Mişari Zeydi
Suudi Arabistanlı gazeteci- yazar
TT

Biden’ın turu ve Arapların gücü

ABD Başkanı'nın ve yönetiminin önde gelenlerinin, İsrail ve Batı Şeria’dan başlayarak Suudi ve Körfez/Arap olmak üzere iki zirvenin düzenleneceği Suudi Arabistan'a gideceği Ortadoğu bölgesi ziyaretinin önemli etkileri var ya da olacak.
Ziyaretle ilgili şimdiye kadar açıklanan başlıklara bakacak olursak, etkili bir dönüşümle karşı karşıyayız. Burada hemen bir sonuca varmak doğru olmasa da ABD’nin Ortadoğu'daki güvenlik ve stratejik meselelere yönelik ‘demokratik’ yaklaşımlarındaki yeni tavrı ve değişimi inkâr etmek doğru olmaz.
ABD Başkanı Joe Biden, İsrail'de dün (Perşembe) el-Arabiya ve el-Hades kanallarından gelen bir soruya yanıt olarak, “Washington, İran'ın nükleer silah edinmesine izin vermeyecek” dedi. İsrail’in geçici Başbakanı Yair Lapid ile düzenlediği ortak basın toplantısında Biden, “İran, masaya koyduğumuz nükleer anlaşmayı kabul etmeli. Aksi halde İsrail, güvenliğinin gereklerine göre hareket etme özgürlüğüne sahiptir” dedi.
Ayrıca ABD ile İsrail arasındaki iş birliğini güçlendiren ‘Kudüs Deklarasyonu’ İsrail'de imzalandı.
İsrailli siyasi bir yetkiliye dayandırılan haberlerde, İran sorununun İsrail'in ulusal güvenliğinin önceliklerinin başında geldiği söylendi ve Tel Aviv'in, İran'ın nükleer alanını genişletmeye devam ettiği tehlikesini sezdiği vurgulandı.
İsrail gazetesi The Jerusalem Post’a göre Biden ayrıca, İran'ın bölgede devam eden terörizmini durdurmak için bütün araçları ve gücü kullanmak üzere Tel Aviv ile iş birliğini artırma sözü verdi.
Bütün bunlar Biden'ın Ortadoğu turunun ilk bölümünde yaşandı. Şimdi Arap güvenliği dosyalarındaki ABD yaklaşımını ve dünyadaki süper güçle Körfez ülkeleri ve Mısır, Ürdün ve Irak, yani ‘Arap’ Ortadoğu arasındaki iş birliğini görmek kaldı.
Biden'ın ziyaretinden önce Araplar arasında koordinasyonlar yapıldı. Bunların küçük ziyaretler ve zirveler şeklinde olduğunu gördük. Şimdi bu koordinasyonun yeni bir iş birliği ve ABD Demokrat Partisi'nin Arap güvenliğine yönelik önceki yaklaşımlarından farklı bir döneme girmesiyle taçlandırılması kaldı. Önümüzdeki Cidde zirvelerinde göreceğimiz şey bu.
ABD Başkanı Joe Biden, Kral Selman bin Abdülaziz ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman arasında bir Suudi-ABD zirvesi ve ardından bir Körfez-ABD zirvesi yapılacak. Amerikalı Demokratlar, Araplarla yeni ve pratik bir sayfa açacaklar mı?
Her halükârda günün sonunda hesaplar şunu kanıtladı ki, siyaset; katı gerçekliğin hesaplarını, insanların gerçek yaşamlarını ve esas güç dengelerini bildiği kadar, duyguları ve coşkulu sloganları bilmiyor. Özünde siyaset budur. Her zaman öyleydi ve öyle de kalacak.