Mağara halkı

Lübnan devleti ‘geçmişe özlem duyma’ adı verilen bir hastalığa tutulmuş durumda. Şimdiki zaman onu darlıyor ve gelecek düşüncesi ürkütüyor. Eskiye, antikaya tutkun romantik bir ülke... Her gün bir adım geriye gidiyor.
Kararlılık ve samimiyetle elektriğin tayına bağlanmasıyla kaynaklara dönüş yolculuğu başladı. Devlet Lübnanlıların karanlıktan oldukça hoşnut olduğunu hissettiğinde, onları daha da karanlığa boğdu. Kendi kendine dedi ki, “Yahu biz hoşnutluğu yaymak ve genişletmek için neden suyu da kesmiyoruz?!” Dediğini de yaptı. Suyu kesti. İlaçları. Benzini. Erzakları. Cumhurbaşkanı televizyonda bir tarlada ağaçlara doğru gülümseyip kayalara doğru kahkahalar atarak çalım sata sata yürüyor, halkı çim dikmeye davet ediyordu. Lübnanlılar mutluluktan adeta çatlayacakmışçasına çocukken öğrendikleri resmi ‘ağaç’ marşını okuyordu. Nasıldı?
“Cennet vatanım. Günün ağarması ile yeşillenir yeryüzü. Parıldar gökyüzü.”
Sonra sıra ekmeğe geldi. Artık ekmek de kalmamıştı. Mağara hayatına yaklaştıkça, coşku ateşi daha da arttı. Etkileyici kliplerin sayısı arttı. İçlerinde en meşhuru, boylu boyunca yere yatıp şarkı söyleyen kişinin klibiydi: Bika Bika Bika - Biz antika ülkesiyiz. Koro: Biku Biku Biku - Allah Ebuku’ya rahmet etsin.
Çocuklar okulların kapatılması için sloganlar atarak sokaklara döküldü ve geriye kalan öğretmenlerin ve müdürlerin de kovulmasını istediler. Başka bir gösteride, Enerji Bakanları ve Karanlıklar Bakanı için bir anıt dikilmesi talep edildi. İçeride yatanla dışarıdakinin hiçbir farkının kalmamasıyla adaletin eşitlenmesinden sonra mahkumlar devletin bekası için sloganlar attı.
Bu neşe, zevk ve duygu görkeminden nabzın deli gibi çarptığı atmosferde, cumhuriyetin erkanlarından biri, mağaraların zarafetini tamamlayacak korkunç bir eksiklik olduğunu hatırladı ve hemen interneti de kesti. Kısa süre sonra Lübnanlılar, dünyayla tüm bağlantılarını kaybettiklerinde ne olduğunu anladılar. Peki, ya aralarındaki bağlantılar? Bay Bell telefonu icat ettiğinden ve General Gouraud Büyük Lübnan devletini ilan ettiğinden beri bunlardan eser yok. Hey! İnternet yok, gazete yok, okuma yok. Mağaranın ötesindeki tek bağlantı ‘B.K’. Yani etrafında dansçıların döndüğü ve koro üyelerinin sevinçten zılgıt çektiği yerde yatan klip kızı:
Biku Biku, Bika Bika
Yaşasın antik çağ