Cemile Bayraktar
Gazeteci-Yazar
TT

İngiltere’nin Hintli başbakanı ve ırkçılık tartışmaları

Üzerinde güneş batmayan imparatorluk, bir süredir ufak çaplı siyasi krizler yaşıyor. İngiltere’de 2016’da Başbakan David Cameron, Brexit ile AB’den ayrılma süreci sonrası istifa etmişti. Yerine gelen Theresa May 2019’a kadar azınlık hükümetiyle yönetimi sürdürdü ancak 2019’da o da istifa etti. Oldukça renkli bir başbakan olan Boris Johnson ise 2019’da May’in yerine atandı. Ve ilk seçimde Johnson ciddi bir oy oranı ile bir seçim zaferi kazandı. Ancak Brexit etkileri, COVİD 19 salgınının etkileri, İngiltere’deki ekonomik problemler ve benzeri meseleler nedeniyle istifa etmek zorunda kaldı. Akabinde İngiltere’nin en kısa süre görevde kalacak olan başbakanı iktidara geldi; Liz Truss, 44 gün iktidarda kaldı. Şimdi ise İngiltere başbakanı Rishi Sunak.
Aslında o dönem Truss ve Sunak arasındaki başbakanlık yarışında Sunak öndeydi ancak parti üyelerinin oyları sayesinde Truss başbakan oldu. Parti üyelerinin pek de isabetli bir karar vermediği ise Truss’un istifasıyla ortaya çıktı. Akabinde modern İngiltere tarihinin en genç başbakanı olan Hint kökenli Rishi Sunak İngiltere başbakanı oldu.
Sunak’ın başbakan olmasıyla İngiltere’deki ilk beklenti ekonomik temelli idi zira Johnson’ı istifaya götüren nedenlerden en önemlisi ekonomik problemlerdi. Sunak’ın daha önceden maliye bakanı olması da ekonomik problemlerin çözümünde gözlerin kendisine çevrilmesinde önemli bir rol oynuyordu. Sunak da buna bağlı olarak ilk vaatlerini ekonomi temelli oluşturdu; enflasyonu kontrol altına almak ve akabinde vergilerde indirime gitmek bu vaatlerin ilklerini oluşturmaktaydı.
Sunak’ı dikkat çekici yapan özelliklerden biri de Hint kökenli bir ailenin çocuğu olmasıydı. İngiltere’nin en önemli okullarında eğitim almıştı ve Hint asıllı bir milyarderin kızıyla evlenmişti. Şimdi ise üzerindeki güneş batmamış olsa da pek parladığını söyleyemeyeceğimiz bir İngiltere’nin başbakanı olmuştu.
Yoğunluklu olarak İslamofobi, ırkçılık, ayrımcılık gibi konular çalışan biri olarak Sunak’ın göreve gelmesiyle birlikte en fazla üzerine düşündüğüm konu Sunak’ın Hint kökenli olmasının İngiltere’de nasıl bir etki yapacağı üzerineydi.
İngiltere’de Müslüman bir belediye başkanı vardı, şimdi ise Hint kökenli bir başbakan… bu gelişmelerin olması, İngiltere’nin sömürgeci olduğu gerçeğini değiştirmese de İngiltere’de bir demokrasi olduğunun göstergesi, şu durumda eleştirilecek bir durum yok tam aksi takdir dahi edilmeli.
Peki, Sunak’ın Hint kökenli olması İngiltere için ne anlam ifade ediyor?
Sunak’ın Hintli, yani İngiltere için bir “yabancı” olması sadece benim zihnimi meşgul eden bir durum değil, en azından medya üzerinden, Hintli birinin başbakan olması sonrası “demokrasi” tartışmalarının yapılmasından bunu anlıyoruz.
Öncelikle hatırlayalım; ABD’de George Floyd’un ABD polisi tarafından öldürülmesi sonrasında çıkan eylemler İngiltere’ye de yayılmış, sömürge dönemine ait heykeller zarar görmüştü. Bunun üzerine 2021’in ilk aylarında, Sunak henüz başbakan değilken, İngiliz hükümeti ırkçılık üzerine bir rapor hazırladı, ancak bu rapor tepki almıştı. Raporda İngiltere’in artık azınlıklara yönelik herhangi bir ayrımcılık yapmadığı belirtilmişti. Ülkedeki birçok aktivist ise bu raporun doğruyu yansıtmadığını, ırkçı eğilimlerin üzerini örttüğünü iddia etmişlerdi. Nihayetinde İngiltere’de kurumsal bir ırkçılığın olmadığını söylemek zor olsa da İngiltere’nin Müslüman bir belediye başkanı, Hintli bir başbakanı olduğunu da unutmamak gerekiyor, bunlar da nihayetinde eşitliğin, demokrasinin bir göstergesi.
Bu konunun, yani “yabancılara” yönelik ayrımcılığın, Sunak’ın başbakan olmasıyla ilgisine bakacak olursak, Sunak’ın etnik kökenine az vurgu yapıldığını buna mukabil en önemli tartışmaların ekonomi üzerinden yapıldığını görüyoruz. Zaten Sunak’la ilgili atılan manşetlerde ve yapılan yorumlarda Sunak’ın Hint kökeninden çok ekonomik olarak imtiyazlı bir sınıftan gelmesine, Kral’dan daha zengin olmasına yapılan atıfları görüyoruz.
Sadece İngiltere’de değil dünyanın neresine giderseniz gidin halkların önceliği ekonomidir, İngiltere de bu öncelikten muaf değil. Çünkü insanların önceliği karınlarını doyurmaktır. Dolayısıyla demokrasi, ırkçılık gibi tartışmalar ikinci planda kalacaktır. Ancak şunu da unutmamak gerekir; ekonomi her ne kadar demokrasi, ayrımcılık tartışmalarının önüne geçse de, ekonomik problemler nedeniyle ayrımcılığa uğrayacak ilk kesim “yabancılar” olacaktır. O zaman zaten imtiyazlı bir sınıftan gelen Sunak’ın kökeni değil ancak İngiltere’de yaşayan, uğradıkları ayrımcılık nedeniyle de dezavantajlı olan, düşük gelir grubuna dahil olan  “yabancıların” kökeni, ırkçılık temelli sorgulanmaya başlayacaktır.