İmil Emin
Mısırlı yazar
TT

Asya ve askeri stratejik tuzak yılı

Yeni yılda Doğu Asya ülkeleri için stratejik askeri tuzak derecesinde bir plan mı var?
Birkaç gün önce sona eren yılın son günleri ve saatlerinde askeri sahnede yaşanan gelişmeleri takip eden biri, anlaşmazlığı şüphe götürmez bir şekilde askeri bir çatışmaya doğru itenlerin olduğunu neredeyse kesin bir şekilde söyleyebilir.
Kuzey Kore lideri Kim Jong-un, yılbaşı gecesi Kuzey Kore İşçi Partisi Merkez Komitesi'nin 6. Genel Kurul toplantısında yaptığı konuşmada, ABD'yi Japonya ve Güney Kore ile ittifakını güçlendirme bahanesiyle "NATO'nun Asya versiyonu" diye tanımladığı bir yapı oluşturmakla suçladı.
Ülkesinin tüm güç ve zenginliklerini tekeline almış lider, Pyongyang'ın askeri gücünü, özellikle nükleer gücünü tahkim etme kararını bunun için mi verdi? Kendi ifadesiyle savaş olasılıklarını dizginlemek, barış ve istikrarı korumak için mi?
Kuzey Kore sahnesi retorik açıklamalar ve teorilerle yetinmedi, aksine yılın ilk gününde Japon Denizi'nde dikkatle belirlenmiş hedeflerini vuran yeni balistik füze testleri ile bunun ötesine geçti.
Güney Kore’nin bu testlere karşı elleri bağlı oturması mümkün değildi, o da Kuzey komşusunu nükleer silah kullanma girişiminin rejiminin sona ermesine yol açacağı konusunda uyardı.
Diğer yandan Seul, Doğu Asya'yı dolduran askeri seferberlik sahneleri kapsamında, son aylarda halkını endişelendiren bir olgunun gizemini açıkladı. Endişenin nedeni ülkenin semalarında görülen ürkütücü ışıklardı. Güney Kore Savunma Bakanlığı, sırrı açıklayarak bir uzay casus gücü oluşturma ve ülkenin savunmasını güçlendirme çabaları kapsamında katı yakıtlı bir uzay roketinin gizlice test edildiğini duyurdu.
Son birkaç gün içinde Güney ve Kuzey Kore'yi aşarak, Moskova ve Pekin'e uzanan geniş çaplı savaşa yol açacak bir silahlı çatışma penceresi mi aralanmıştı?
Büyük ihtimalle durum böyle. Zira 26 Aralık'ta Kuzey Kore insansız hava araçları, Güney Kore hava savunma sistemi ile orada konuşlanmış ABD hava savunma sistemi kalkanını aşmayı başardı. İşte soru işareti de burada yatıyor: Seul, toprakları üzerinde uçan Pyongyang İHA’larını tespit edemedi mi? Bunların tespit edildikleri kesin ama askeri çatışmaya ilişkin siyasi karar henüz verilmiş değildi. Belki de mesele Asya'da kapsamlı ve eksiksiz askeri orkestra bir anda çalmadan önce Pyongyang'ın İHA’larının gücünün boyutlarını keşfetme çabasıydı.
Güney ve Kuzey Kore'den sahnenin daha da bulanıklaştığı Japonya'ya geçelim… Geçen Aralık ayında Tokyo, Asya NATO’su fikrini destekleyecek şekilde 320 milyar dolar değerinde ve İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en büyük askeri harcama planını açıkladı. Planın hedefi, Çin'i vurabilecek füzeler satın almak, bölgesel gerilimler ve Rusya'nın Ukrayna'daki askeri operasyonu genişletilmiş bir savaş korkusunu körüklerse, ülkeyi olası bir çatışmaya hazırlamak.
Tokyo'nun gelecekteki füzeleri, 2030 yılına kadar 2 bin kilometre menzile varacak füzelere ek olarak 3 bin kilometre menzile sahip diğer hipersonik füze türlerini kapsıyor. Bu sayede Tokyo, 2035 yılında Kuzey Kore'deki herhangi bir yeri ve Çin'in bazı bölgelerini vurabilecek.
Asya'daki son askeri hamleler, askeri açıdan Ukrayna'da olup bitenlerden ayrı tutulamaz. Ama Çin-Rusya yakınlaşmasının neden olduğu siyasi kaygılar da dışlanamaz. Tüm bunlar komplolara ve Moskova ile Pekin'i daha derin ve tehlikeli bir tuzağa çekme bahislerine kapı aralıyor.
Ancak iddia edilen tuzağa çekme sahnesinin derinliğine ve arka planına girmeden önce askeri tuzak bahsini besleyen bazı ABD açıklamaları üzerinde durmalıyız.
ABD Dışişleri Bakanlığı yıl bitmeden önce, Çin-Rusya ilişkilerinin güçlenmesi olarak adlandırdığı şeyle ilgili endişelerini dile getiriyordu. Pekin’i Ukrayna krizinde tarafsız olmamakla suçluyordu. Hatta Ukrayna'ya karşı savaşında Rusya'ya askeri yardım sunmasının sonuçları konusunda onu uyarıyordu.
Sam Amca'yı rahatsız eden ve onu Kuzey Kore liderinin dediği gibi; bir yandan bir Asya NATO'su inşa ve teçhiz etmeye, diğer yandan Doğu Asya’yı büyümesini ve ortaklıklarını sekteye uğratacak Amerikan Yüzyılı, karada, denizde ve havada yüz yıllık mutlak ABD hakimiyeti planının uygulanmasına olanak tanıyacak, bölgesel savaşlarla oyalamaya çalışmaya sevk eden nedir? Neden ise açıkça görüldüğü üzere Moskova ve Pekin’in kendilerini ABD ve müttefiklerine karşı jeopolitik bir karşı ağırlık olarak sunmalarıdır.
Bu ağırlık, geçen yılın son haftasında Doğu Çin Denizi'nde yapılan deniz tatbikatları gibi günden güne sahada ortak askeri tatbikatların temsil ettiği fiili adımlar atıyor. ABD'nin endişeleri, Putin ile Şi Cinping arasında gerçekleşen ve Çarın uluslararası sahnede iki ülke arasındaki koordinasyonun adil bir dünya düzeninin kurulmasına hizmet ettiğini vurguladığı video konferans görüşmesinin ardından derinleşti. Rusya-Çin ilişkilerinin ve büyümesinin, Batı NATO’su ile jeopolitik gerilimlere açık bir meydan okumayı ortaya çıkardığı, tek başına küresel güç unsurlarını tekelinde tutma gücünü azalttığı, Başkan Biden yönetimi için bir sır değil.
Bu verilerin doğrıltusunda uzmanlar ürkütücü bir şekilde, iki Kore arasında daha önce Vietnam'da olduğu gibi Washington'ın doğrudan müdahil olmayıp, Kuzey Kore karşısında Güney Kore'yi desteklemekle yetineceği şiddetli bir çatışma yaratma planlarının mı olduğunu sorguluyorlar. Çin ve onu Rusya ile Ukrayna arasında yaşanana benzer bir savaşın içine çekme çabası ise böyle bir çatışmanın uzak hedefi olacaktır.
Buradan çıkan anlam ve önerme, Rusya'nın Ukrayna'da oyalanacağı ve aynı modelin Çin'e de uygulanacağıdır.
Bu uygulanabilir bir senaryo mu?
Şi Cinping'in yılbaşı konuşmasını dinleyenler, özellikle koronavirüs vakalarının yeniden artışa geçmesinin ardından Çin'in en iyi durumunda olmadığını anladılar.
Asya, 2023'ün askeri açıdan yumuşak karnı mı ve önümüzdeki dönem onu kışkırtma ve tehlikeler mi bekliyor ?