Faslı sanatçı Saad Lamjarred'in İran’a bağlı bir partinin suç işlemesinden duyulan endişe sebebiyle Bağdat'taki Sinbad Land eğlence merkezinde vereceği konserin iptal edilmesi, bugün devletin kimliğiyle ilgili “Irak gerçekten Anayasası'nın 38. maddesi uyarınca ifade özgürlüğünün güvence altına alındığı bir sivil devlet mi, yoksa bu milislerin İranlıların inlemesinin sebebi olan İran rejiminin kaderi gibi bir kadere layık gördüğü bir devlet mi” tartışmalarını yeniden alevlendirdi.
Faslı sanatçının konserini organize eden turizm kentinin yönetimine göre içlerinde bazılarının sarıklı olduğu bu silahlı gruplar şehri basmadan önce, konser biletleri tamamen tükenmişti. Irak halkının karşı çıkmasına rağmen bu silahlı gruplar Irak halkının kararları üzerinde hegemonya kuruyor.
Irak Sanatçılar Sendikası bu ‘baskına’ duydukları öfkeyi şu açıklamayı yayınlayarak gösterdi:
“Irak herkesindir. Yeryüzündeki ilk müzik aletinin icat edildiği bir ülkeye değil, Orta Çağ'ın aşırılıkçı örgütlerine ve aşırılık yanlılarına ait olan bu uygulamaları en güçlü şekilde kınıyoruz.”
Sendika devlet kurumlarına, ‘yıllardır Irak sahnesini saran siyasi çatışmanın dumanından kurtulmak için bir umut ışığı arayışıyla aileleriyle birlikte bu tür etkinliklere katılmak isteyip haklarına el konulan Iraklılara karşı görevlerini yerine getirmeleri’ çağrısında bulundu.
Ancak devlet kurumlarından bunu isteyen Irak Sanatçılar Sendikası'na sesleniyorum: “Müjdelerim olsun Mirba’! Uzun bir hayat yaşayacaksın” (Ferezdak, Mirba’ adında birini öldüreceğini söyler. Bunun üzerine Cerir bu beyiti söyleyerek Ferezdak’ı hicveder ç.n). Erbil'i kimin bombaladığını herkes biliyor. Peki, Bağdat hükümetinden kim Irak'ın egemenliğini korumak için harekete geçmek şöyle dursun bir şey söylemeye cesaret edebilir?
Irak, tarih boyunca gürüldeyen bir medeniyet nehri olduğu için küçük çakıl taşlarının akmasına engel olamadığı fışkıran bir medeniyet pınarı olarak kalacaktır.