Maha Muhammed Şerif
TT

Soğuk Savaş mesajları

Pekin ile Washington arasındaki dünyanın ekonomik liderliği mücadelesinin yoğunlaştığı bir zamanda, Çin balonunun Amerikan hava sahasını ihlal etmesi, geçici bir olay değil. Çin, olayı teknik bir hatanın sonucu şeklinde izah etse ve balonun ABD gibi bir süper gücün sınırlarını ihlal etmesinin arkasında askeri veya siyasi bir amacın olmadığını söylese de, balon hadisesinin, Pelosi'nin Tayvan ziyaretiyle Washington'un uyguladığı egemenlik ihlaline, ABD'nin egemenliğinin ihlal edilerek verilmiş bir karşı mesaj olması muhtemel. Hele de çok kutupluluğa yönelim nedeniyle dünyanın tehlikeli bir dönemden geçtiği göz önüne alındığında. Bu da, benzer olaylar sadece bir soğuk savaşın başlangıcı olacağı için iki tarafın her türlü hamlesini daha da hassas kılıyor. Zira Asya ejderhası, iki dev arasındaki silahlanma yarışında tehlikeli ve ileri bir noktaya ulaştı. ABD ise mutlak güvenlik olasılığını ortadan kaldırdı. İki dev de Soğuk Savaş'taki zaferlerinin faydalı olacağını anladı. Asıl amaca uygunsuzluğu ve hukuka aykırı olması nedeniyle siyasi eylemi dayatan yetkililere itaatsizlik olgusu kendisini gösterdi. Bu anlamda bundan sonra olaylar bir daha eskisi gibi olmayacak, aksine tarih tekerrür edecek.
Aslını söylemek gerekirse, güç ve denge arayan Çin'in, güç ve güvenlik arayan ABD ile buluşmaktan başka seçeneği yoktu. Berlin Duvarı'nın ve ardından Sovyetler Birliği'nin yıkıldığı seksenlerin sonlarında, Washington ile ittifakının ardından Pekin'in Moskova'dan uzaklaşması Washington için bir kazançtı. Buna karşılık Çin, 30 yıldan kısa bir süre içinde birinci sınıf bir dünya gücü olarak yükselmeye başladı ve Batı ile yakınlaşıp, Sovyet imparatorluklarından uzaklaştı. Çok çalıştı ve en büyük sürprizleri gerçekleştirdi, yüzde 11 ile dünyanın en yüksek büyüme oranını kaydetti. Sistemini reforme etme tünelinden çıkarak karar verme merkezlerine, açılıma, Çin işi ve Batı teknolojisi yaklaşımına ulaştı. Öyle ki ekonomik açıdan ABD ve Avrupa’ya denk bir konuma geldi.
Çin, gerçekçiliğe ve siyasi adımlara doğru ilerleyen daha istikrarlı bir aşamaya girdi. Özgürlüğün, güç üretmek için gerekli olduğunu ve demokrasisiz bir kapitalist güç olması gerektiğini anladı. Pazar sosyalizmi, bu kompleksle yüzleşmenin yeni terimiydi. Bugün siyasetçiler ve onlarla birlikte BM Genel Sekreteri Antonio Guterres bir soğuk savaş olasılığı konusunda uyarıyor. Çin ile ABD'yi son derece etkili iki ülke arasındaki sorunlar gezegenin geri kalanına yayılmadan önce aralarındaki tamamen bozulmuş ilişkiyi onarmaya çağırıyor. Peki devam eden siyasi anlaşmazlıklar göz önüne alındığında, iki ekonomik süper güç iş birliği yapmalı mı?
Birkaç yıldır Batı, olağanüstü bir rekabet gücüne ve nüfuzunu ekonomik olarak genişletmek için azimli bir ruha sahip olduğunun farkına varmadan, bu devasa ejderhayı kışkırtmaya çalışıyor. Çin bu konuda başarının açıkça görüldüğü büyük bir zafer kaydetti ve tüm Çin endüstrilerine modern teknolojiyi aktarmaya devam etti. Tüm bunları bir arada ele alırsak Pekin’in, Soğuk Savaş sırasında Moskova ve Washington ile birlikte bir stratejik üçgen oluşturmayı ve daha sayısız hedefi gerçekleştirdiğini söyleyebiliriz. Çin balonu krizi, geçen ay Kongre'ye sunulan ve "ABD'nin düşmanlarının ülkeyi gözetlemek için gelişmiş hava teknolojisi kullanması" olası olayları belirleyen gizli bir raporun ardından geldi. ABD Başkanı Joe Biden, dışarıda Pekin ile rekabet etme ve onun küresel meseleleri yeniden şekillendirme çabalarını engelleme çağrısı yapan bir ulusal güvenlik stratejisi yayınladıktan sonra, Çin hükümeti, ABD'yi soğuk savaş başlatmakla suçlamış, iki ülke arasındaki gergin ilişkileri düzeltmek için çaba gösterilmesi çağrısında bulunmuştu. Başka bir deyişle, Soğuk Savaş hiç bitmedi, ABD semalarında günlerce süzülen Çin balonunun hikayesi, yansımaları devam ettiği için iki ülkenin tarihinde asılı kalacak.