Mişari Zeydi
Suudi Arabistanlı gazeteci- yazar
TT

‘Safaga peygamberi’ ve benzerleri ile onlardan daha tehlikelisi

Mısır'ın Kızıldeniz kıyısındaki Safaga şehrinden Muhammed Ebu’l Hul’un haberi size geldi mi?
Buyrun bakalım arkadaşımız ne diyor:
“Ben, büyük bir felaketi uyarmak için kendisine kitap indirilen kulum. Ben bütün peygamberlerim. Ben şu ahir zamanda Safaga şehrine gönderildim ve şehir halkı beni yalanladı.”
İşin ilginç yanı bu kardeşimiz çağa ayak uyduran modern ve dijital bir peygamber olmak için nübüvvet haberini Facebook sayfasından yayınlıyor.
Olayın ayrıntılarına gelecek olursak, şehir halkı yerel yetkililerden şahsı ‘kötü sicilli’ olduğu ve geçmişte birden fazla kez uyuşturucu ticareti yapma suçlamasıyla tutuklandığı için yakalamalarını istedi.
Safaga peygamberi haberi bana onun eski bir ‘meslektaşını’ hatırlattı. 2016 Şubat ayında Süheyr Abdurrahman adında Mısırlı bir kadın hakkında bir haber yayınlanmıştı. Kadın ‘Sah en-Nevm’ adlı Mısırlı bir programa çıkarak kendisini ahir zamanda ortaya çıkan ‘dâbbe’ olarak tanıtmıştı. Ezher şeyhlerinden Rıza Taime kendisine çıkışmış, ancak Süheyr kendinden emin bir şekilde “Ben haklıyım ve doğru söylüyorum. Allah'ın emriyle ben dâbbeyim ve Allah’ın hükümranlığın benim olduğunu tasdik eden bir ayeti var. Allah bana vahiyde bulundu” diyerek karşılık vermişti. Tabi burada Neml Suresi’nin 82. ayetinden bahsediyor: “(Kıyametin kopacağına dair) o söz başlarına gelince, onlar için yerden kendilerine bir dâbbe (canlı bir yaratık) çıkarırız. O, onlara insanların âyetlerimize kesin olarak inanmadıklarını söyler.”
Biraz daha eğlenelim diye sizlere daha önce peygamberlik iddiasında bulunan düzenbazlardan bahsedelim. Me’mun döneminde bir kadın peygamberlik iddiasında bulunur. Bunun üzerine kadını Me’mun’un huzuruna getirirler. Me’mun “Sen kimsin?” der. Kadın da “Ben Peygamber Fatıma'yım” şeklinde cevap verir. Me'mun “Hz. Muhammed'in (s.a.v) getirdiklerine iman ediyor musun?” diye sorar. Kadın da “Evet, getirdiği her şey doğrudur” der. Buna karşılık Me’mun “Hz. Muhammed kendisinden sonra peygamber gelmeyeceğini söylemiş” der. Kadın da “Peygamber (s.a.v) doğru söylemiştir. Benden sonra peygamber yoktur mu dedi?” şeklinde soru sorar. Me’mun da yanındakilere “Ben koptum. Kimin bir delili varsa getirsin” diyerek elleriyle yüzünü kapatarak kahkahalar atar.
Kadınlardan, dâbbeden ve son peygamberden biraz uzaklaşıp deli ve şakacı dolandırıcılara dönüyoruz. Halife Mehdi döneminde bir adam nübüvvet iddiasında bulunur. Adam Mehdi’nin huzuruna getirilir ve Mehdi “Sen peygamber misin?” diye sorar. Adam “Evet” der. Mehdi “Peki kime gönderildin?” diye sorar. Adam da “Bıraktınız da birine gidebildim mi ki? Gönderildiğimde beni hapse attınız” şeklinde cevap verir.
İşin komik yanı bir tarafa ciddi konuşacak olursak, peygamber olduğunu -veya kâh Mesih kâh Meryem’in oğlu kâh Deccal olduğunu- iddia edenlerin sayısı artıyor. Üst düzey bir güvenlik görevlisinden aldığım duyumlara göre çoğu tutuklanıyor. Beklenen Mehdi veya beklenen Mehdi'nin habercisi olduğunu iddia edenler var.
Ancak hepsinden daha tehlikeli biri var ki, insanlara açıkça doğrudan Allah tarafından görevlendirilerek hareket ettiğini söylüyor!
Ağır vücudu, sarığı ve işaret parmağıyla Lübnanlıları ve diğerlerini işaret eden bir adam... Bunlardan hangisi insanlar için daha tehlikeli? Safaga’daki gülünç kişi mi? Mısırlı dâbbe mi? Me’mun dönemindeki peygamber mi? Abbasi Halifesi Mehdi'nin dönemindeki şahıs mı? Yoksa bu adam mı?