Semir Ataullah
Lübnanlı gazeteci - yazar
TT

Eylül ayındaki iki tarih

Arap dünyası normal bir durumda olsaydı bugün bu dünyadaki sağgörülü kişiler, üzerinden 50 yıl geçmişken 5 Eylül 1972'deki Münih katliamının ve üzerinden 21 yıl geçmişken New York’taki 11 Eylül 2001 saldırılarının etkilerini incelemek üzere toplanmış olurdu. Dünyayı şoke eden, kalplere korku salan ve Filistin davası ile ilgili unutulmaz ses getiren iki tarih... Bu iki tarih, Arap devrimci grupları ile Japonya, İtalya ve Almanya'daki uluslararası gizli gruplar arasındaki ilginç işbirliğini ortaya çıkardı. İki olay dünyanın ekranlarını ve gazetelerini işgal etti. Venezuelalı Carlos ismi, anıldığı her yerde paniğe yol açtı. Kara Eylül ismi, Orta Çağ'daki ‘Kara El’ benzeri bir kelimeye dönüştü.
Ne için? Bir hiç için. Kutsal bir davanın adını Kızıl Tugaylar ve Baader-Meinhof gibi kana susamışlar ve şiddet yanlısı Japon gençler ile ilişkilendirmek için. Usame bin Ladin, New York'ta verdiği zarardan ötürü mutlu oldu. Bu hasarın toplamı, borsadaki bir günlük kayıplara eşit değil. Sonra ise Usame bin Ladin bir sinema filmi gibi öldürülürken -Ömer el-Beşir’e selam olsun- Carlos Paris hapishanesindeydi. Daha sonra Eymen ez-Zevahiri, her zamanki gibi bir yoldaşın sinyaliyle Afganistan’daki balkonunda öldürüldü.
Ne için? Arap şiddeti çağı ne kazandırdı? 11 Eylül ne sağladı? Edward Said adlı bir kişi ABD’de ne başardı? George Habaş ne yaptı? Yaser Arafat bu uzun yürüyüşte ne elde etti? Münih katliamı Filistin davasını ne kadar geciktirdi? Hiçbir fayda getirmeyen bilakis felaketlere ve trajedilere sebep olan Amman'daki çatışmalardan yeni çıkmış Filistinlilere nasıl bir imaj verdi?
5 ve 11 Eylül tarihleri kanlı tarihlerdir. Münih Olimpiyatları'nda ve New York Kuleleri’ndeki Kudüs intikamı filmlerin etkisini aşmayan peşinen verilmiş bir kayıptır. Arapların İsrail'le savaşma bahanesiyle birbirlerine karşı açtıkları savaşlara benzemektedirler. Varoluş savaşında devam eden bir ulusal ergenlik trajedisidir… Her zaman Filistin'in bir parçasını savunma bahanesiyle bir parçasını rehin bırakan bir Hamas var. Her zaman Kudüs'ü Tahran'dan, Kaliforniya'dan veya Sibirya'dan kurtarmak isteyenler var. Biz esas içeride yenik düşmüşüz. İran, Kudüs'e giderken hesaplarına göre dört Arap başkentini işgal ediyor. İsmail Heniyye, Lübnan kamplarından tehditler savuruyor. Kudüs yolunun Cünye’den geçmesinde ısrar eden Ebu İyad'a Allah rahmet eylesin.