Mişari Zeydi
Suudi Arabistanlı gazeteci- yazar
TT

Muhammed bin Raşid’in konuşması

Çağdaş Arap asrında en güzel yönetim tecrübesine sahip biri bir görüş beyan ettiği zaman buna kulak vermek gerekir.
Hem Birleşik Arap Emirlikleri’ne hem de Araplara ilham kaynağı olan Dubai mucidi Şeyh Muhammed bin Raşid el-Mektum’un açıklamalarını okurken sizi böyle bir duygu kaplayacaktır.
Şarku’l Avsat Genel Yayın Yönetmeni Gassan Şerbil tarafından gerçekleştirilen röportajda Şeyh Muhammed, kronik Arap hastalığını iyileştirme noktasında açık ve düzgün Arap lisanıyla hastalık ve ilaçtan bahsetti.
Kendisine “Bu yıkıcı çatışmaların girdabında Ortadoğu’nun gelişmesi ve yatırım çekmesi mümkün müdür?” sorusu yöneltildi.
Bu soruya yıllar öncesinden söz konusu çatışmaları haber veren birisiymiş gibi cevap verdi:
“Bölgemizdeki gerginlik yeni değil. Neredeyse 40 yıldır devam eden bir durumdur.”
Bu söz doğrudur. Fakat o, hem kalkınma hem de devlet adamı gözüyle yaptığı konuşmanın devamında şunları söyledi:
“Yatırımcılar, devletlerin güçlü bir hafızaya sahip olduğunu bilir. Kârlı yatırım sürdürülebilir yatırımdır. Bu yatırımlar, gerilim ya da geçici olay anındaki verileri göz önünde bulundurmaz.”
Burada vur-kaççı ya da fırsatçı grupla daimi stratejik yatırımcı arasındaki farka net bir şekilde işaret edilmektedir. Devlet, fırsatçılarla daimi stratejik yatırımcıyı birbirinden ayırmaktadır. Devlet, bilinçli ve canlı bir hafızaya sahiptir.
Örneğin; Şeyh Muhammed bin Raşid’in belirttiği gibi geçici bir olayda vizyon gemisinden atlayanlara karşı Suudi Arabistan devletinin nasıl bir tutum sergilemesi bekleniyor?
Geçici olaylar, gerilimler ve çatışmalar, Ortadoğu’nun bir parçasıdır. Bunun değişmesini ümit ediyoruz. Fakat bu, ancak alternatif bir unsur oluşturmakla değişecektir. Bu alternatifin merkezinde dini ve etnik çatışmalar yerine kalkınma ve modernleşme yatıyor. Devlet mantığı, milis mantığına üstün gelmelidir.
Kalkınma ve devlet adamı, durumu bize daha fazla açıkladığı sözlerinde şunları dile getiriyor:
“Çatışmaların modernleşme ve gelişmeyi daha da teşvik edeceğini düşünüyorum. Eski yöntem ve eski düşünme şekilleri, farklı bir yöntem ya da farklı bir düşünme şekli üretebilir mi?”
İşte bu, bilinçli akıl ve iyimser bir ruhtur. Ve krizleri fırsat olarak görmektir.
Şeyh Muhammed bin Raşid, yılların tecrübesine dayanarak Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamalarını şu ifadelerle sonlandırıyor:
“(Malta’da ezan okuyan birisi gibi) Arap atasözü sık sık aklıma gelir. 20 yıldan fazla süredir tehlikeli durumlara karşı değişimin ve modernleşmenin gerekli olduğuna dikkat çekiyorum.”
Başarılı Arap liderin düşüncesindeki gerçek Arap Baharı, geleceğe yönelmek, üretken, yaratıcı ve yaşam dolu bir nesil yaratmaktır. Burada öfke, savaş ve fitne sonbaharından değil de bahardan konuşulabilir.
Başarılı çalışmalar gerçekleştiren Muhammed bin Raşid’in görüşleri kabul ve takdir edilmeye layıktır.