Abdullah Raddadi
Suudi araştırmacı ve ekonomi uzmanı
TT

Gölge ekonomi

Gölge ekonomi, hükümetin hacmi ve değerleri hakkında bilgisi olmadığı bir dizi ekonomik faaliyet olarak tanımlanmaktadır. Bu faaliyetler genellikle devlet vergilendirmesi kapsamı dışında gerçekleştirilir. Gölge ekonomi; kayıt dışı ekonomi, alternatif ekonomi, paralel ekonomi ve resmi ekonomiye benzeyen ancak hükümet çerçevesi ve kontrolü dışındaki bir ekonominin varlığını simgeleyen başka isimler gibi bir dizi adla ifade edilmektedir. Bazılarının aklına kayıt dışı ekonominin başlıca örnekleri olarak uyuşturucu ve insan kaçakçılığı gibi suç niteliğindeki faaliyetler gelebilir. Ancak suç niteliğindeki faaliyetler, kayıt dışı ekonominin en büyük bölümünü oluşturmaz. Kayıt dışı ekonomik faaliyetler daha ziyade resmi açıklama olmaksızın şirketler ve bireyler tarafından uygulanan normal ve olağan uygulamalardır.
Bu faaliyetleri açıklayacak pek çok örnek var. Ücretini nakit olarak alan taksiciler, işyeri ya da bahçe veya ev hizmetlerinde çalışan ve ücretini genellikle nakit alan geçici işçiler ve resmi satış faturası düzenlemeyen restoran ve kafeler buna örnektir. Bu faaliyetlerin çoğu arasındaki ortak faktör, bankalar aracılığıyla ödeme yapılmayıp nakit bir işlem olmasıdır. Dolayısıyla ekonomide nakit kullanımının sık olması kayıt dışı ekonominin boyutunun en önemli göstergelerinden biri olarak kabul edilebilir.
Kayıt dışı ekonominin boyutu küçümsenemez. Zira sözde aşılması zor sıkı denetime tabi sistemlere sahip olan gelişmiş ülkelerde, kayıt dışı ekonominin boyutu milli hasılanın yüzde 10'u ile 25'i arasında değişiyor. Örneğin İtalya'da bu ekonominin büyüklüğü milli hasılanın yaklaşık yüzde 23'üne tekabül ederken, bu oran Fransa'da yüzde 13'e, İngiltere'de ise yüzde 10'a düşüyor. Bu, bu ülkelerin ekonomilerine kıyasla çok büyük oranlardır. Gelişmekte olan ülkelerde kayıt dışı ekonominin oranının yüzde 50'yi geçtiği tahmin ediliyor. Bazı Afrika ülkelerinde bu oran yüzde 70'i geçebiliyor. Kayıt dışı ekonominin boyutunu tahmin etmenin çok zor olduğuna burada dikkat çekmekte fayda var. Zira tanımından da anlaşılacağı üzere hükümet çerçevesinin dışındadır. Bu yüzden, bu konuda çok sayıda tahmin yapılır ve genellikle farklı veri ve sayılar çıkacak şekilde birçok yoldan hesaplama yapılır.
Peki, hükümetler neden kayıt dışı ekonomiyle savaşmaya, ya da en azından boyutunu küçültmeye dikkat ediyor? Hükümetleri bunu yapmaya iten çok sayıda ekonomik ve sosyal neden var. Ekonomik açıdan konuşacak olursak; vergi düzenlemelerine uymayan şirketler ve bireyler, uyanlara göre daha düşük bir maliyetle karşı karşıya kalırlar ve bu yüzden hizmet ve ürünlerinin fiyatları genellikle vergilerini ödeyenlerden daha düşük olur. Bu da ekonomideki rekabet terazisini bozar ve vergilerini ödeyen firma ve bireylerin zarar görmesine neden olur. Sosyal açıdan bakıldığında, bu ekonomide çalışan ve maaşlarını genellikle nakit olarak alan bireyler, diğerlerine göre iş açısından daha fazla riske maruz kalmaktadır. Zira herhangi bir nedenle çalışmayı bıraktıklarında kendilerine düzgün bir yaşam sürmelerini garanti eden emeklilik veya maaş sistemlerine kayıtlı değillerdir. Pandemi sırasında olduğu gibi krizler yaşandığında genellikle hükümetlerin hesaplamalarının dışında kalırlar.
Kayıt dışı ekonominin, yüksek vergiler nedeniyle bazı işletmeleri kârsız hale getiren vergi artışları da dahil olmak üzere, şirketleri ve bireyleri faaliyetlerini bu ekonomi üzerinden yürütmeye iten teşvik edici yönleri vardır. Gelir beyanının ve vergi sistemlerine kayıt olmanın zorluğu en büyük sebeplerden biridir. Buna ek olarak bazı düzenlemelere uymanın zorluğu ve resmi ruhsat alma sürecinin karmaşıklığı, bazı şirket ve bireylerin daha kolay yolu seçip bu faaliyetlerini tam olarak açıklamamalarına neden olmaktadır.
Hükümetlerin bu teşvik edici yönleri fark etmesi çok önemli. Çünkü çözüm bu yönleri halletmekte yatıyor. Birçok hükümet bu uygulamaları engellemek için para cezaları yöntemini kullanıyor. Pek çok tecrübe, her bir uygulamayı teşvik edici yönlerine ve nedenlerine göre tasnif eden başka araçlara kıyasla bu araçların zayıflığını kanıtlamıştır. Ayrıca diğer ülkelerde uygulanan başarılı çözümleri takip etmek benzer sonuçlar vermeyebilir. Örneğin, herhangi bir ülkede bu ekonomiye yönelmenin sebebi, hayatını resmi olarak kazanamayacak durumda çok sayıda yasa dışı göçmen olabilir. Başka bir ülkede bunun nedeni, vergi sistemlerinden halkın duyduğu hoşnutsuzluk olarak ön plana çıkabilir. Bir diğer ülkede bunun nedeni, şirketlerin ve bireylerin hükümetin gelir beyanı metodolojisini anlamaması olabilir.
Hükümetlerin kayıt dışı ekonomiyle mücadele ederken çektiği sıkıntılar on yıllardır devam ediyor ve iki ana nedenden dolayı gelecekte de artmak üzere. Birincisi, işsizleri geçimlerini kayıt dışı yollarla kazanmaya mecbur bırakan ekonomik durgunluk ile kayıt dışı ekonomi faaliyetleri arasındaki doğrudan ilişki. İkincisi ise, insanların hizmetlerini veya mallarını devlet kontrolünden uzak platformlar ve uygulamalar aracılığıyla sunmasını kolaylaştıran paylaşım ekonomisinin araçları gibi insanların kayıt dışı geçimlerini sağlamalarına yardımcı olan araçların sayısının artması. Bu, değeri ile ilgili tüm belirsizliklere rağmen kayıt dışı ekonominin önümüzdeki yıllarda hacminin artmak üzere olduğunu gösteriyor.