Abdurrahman Şalkam
TT

Coğrafyanın topları ve tarihin siperleri

Savaş, dünyadaki yürüyüşlerinin başlangıcından beri varlıkların ilkidir. İlk hançer taştan yapılmıştı, ancak dağlar ya da sular tarafından değil, toprak üzerindeki yürüyüşünün başlangıcında insan tarafından yontuldu. Bugün Ukrayna ile Rusya arasında sürmekte olan süslü savaş, susan, patlayıcılı dilini yutan, ancak yeniden uyanıp sönen bir ateşi üflemesi için dişlerini sıkan bir zaman arasındaki yüzleşmedir. Bu ateşin alevleri böylece zamanı bastıran etkisinin yerleştiği, coğrafyanın kıvrımlarına gömülü ve tarihin katmanlarında katılaşan toprağa kadar uzanır. Polonya, toprağın açığa çıkardığı, kafaları ve haritaları uçuran bir tetikleyiciye dönüştüğü topraktır. Birinci ve İkinci Dünya Savaşları, Polonya'nın içinden veya onun üzerinden kuvvetlerin ateşlediği toplarla başladı. Siyasi liderler ile askeri generalleri haritaların boylam ve enlemleri harekete geçirir, ancak hırsların kendi haritaları, boylam ve enlemleri vardır.
Batılı demokratik ülkeler, Adolf Hitler'in hırslarını kabul ederek, talep ettiği Çekoslovakya topraklarını ona verdiler. Bu talebinin bahanesi, anavatanından koparılan Alman topraklarıydı. İngiltere Başbakanı Chamberlain, Münih'teki ateşkes anlaşmasının ardından Almanya'dan dönen uçağının merdiveninden inerken elindeki barış belgelerini sallamıştı. İngilizler, ilerleme ve refah alanını genişletecek Avrupa barışı umuduyla rahat bir nefes almışlardı. Ama Polonya daha sıcaktı. Coğrafyanın laneti, hırslı liderlerin kafalarının içindekilerle doldurulmuş top güllelerinin etkisine sahipti. Kumar kartları yeşil örtülü masalar üzerinde oynanır, fakat savaş oyunu, kartları insan olan topraklar üzerinde yürütülür. Stalin Rusya'sı ile Hitler Almanya'sı arasında Hitler'in dışişleri bakanı Ribbentrop ile Stalin'in dışişleri bakanı Molotov arasında imzalanan saldırmazlık anlaşmasının ardından Polonya, zırhlı dünya kumar masasının kurbanı oldu.
Hitler'in orduları, Almanya'dan alınıp Polonya'ya hediye edilenleri geri alma bahanesiyle Polonya'ya doğru ilerlediler.  Sovyet Kızıl Ordusu ise Polonya'nın doğu kısmını kemirmek için harekete geçti. Alman ordusu yüz binlerce Polonyalı asker ve sivili öldürdü. Sovyet Kızıl Ordusu da ondan geri kalmadı. Polonyalı Yahudilerin evleri ve tüm mahalleleri katliam, yakma ve ölüm kamplarına dönüştüler. Polonya bugün, coğrafyanın ağırlığı ve geçmişin karanlığının sarsılmasıyla Ukrayna'dan kaçan insanlarla dolu bir sipere dönüyor, zihinlerinde terörün nabzı, tarihin selinde tarihin siperlerini kazarak ona kaçan bir alev vardır. Polonya'nın, Birinci Dünya Savaşı'nı ateşleyen Sırbistan ateşinden farklı olarak kendi ateşi var. Birinci Dünya Savaşı’nı huysuz kısa boylu bir gencin Saraybosna'da bir prensi öldürmesi ve imparatorları öfkelendirmesi başlatmıştı. İkinci Dünya Savaşı'nda silahlar kabuğun içinde çıngıraktı ve topları ateşleyenler ise, kafaları patlayan kemik kümeleriyle dolu kafataslarıydı. Bugün de kaçış Ukrayna'dan, eskimeyen ve zaman toprağının üstünü örtmediği tarihin siperlerinde yaşayan coğrafya toplarını kuşanmış zırhlı dişlerin ve tırnakların ülkesi Polonya’ya doğru.
İsimler, kelime ve sloganlarla sarmalanmış sembolik işaretlerdir. Ama vatan adları, küçük ve büyük olsun kişi adları gibi değildir.  Adolf Hitler, Mussolini, Stalin, Churchill ve diğerleri geçmişin tozuna karıştılar. Ama bugünün yazılacak bir coğrafyası var ve sınırlarında yazılıyor. Yerin gücü ve zayıflığıyla dolu coğrafi bir parmak olan Finlandiya, yüksek sesle NATO'ya katılma niyetinde olduğunu açıkladı ve şüphesiz İsveç de kendisine katılacak. Bu, Rusya'nın koca gövdesini saracak zincirden bir ateşli iptir. Coğrafya ağırlıklarını kaldırırken, tarih siperlerde saklı olanları patlatıyor. Büyük Sovyet Kızıl Ordusu'nun, sınırlarındaki küçük ülke Finlandiya'ya karşı 1939'da verdiği, Sovyetlerin binlerce askerini kaybettiği ve Fin ordusunun büyük miktarlarda Sovyet silahını ele geçirdiği kış savaşı, Rus tarihi siperlerinin hafızasında hala canlıdır. İki buçuk aydan fazla bir süre önce Rusya, NATO'nun güvenlik sınırlarına yaklaşmasını engelleme bahanesiyle Ukrayna'ya savaş ilan etti. Coğrafyanın topları, tarihin siperleri vardır. Bazı siperlerin hala onlar aracılığıyla nefes aldığı canlı akciğerleri vardır, bazılarının da tarihin rüzgarlarıyla savrulan ve üzerleri toprakla örtülen siperler vardır. Polonya, Avrupa varlığı üzerinde bir sayfa, İngiltere, Fransa, Almanya ve Rusya’dan daha küçük, coğrafyanın yarattığı, tarihin seyrinin renklendirdiği bir varlıktır. Asya-Avrupa yaratıcılığının bir nakşıdır. Çarlık, Ortodoksluk ve Romanovların gücüyle ulaşılan imparatorluk ihtişamı, Rus çarlarını doğuran rahimdir.
Tarih on yıllar veya yüzyıllar boyunca sessiz kalır, ancak zihinlerin girintilerinde etkisini sürdürür. Ukrayna ve Rusya, savaş ve barış ipliklerinin, güç ve zayıflık sarsıntılarının gizlendiği topraklardır. Tarih boyunca Rus varlığının kitabında Ukrayna’nın yazdığı sayfalar vardır. Bu sayfaları okumayan her Rus lider, Rusya Federasyonu'nu birbirine bağlayan ipleri gücünün ve ellerinin arasından kaçırır. Putin'in Ukrayna'daki savaşı, dünya haritasındaki en büyük yüzölçümüne sahip, uçsuz bucaksız devletlerden biri olan Rusya Federasyonu'nun varlığını ve birliğini tehdit eden renkli devrimlere karşı bir savaştır. Toprak anlamına gelen (istan) kelimesi, çoğu geçmişte Sovyetler Birliği'nin bir parçası olan Orta Asya'daki birçok ülkenin adında yer alır. Aynı zamanda Rus liderlerin zihinlerinde susmayan tarihsel ve coğrafi bir alarmdır.
Dördüncü siyaset teorisinin yazarı Rus düşünür Aleksandr Dugin, Rus lider Vladimir Putin'in aklını, tarihin ve Ortodoks mezhebinin kaynaklarıyla besledi. Siyasi vizyonu ile tarihin siperlerinde uyuyanları uyandırdı. Coğrafya, korku ve şüphe barutlarıyla dolu, bugünün topları haline geldi. Polonya üzerinden gelen ordularıyla Sovyet Rusya topraklarını işgal eden Nazizm, tarihin geçmişin çukurlarına gömmediği patlayıcı yüklü bir kelimedir. Napolyon Bonapart Polonya’yı geçerek Moskova'ya ulaştı. Ordusunun ayak izlerinin kalıntıları Rus ulusunun kafasındaki kan dolu çukurlardır.
Ukrayna'daki Rus savaşı, gerçeklerini televizyonlarda ve açıklamalarla takip ettiğimiz bir cephede dönen bir savaştır, ama sahnede olmayan güçler coğrafyanın topları ve tarihin siperleridir.