Cemile Bayraktar
Gazeteci-Yazar
TT

Kötülüğü konuşabilmek

Oryantalizmin en büyük kötülüğü, Batı Hristiyan dünyasının, din merkezli değil ekonomik amaçlı olarak, Doğu İslam dünyasını kendi tasavvur ettiği şekilde ele alması ve kendi kodları ile okuyarak kendi amaçları üzerinden tasvir etmesiydi. Aydınlanmanın aşırı kutsandığı Batı’dan Doğu’ya bakış nasıl ise Doğu da öyleymiş gibi tanıtıldı. Dolayısıyla Doğu sadece yeraltı zenginlikleri sömürülen bir yer olarak kalmadı aynı zamanda kültürü, dini yani kimliği üzerinden ötekileştirildi. Bu yapılırken, Aydınlanmanın tepedenci bakışıyla, din karşıtı yöntemle ve kadın konusu üzerinden oryantalist ilhamlar tercih edildi. İslam coğrafyasındaki herkes kadın düşkünü, çocuk yaşta evlilikten yana, kadın haklarını istismar eden, çoklu evliliği savunan, “çağ dışı” varlıklarmış gibi gösterildi. Buradaki problemin, herhangi bir dine, herhangi bir coğrafyaya ait olmanın kişiyi doğrudan sapık yapmadığını ısrarla anlamamakla, özellikle suçun bireysel oluşunu görmezden gelmekle, peşin hüküm vermekle alakası olduğu kadar maalesef bahsettiğimiz kadın düşmanı tavırların bazı Müslümanlar tarafından uygulamaya konulması ile de alakası var.
Kanada’da da Hristiyan okullarında, çok uzun yıllar boyunca, yerli çocukları ailelerinden ayırarak, Hristiyan yapmak için, yani bir anlamda onları “kafir olmaktan kurtarmak” için, din adına çalışan Hristiyan din insanlarının, çocuklara tacizden tutun da toplu cinayete karıştığını maalesef geç de olsa tüm dünya öğrendi. ABD’de birçok siyasetçinin ve iş insanının karıştığı, çocuk yaştaki kızların fuhuşa zorlandığı o melun olayı biliyoruz. Siyahlar Afrika’dan köle olmak üzere Batı’ya götürüldüğünde siyah kadınlara ve çocuklara beyaz efendiler tarafından tecavüz edildiği bilinen bir şeydi. Bosna savaşında, Irak savaşında, Afganistan savaşında yabancı askerlerin “bir savaş taktiği olarak” kadınlara, bir sapkınlık olarak çocuklara ve hatta erkeklere tecavüz ettiği bilinen bir şeydi, bu davaların bir kısmı görüldü, bir kısmının üzeri kapatıldı hatta yakın zamanda bu askerlerden birini Trump affetti. Ukrayna savaşından kaçan kadınlara, güya iyi niyetle evlerini açmak istediğini söyleyen misafirperver bazı Batılılar, kadınlara tecavüz etmeye kalktı. Suriye savaşından kaçan çocuk yaştaki kızlar, ikinci üçüncü eş olarak “alınıp satıldı.” Vatikan’a çok eleştirilerden biri, din adamlarının çocukları taciz ettiği ve bu davaların çoğu kez üzerinin örtüldüğü… Bu ve benzeri berbat durumları maalesef bölge, din, millet farkı olmaksızın yaşıyoruz. Dolayısıyla, bu denli kötülük karşısında, kötülüğe isyan edenler, kötülüğün doğrudan failini hedef alıyor ama tek onu hedef almıyor, suçları olsun ya da olmasın onların ait olduğu milleti, dini, coğrafyayı tümden hedef alıyor. Ve bunun yanlış bir yöntem olduğunu söylemeniz de maalesef kadın ve çocuğa yönelik tacizi onaylamışsınız şeklinde yorumlanıyor, infial bu şekilde artarken maalesef kötülük engellenmiyor, bir parlayan ve bir sönen nefret tohumları ortaya saçılıyor. Yineleyeyim; çocuk tacizinin her yerde olduğunu söylemek, çocuk tacizine destek vermek değildir tam aksi bu kötülük o denli yaygın ki, hep birlikte mücadele etmeliyiz demek, en azından benim demeye çalıştığım o.
Müslümanlar ve çocuk yaşta evliliğin sık sık yan yana kullanılması, maalesef gerçeği yansıtmayan bir anlayışın sonucu… Yazının başında oryantalizmden bahsetmiştim, oryantalizm dahi tümden kötü değil, İlahiyat alanında ihtisas yapan biri olarak oryantalistlerin, bizim değimimizle müsteşriklerin, çok sayıda eserinden faydalandım, faydalandık. Ancak hayırlı sonuçları yapan araştırmacılar olduğu kadar, bunu Edward Said’in bahsettiği oryantalist niyetlerle yapanlar da var. Dolayısıyla, İslam’da çocuk yaşta evlilik vardır ezberinin altında kalıyoruz, ki bu doğru bir şey değil. Herhangi bir sapkın, bu meseleyi kendine referans alıyorsa bu onun dindarlığından ya da dinden kaynaklanmaz, sapkınlığına meşruluk kazandırmak amacıyla yaptığı bir şeydir ama nihayetinde bu eylemi gerçekleştiriyorsa bu kişi su katılmamış bir sapkındır.
Bakalım İslam’a göre evlilik yaşı neymiş?
Hazır yazılmışı varken tekrar yazmayacağım özetle şöyle; reşit olmadan yani iyiyi kötüden ayıracak durumda olmadan bir kadın evlenemez ve o yaş, buluğa girme yaşı değildir zira buluğ yaşı bazen 12-13 bile olabilir ancak bu çocuğun reşit olduğu anlamına gelmez. Ayrıca evlilik/nikah bir akittir, dolayısıyla akit yapacak kişinin reşit olması gerekir. (Konuyla ilgili daha detaylı bilgi için https://www.indyturk.com/node/585801/haber/6-ya%C5%9F%C4%B1ndaki-%C3%A7ocu%C4%9Fun-cinsel-istismar%C4%B1yla-ba%C5%9Flayan-tart%C4%B1%C5%9Fma-i%CC%87slama-g%C3%B6re-evlilik )
Maalesef yaşarken insanı insanlığından utandıracak taciz eylemlerinin vuku bulduğunu duyuyoruz. Bu olay karşısında tacizi, tacizciyi, mağduru baz alıp, suçlunun cezasını çekmesi, mağdurun hakkının korunması ve bu olayların bir daha vuku bulmaması için adımlar atılması gerekirken maalesef toplu suçlamalara, yersiz ithamlara, dine saldırılmasına maruz kalıyor ya da suçlunun dindar bir kimliği var diye doğrudan onu savunmaya kalkıyoruz. Ben, meselelere bu şekilde yaklaşan kalabalıkların ne tacizi dert edindiğini ne de mağduru koruyup, bir daha mağduriyet yaşanmasın diye uğraştığını düşünüyorum ve hatta dini güya koruduklarını zannederken ona daha çok zarar verdiklerini de düşünüyorum. Bu, daha çok geçmişten gelen birtakım nefretlerin fırsat bu fırsat kusulması gibi… maalesef tacize bu şekilde yani, “dindar diye saldırıyorsun o yapmaz” ya da “dindar olduğun için sapıksın” şeklinde yaklaşılırsa daha fazla taciz için imkan oluşmuş olur.
Bir kiliseden, bir dini topluluktan, herhangi bir coğrafyadan bir çocuk tacizcisi çıkabilir, bu o milletin, o dinin sapkın olduğunu göstermez ve aynı zamanda bir sapkın, herhangi bir millete ya da dine ve yahut gruba ait olduğu için savunulamaz. Suçun bireysel olduğunu, insanın çiğ süt emmiş bir varlık olduğunu unutmadan ve özellikle bazı sapkınlar, sapkınlıklarını örtmek için dini kalkan olarak kullanıyorsa, en başta inananlar olarak, sapkını işlediği suç nedeniyle yargı önüne bırakmaktan başka çare yok. Zira görüldüğü gibi herhangi bir sapkın, işlediği suçu din kisvesi altında meşrulaştırmaya çalışırken kendi hastalıklı hallerinin faturasını, hiçbir günaha bulaşmamış masum insanlar ve iyiliği emreden din çekmek zorunda kalıyor.
Ha, ufak bir şerh düşmek gerekirse; insanlar, başlarına bu şekilde olaylarla ilgili iftira gelmesinden korkuyorsa, o halde hukuken reşit olmayan kadınla, çocukla evlenmeyeceksin, bırak evlenmeyi, yalnız başına bir mekanda kalmayacaksın, nefsine hakim olacaksın, kendi başını da, aidiyet duyduğun kutsalın başını da yakmayacaksın.
Allah cümlemizi böyle işlerden muhafaza etsin, elbette bizler de kendimizi…