Cibril Ubeydi
Libyalı araştırmacı yazar
TT

Tunus ve ‘İhvansız’ parlamento

Yeni bir parlamento kara 10 yılı bitiriyor. Nahda Hareketi’nin Tunus'u yöneterek ülkeyi ve halkı iflas ettirdiği bu 10 yıl, Raşid el-Gannuşi başkanlığındaki parlamentoyu felç eden bir siyasi tıkanıklıkla son buldu. Nahda Hareketi, siyasi camia ve halk tarafından dışlandıktan ve hatta destekçileri ortadan kaybolduktan sonra klinik olarak ölü kabul edildi. İlk parlamento oturumunun başlatılması, klinik ölünün defnedilme tarihini ilan etmekle eşdeğerdi.
Tunus, İhvan-ı Müslimin’in (Müslüman Kardeşler) tortularından arındırılmış parlamentosunu seçti. İhvan’ın destekçilerinden geriye kalanlar, bu parlamentonun zayıf olduğunu ve ‘sadece cumhurbaşkanının emirlerini yerine getirecek bir oda olacağını’ iddia ediyorlar. Bu, Nahda Hareketi’nin ve seçimlere aday olan diğer destekçilerinin başarısız oldukları ve kaybedeceklerini önceden bildiklerini gösteriyor. Nahda Hareketi’nin destekçileri, Nahdacıların üçüncü ve dördüncü saflarından adaylar içinde saklansa bile Tunus halkı onları fark etti. Şimdi geriye İhvan’dan arındırılmış yeni parlamentoya şüpheli damgası vurmak için kullandıkları bu sahte sloganlardan başka bir şey kalmadı.
Modern dönemde ilk Tunus parlamentosunun kuruluşu, Muhammed es-Sadık Bey tarafından atanan 60 kişiden oluşan Büyük Konsey'i oluşturduğu 19. yüzyılın ortalarına kadar uzanıyor. Bu, Tunusluların zaman ve tarih içinde şekillenen parlamenter deneyimlere sahip olduklarını gösteriyor.
Yeni parlamento, adayların parti üyeliğine bakılmaksızın bireysel listelerin içinden seçilmesiyle oluşturuldu. Bu yüzden çoğunlukla bağımsızlar. Nahda Hareketi ve diğerlerinin yer aldığı muhalefetin çatı oluşumu Ulusal Kurtuluş Cephesi ise yeni parlamentoyu tanımama kararı aldı.
Yeni Tunus parlamentosu, yeni bir görünüm ve yasalarla oturumlarına başladı. Yeni çıkarılan yasaya göre milletvekilleri dokunulmaz değil ve milletvekillerine tanınan yasama dokunulmazlığı da yok. Ayrıca vatandaş, görevini yapmadığı takdirde milletvekilini görevden alma hakkına sahip. Bu, milletvekillerinin performansını artıracak ve onların milletvekili dokunulmazlığı ile korunan bir grup insana dönüşmesini engelleyecek bir adımdır ve ayrıca parlamentoyla ilgili bir emsal niteliğindedir. Yasa, ‘dürüstlük görevini ihlal etmesi veya parlamento görevlerini açıkça ihmal etmesi durumunda, seçim bölgesindeki milletvekilinin vekilliğinin düşürülebileceğini’ belirtmektedir. Ayrıca Anayasa'nın 66. maddesinde yasa ‘meclis içinde işlenen iftira, hakaret ve karşılıklı şiddet suçları söz konusu olunca milletvekilinin dokunulmazlığının olmadığını ve meclisin normal işleyişini bozması durumunda da dokunulmazlığının olmayacağını’ ifade etmektedir.
Muhaliflere göre bunlar parlamentoya pranga vuran yasalar. Ancak aslında bunlar, oyalanmayı, hakareti, karşılıklı laf dalaşlarını ve parlamento oturumlarının özel ve hizipsel çıkarlar için sekteye uğratılmasını önleyecek yasalardır.
Gençlerin 70'ten fazla sandalye elde edebildiği yeni Tunus Parlamentosu ile başta Gannuşi ve önceki parlamento oturumlarındaki Abdulfettah Muru gibileri olmak üzere koltuklarına Nahda yaşlılarının hakim olduğu eski yaşlı yapıyı değiştiren yeni gençlik kanı harekete geçti.
Yeni parlamentonun, İhvan’ın yolsuzluğuyla geçen 10 yılın ardından siyasi ve ekonomik reformlarla ilgili tartışması gereken birçok meselesi olacaktır. İhvan’sız Tunus Parlamentosu, kara 10 yılın doğal bir sonucuydu. Nahda Hareketi bu süre zarfında hüküm sürdü ve parlamento ve hükümet üzerindeki kontrolünü sıkılaştırdı. Hem hasım hem hâkimdi. Gannuşi’nin, Tunus Cumhurbaşkanı’nı Kartaca Sarayı'nda tecrit etmeye ve görevlerini törensel işlere, karşılamalara ve konuk cumhurbaşkanlarına veda etmeye indirgemeye çalışmasının ardından anayasal hukuk zekasıyla Cumhurbaşkanı Kays Said işe el atarak, Tunus Cumhurbaşkanlığı’nın rolünü ve görevlerini anayasaya uygun bir şekilde geri kazandırmayı başardı. Böylece Nahda kendisini gözünden kaçan anayasal bir çıkmazda buldu.
Yeni parlamentonun İhvan'sız olması, Tunus halkının İhvan ve takipçilerinin sayfasını kapatmak için yeni parlamentoya oy vermesinden kaynaklanıyor. Yani en nihayetinde, üçüncü cumhuriyeti gerçekleştirmek için galip gelen Tunus halkının iradesiydi.
Nahda Hareketi’ndeki İhvan liderlerinden El-Afas gibi bazı Nahda liderlerinin kurşun atmakla tehdit etme noktasına varan ateşli açıklamalarına, ‘adaletsizlik’ sloganlarının arkasına saklanılmasına ve Tunus devletine karşı dışarıdan cesaret bulunmasına rağmen, Nahda ve liderleri iktidara geri dönemediler. Parlamentodaki tüm sandalyelerini kaybettiler. Sokağı kontrol etmeyi veya etkilemeyi bile başaramadılar. Tunus halkı için Nahda, herhangi bir siyasi denklemin dışında kaldı.