Mustafa Özcan
TT

Reşid Taşı, kimin taşı?

Eylül 2022 tarihi itibarıyla da hala ‘Reşid Taşı kime aittir?’ tartışmaları sıcaklığını koruyordu. Özellikle bu taşın sırlarının çözülmesinin 200’üncü yılı sene-i devriyesinde. Mısırlılar Napolyon Hamlesini 2002 yılında anmışlardı.  Kimileri bu hamleye özenmiş ve onu ilerlemenin gerekli bir basamağı veya altyapısı olarak görmüş kimileri de emperyalizmin ayak sesleri olarak nitelendirmiştir.  Orhun Kitabeleri gibi Reşid Taşı da Mısır’ın tarihi geçmişine ışık tutuyor.  Bu kitabe veya yazıt birkaç dilde işlenmiş. Yunan asıllı Mısırlı bir hanedanlık döneminde yazıldığı tahmin ediliyor.
Napolyon'un Mısır seferi sırasında, Fransız Ordusu'nun mühendisi Yüzbaşı Pierre-François Bouchard taşı 15 Temmuz 1799'da eski devirlere ait kale alanında kazı ve hafriyat çalışmalarına devam ederken keşfetti. Reşid (Rosetta) Şehri'nin Mısır limanı yakınındaki Fort Julien'de çalışırken onun önemli olduğunu anladı ve general Jacques de Menou'ya ibraz etti. Fransızlar bölgeye pek çok bilim adamı ve arkeolog sevk ederek, Kahire'de Mısır Enstitüsü'nü kurup, taşı oraya gönderdiler. Ağustosta oraya vardı. Eylül ayında, Fransız gazetesi Courrier de l'Egypte taşın bulunduğunu duyurdu.
Taşın ve dolayısıyla Hiyeroglifin sırrını çözen araştırmacı, 1822 yılında, eski Mısır kitabelerinin güncel Kıpti diline benzediğini ortaya koyan araştırmacı Jean-Francois Champollion olmuştur. Yazıtın Yunanca kısmını Hiyerogliflerle kıyaslayan Champollion'a, Demotik alfabesini 1814 yılında çözen İngiliz Thomas Young'ın çalışmaları da katkı sunmuş ve yardımcı olmuştur.
 17 parçadan müteşekkil Reşid Taşı günümüzde British Museum'da sergilenmektedir. Peki! Neden Mısır’da değil de British Museum'da sergilenmektedir?  İşte bu meselenin püf noktasını teşkil etmektedir. Meselenin yeniden gündeme gelmesinin ve kurcalanmasının gerisinde yatan saik ve husus budur.  Neden İngiltere ve neden British Museum?
 1801 yılında İngiliz donanması, Fransız donanmasını Ebûkır önlerinde yaktı. Donanmasını kaybeden Napolyon, Osmanlı Devleti’ni barışa zorlamak amacıyla Suriye üzerine yürüdü. Akka Kalesi’ni kuşattı. Cezzar Ahmet Paşa komutasındaki Nizamıcedit askerleri karşısında tutunamadı ve ilk yenilgisini aldı. 1801’de El-Ariş Antlaşması ile Fransa Mısır’dan çekildi.
  Osmanlı – Fransız Savaşı 1802’de imzalanan Paris Antlaşması ile sona erdi. Bu antlaşma ile Mısır Osmanlı Devleti’ne verildi. İngiltere’ye Karadeniz’de ticaret yapma hakkı tanındı.
 1801 tarihinde Fransız ordusunun müşterek İngiliz-Osmanlı kuvvetleri karşısında yenilmesi sonrasında İngiltere tek yanlı olarak Reşit Taşına el koydu ve onu İngiltere’ye taşıdı ve British Museum'da sergilemeye başladı.
 Olaydan 200 yıl sonra Reşid Taşı’nın Mısır’a iadesi için bir kampanya başlatan eski eserler uzmanı ve Arap İlimler ve Teknoloji Akademisi Eski Eserler ve Kültürel Miras Fakültesi  Dekanı Monica Hanna  mülkiyeti  müştereken Osmanlı ve  İngiltere’ye ait olan Reşid Taşının tek yanlı olarak İngilizler tarafından yağmalandığını ve bu suretle İngiltere’ye taşındığını ifade ediyor. Osmanlıların tek yanlı olarak Reşid Taşından vazgeçtiklerine dair bir emare, delil ve duyum olmadığını ve dolayısıyla İngilizlerin bu yöndeki tasarruflarının tek yanlı kaldığını ve yasadışı olduğunu ifade etmektedir. Buradan yola çıkan  Monica Hanna taşın iadesinin gerekli olduğunu vurguluyor.   Reşid Taşının British Museum’un baş yapıtı  olduğunu ifade eden Monica Hanna Taşın Mısır’a iadesi için sivil bir girişim başlattıklarını ve  Reşid Taşının sırrının  çözülmesi sene-i devriyesi münasebetiyle girişime hız verdiklerini de duyurdu.  Taşın sırlarının keşfinin 27 Eylül 2022 tarihi itibarıyla 200 yılı bulduğunu ve aştığını hatırlatmaktadır.
 Monica Hanna ayrıca 30 yıl savaşlarından sonra Batılı güçler arasında imzalanan ve etkisi günümüze kadar yayılan Vestfalya Anlaşmasında karara bağlanan hususlardan birisinin de dini ve kültürel mirasa dair eserlerin bir ülkeden bir başka ülkeye taşınamayacağı kuralının vazedilmesi olduğunu hatırlatmasıdır. Reşid Taşı meselesinde bu kuralın da ihlal edilmiş ve Vestfalya anlaşmasının sınırlarının dışına çıkılmış olduğuna parmak basıyor. Reşid Taşının İngiltere’ye götürülmesi bunun kanıtıdır.
 Konuyla alakalı olarak Türkiye’nin İngiltere’den bir talebi olup olmadığı bilinmiyor. Bununla birlikte Reşid Taşının Mısır’a iadesi, seçeneklerden en doğrusu olarak karşımıza çıkıyor. Madem ki bu yazılı tabletler ya da taşlar Reşid şehrinin kaleleri ve kalıntıları arasında veya altında kazı yapılırken keşfedildi ise hukuken Mısır’a ait olduğu en muhtemel seçeneklerden birisidir.  İngiltere ise bu çok perestişli tarihi eserleri kendi bünyesinde barındırmak ve muhafaza etmek istemektedir*.  Ama hukuken buna hakkı yoktur. Bu hususta ihkak-ı hak edilmeli ve Reşit Taşı Mısır’a ve Reşid şehrine iade edilmelidir.  
Türkiye’nin tahkim konusunda -resen kendi talebi yoksa da- Taba meselesinde olduğu gibi Reşid Taşı meselesinde de taraflara yol gösterebilir ve yardımcı olabilir.
Sonuç itibarıyla: Reşid Taşı Mukattam Dağı kadar Mısır’ındır. İngiltere Mukattam Dağını sökebilseydi onu da İngiltere’de sergilemekten kaçınmazdı. Roma İmparatorluğu’nun geride bıraktığı eserleri,  izleri, İngiltere’nin de çalıntıları var!  
*https://www.france24.com/ar 
حجر رشيد: أهم اكتشاف لفهم حضارة مصر القديمة